hesabın var mı? giriş yap

  • hayır gülünç olan ne biliyor musunuz? reklam verip sanki bunun kendi başarılarıyla orada ücretsiz yayınlanmış gibi lanse edip bunu kadınların gücüne bağlaması. kadınların böyle şeylere ihtiyacı yok hadisecim.

  • 5 yaşındaki kızım, anaokulu müsameresinde sahnede babam isimli şiirini o kocaman gözleriyle kaçamak bakışlar atarak okurken, gözyaşlarımı içime akıtarak dinleyip sahneye fırlamamak için kendimi zor tuttuğum, aynı anda hem kızımı hem de kendi babamı düşündüğüm ulvi gün.

  • merhabalar herekese, teyzem erzurum'da bir ayakkabı fabrikasına işkur aracılığıyla işe girdi. sabah 7 aksam 9' a kadar mesaisi var. 1 ayını henüz doldurdu. ay başı geldiğinde hesabına 1300 tl maaş yattığını görünce, sahibine neden bu kadar verdiğini sordu, adamın cevabı, evlilere asgari ücret, bekarlara ise 1300 tl maaş gibi salak bir cümle. teyzem bunun yasak olduğunu söyleyince adamın cevabı daha da ilginç, benim arkam güçlü işinize gelirse çalışın. o fabrika da 1300 e çalışan bir sürü işçi var sanırım. ne yapabiliriz bilgisi olan varsa aydınlatabilir mı? teşekkürler...

    edit:imlâ.

    edit2: arkadaşlar öncelikle hepinize çok teşekkür ederim değerli bilgilerinizi paylaştığınız için. beraber şikayet edebilirsek orada çalışan bir sürü abi ablamız ve kardeşlerimize ses olabiliriz, çünkü hepsi bastırılmış ve ekmek peşinde koşan insanlar.

    edit3: arkadaşlar firma adını bir kaç tavsiye üzerine kaldırdım sadece gereken hukuki mecralarla paylaşacağım, çok sağ olun.

    edit4: arkadaşlar teşekkürler, teyzem ve aylardır orada çalışan bir kaç arkadaşına cesaret oldunuz. artık ilk işleri bir avukatla olayın üstüne gitmek.

    edit5: arkadaşlar destek mesajlarınız için minnettarım hepsine yetişmem mümkün değil, lütfen kusura bakmayın.
    edit6: olaydan 1 hafta kadar sonra, teyzem işten atıldı arkadaşlar. ve 1300 tl beğenmiyirsan çık, dışarıda onlarca insan var çalışacak dendi. istediğin yere de şikayet edebilirsin dediler. bu ülke de güçlüye bir şey olmuyor ne yazık ki. düzenleri batsın. kırmızısı da sarısı da aynı bok.

  • dünyanın en ünlü binalarından biridir. inşa edildiği 1931 yılında dünyanın en yüksek binası unvanını almış ve bu unvanı dünya ticaret merkezi'nin açıldığı 1972 yılına kadar korumuştur. 2017 yılında 381 metrelik yüksekliği ile amerika birleşik devletleri'ndeki en yüksek 5. bina olarak sıralanmıştır. dünya ticaret merkezi'nin 11 eylül saldırılarında yıkılması ile new york'un en uzun binası unvanını geri almış ancak özgürlük kulesi'nin (one world trade center) 30 nisan 2012'de açılması ile bu unvanı tekrar devretmiştir. dev paratoneri de hesaba katıldığında 443 metre uzunluğa ulaşmaktadır ancak sıralamalarda bu uzunluk kullanılmamaktadır.

    yıldırım düşme anı

    manhattan, beşinci cadde'de, 33. ve 34. caddelerin arasında bulunan bina her gün sabah 08.00, gece 02.00 arasında ziyarete açıktır.

    inşasına mart 1930'da başlanan bina 1 mayıs 1932'de dönemin abd başkanı herbert hoover'ın washington'da bir düğmeye basması ve ışıklarını açmasıyla resmen açıldı.

    keops piramidi 100 bin kişi çalıştırılarak 20 yılda, ayasofya 1.000 kişi çalıştırılarak 5 yılda bitirilmiştir. empire state building'in inşaatı ise sadece 18 ay sürmüştür.

    binanın inşası sırasında kaydedilen ve renklendirilmiş görüntüler: video

    büyük buhran'ın erkileri nedeni ile bina beklenen maliyetinin neredeyse yarısına inşa edilmiş ve 24.718.000 dolara mal olmuştur. inşaat sırasında yüzlerce kişinin öldüğü söylentileri dolaşsa da resmi kayıtlara göre sadece 5 işçi yaşamını yitirmiştir.

    kayıtlara göre; bir işçi kamyon çarpması nedeniyle, bir diğeri asansör boşluğuna düşerek, biri vinç çarpması nedeniyle, biri patlamada ve sonuncusu da binanın etrafındaki iskeleden düşerek hayatını kaybetmiştir.

    binada kullanılan bazı malzemelerin miktarı:
    yaklaşık 55.000 ton çelik
    10 milyon kiremit
    yaklaşık 760 km elektrik kablosu
    96 km su borusu
    yaklaşık 5600 km telefon kablosu
    6.550 pencere
    30.000 metrekare mermer zemin
    1.100'den fazla tuvalet
    73 asansör ve 11 km asansör boşluğu

    binaya girerken ilk karşınıza çıkan alan lobidir. 2009 yılında art deco tarzda restore edilen lobide 24 ayar altın varaklar kullanılmıştır. binanın dev bir resmi duvarda ziyaretçileri karşılamaktadır.

    86. katta bulunan gözlem güvertesi new york'taki en yüksek açık hava güvertesidir. bu alan sayısız filmde kullanılmıştır. binanın etrafını saran bu güvertede özgürlük anıtı, brooklyn köprüsü, central park, times meydanı ve hudson nehri ile east river'ı içeren 360 derecelik bir new york manzarası sizi karşılamaktadır.

    binanın 102. katında bulunan güverte ise new york'un çarpıcı bir kuşbakışı görüntüsünü sunmaktadır. binanın resmi sitesinde yer alan bilgiye göre açık bir havada bu alandan 130 km'ye kadar görüş sağlanabilmektedir.

    lobiden seyir terasının bulunduğu 102. kata asansörsüz çıkmak isterseniz 1.860 basamak çıkmanız gerekmektedir.

    bina 1976 yılından bu yana kutlama ve etkinliklerde aydınlatılmaktadır. 2012 yılında aydınlatmayı daha verimli ve daha yaratıcı şekilde yapabilmek amacı ile led ışıklar kurulmuştur. aydınlatma takvimine buradan ulaşılabilmektedir.

    kaynak: esbnyc.com, wikipedia, thoughtco

  • güldür güldür seviyesinin üstünde bir siyasi hiciv olmuş ama sanırım sansür yemiş.

    siyasi bir hicive bile tahammülleri yok adamların. ne değişik bir yer oldu abicim bu ülke. yıldık artık sizden siyasal islamcılar. bırakın artık yakamızı.

  • babam sorumsuz bir adam olduğundan, hayatı boyunca hiçbir işte dikiş tutturamadı. biraz da şanssız adamdı, neye elini atsa kuruttu durdu. bu yüzden asla maddi olarak düzlüğe çıkamadık. çok şükür hiçbir şeyimiz eksik olmadı ama yarınımızdan da hep endişe ettik.
    şanssız adamdı dedim ya, üniversiteyi kazandığım sene iyice dibe vurdu.

    üniversite eğitimimi dedem (babamın babası) sayesinde bitirdim desem, sanırım babama haksızlık etmiş olmam. üstelik bunu o da kabul eder. aklına geldikçe ''sen yat kalk dedene dua et'' diye hatırlatır durur.

    mavi önlük, beyaz yaka ile okula adım attığım ilk günden, lise son sınıfa kadar her sabah ayakkabımın içine harçlık bırakan dedem; üniversite hayatım boyunca da her ay emekli maaşını benim hesabıma aktardı. bu fedakarlığa rağmen 2 sene okulu uzattım, of! bile demedi. mekanı cennet olsun.

    diğer dedemle pek içli dışlı olamadım mesafeler yüzünden. ben tatillerde köye gitmeyi sevmezdim, o da gariban adam; ancak 2-3 yılda bir gelirdi. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgesinden ayrılmam.

    teyzem anlattı, duyunca mahvoldum. ölmeden 2 hafta önce ''yazık'' demiş.
    - yazık bize, hiçbirşey yapamadık çocuğa. uzak ilde bir başına yavrucak. ne bir kez yanına gidebildim, ne üç kuruş parayı denkleyip yollayabildim, kızmıştır bana.

    bir öğle vakti köy kahvesinde kalbine yenik düştüğü gün, gömleğinin cebinden adımın soyadımın yazdığı küçük bir kağıt çıkmış.
    adım, soyadım ve hesap numaram.
    duyunca mahvoldum..

    nurlar içinde yat güzel dedem.

    ve yeteri kadar öpemediğim için o pamuk ellerini, kızma bana. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgenden ayrılmam.