ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar
-
ben bir üst modelini bekliyorum, eylül ayında çıkacakmış.
6 yıllık ilişkiyi bitirip 6 ay sonra evlenmek
-
6 gün sonra da balayına çıkarsa "666" combosunu tamamlayacaktır. yoksa 66 yozgat'ta kalıyor sıkıntı büyük.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
şarjın kablosu oynamış, %100 beklerken bir baktım %7. evladını kartal kaçırmış fatma girik gibi perişanım şu an..
evde kalmak
-
armudun sapı üzümün çöpü derken eşşeğin zikini alma durumu
yeni binalarda ses yalıtımının kötü olması
-
oturduğum evde yan komşuyla ortak tek bir duvar var ve ne konuşsalar yanımda konuşuyorlar hissine kapılıyorum.
üst kat komşusuna asansörde denk geldim gece 12 den sonra televizyonu biraz kısar mısınız dedim adam televizyon sesi bir kat yukarıdan geliyor dedi.
tanım : katıldığım ve sebebini merak ettiğim önerme
eski sevgiliye benzetmek
-
- birşey mi var beyefendi??
- pardon?
- neden bakıyorsunuz sürekli??
- pardon çok özür dilerim, birine benzettim sizi...
- ...
- ve ben onu çok özledim...
- ...
- sizin gibi renkli kocaman bakan gözleri vardı onun da... saçları sarıydı, teni beyazdı... gerçi son gördüğümde saatlerce kucağımda uyuttuğum için onu, doyamadığım için oynamaya onlarla, dağınıktı biraz saçları mesela, ama her zaman bakımlıydı...
gülünce dişleri kocaman görünürdü, ve hiç sevmezdi bunu; çok düşkündü güzelliğine... oysa ben de tam tersine, en doğal zamanlarında, gerçekten içten güldüğü anlarda aşık olurdum ona... şimdi düşünüyorum da, hep ima etmişim, hiç söylememişim onu "çirkinken" daha çok sevdiğimi... inanmazdı muhtemelen, ama söyleseydim keşke...
gülünce tombullaşırdı yanakları, işte tam da o anda avuçlarımın içine alırdım güzelim yüzünü; gözlerimi gözlerine dikerdim, kırpmadan bakardım ona... gözlerimiz dalarken koyu sohbete, biz susardık... sahi, ne kadar da "bir"mişiz aslında...
gizli saklı haberleşirdik, kimselere belli etmezdik... telefonu açtığımda "naapıyosun sen bakiim" derdim çocukça, "sen yaapıyosun" derdi... havadan sudan konuşurduk, hep kaçak oynardık, ertelerdik asıl söylenmesi gerekenleri, söylemek istediklerimizi...
bir sessizlik olurdu konuşma arasında tam yeri geldiğini belli eden... "özledim seni" derdi, "burnumda tütüyorsun" derdim... inanırdım, inanırdı...
yanyana geldiğimizde iki yabancı gibi bakardık birbirimize... yasaktık sanki nedense... mesafeli kalırdık başka insanların yanında, heyecanla yalnız kalacağımız anı beklerdik... ilk fırsatta dokunurdu dudaklarımız... öyle ateşli öpüşmeler değil, eşsiz dokunuşlardı bizimkisi, benzeri olmayan...
günler birktirirdim ona, anlatılması gereken hikayelerle geçen günler... hepsini anlatmaya vaktimiz olmazdı hiç, çoğunlukla onu dinlerken, onu izlerken öldürürdüm zamanı... vazgeçmek ne kolaydı, ucunda o olunca... hep anlatan ben, hep ketum oluverirdim onun yanında...
yanıbaşında...
ne güzeldi hep onunla olmak, yanıbaşında... nefesini kıskandıracak kadar yakınında, omuzlarımız birbirine dokunacak kadar dipdibe... parmaklarını parmaklarıma dolayabileceğim kadarlık mesafede...
"senden de, senin sevginden de vazgeçemiyorum, ne olur sen de vazgeçme benden" demişti son defasında... vazgeçtiğimi söyleyecek cesareti toplayamamıştım ona, yapamamıştım;
meğer ne kadar zordu sadece onun için herşeyden vazgeçmeyi göze aldığımı söyleyebilmek...
hep yazdıklarımı, ancak yazarken anlatabildiklerimi kulağına fısıldayabilmek isterdim, yapamadım...
"seni seviyorum" diyordu," özledim" diyordu... "eskiden olduğu gibi günün bilmemkaç saatini birlikte geçirebilmek için neler vermezdim" diyordu...
ama sadece "geliyorum" dese yeterdi bana;
demedi, diyemedi...
hani siz az önce telefonla konuşurken gülümsüyordunuz, gözleriniz kısılıyordu ya, ne bileyim, ona benzettim sizi birden fena halde... ne kadar canlıymış anılarım, ne kadar tazeymiş yaralarım, ne kadar kırıkmış hayallerim meğerse...
* * *
- birşey mi var beyefendi??
- pardon?
- neden bakıyorsunuz sürekli??
- pardon çok özür dilerim, birine benzettim de sizi, dalmışım biraz... çok özür dilerim...
- herneyse, önemli değil...
- tekrar özür dilerim, iyi günler...
memleketinin adını söylemeden anlat
-
nasıl sikko memleketse insan yakanı ve köpegi ile meshur.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
ibrahim tatlıses'in eline vermiştim vakti zamanında:
http://i201.photobucket.com/…stropos/photo-0123.jpg
tarihteki muazzam ayarlar
-
turkiye'de sun microsystems'in urunlerine servis destegi veren birkac sirket vardir. bunlardan en ba$at olanlari kocsistem ve gantek'tir. sun microsystems'in kendisinin bile pazardaki payi cok dusuktur.
muhtemelen, servis gelirlerinin belirli bir boyuta ulastigini goren ve artik paylasmak istemeyen sun microsystems, en buyuk pastayi alan kocsistem'in servis destegi vermesi icin gereken lisansini yenilemez. tutar bu lisansi konu ile zerre alakasi olmayan bilkom'a verir.
koc holding ertesi gun bilkom'u satin alir.
kitapçıya gidip günde 20 sayfa bedava kitap okumak
-
bu iş için eziklenmeden yapılacak bir yer icat edildi. hesaplayan mini çakal olmaya hiç gerek yok.
(bkz: kütüphane)
resmi gazete'ye inanmayan dayı
-
dayının gözlerinde karşısındaki spikere acır bir bakış ifadesi var yalnız: "sizi kandırıyor yavrum bu muhalefet. halbusam türkiye çok güzel şiş kebap çok güzel." bakışı..
bob ross
-
twitch streaminde yorumlari izlemesi de cok eglenceli.
o anki haliyle guzel gorunen resme yeni bir kisim eklemek icin vurdugu ilk firca darbesinde:
-ruined
-ruined this time
-ruined
birkac dakika sonra o karalti guzel bir agaca donusunce:
-saved
-omg it's magic
-saved
-saved
-i told u guys
arada palette renkleri secerken birisi anliyor cikiyor bagiriyor:
-tree incoming!!!
resim bitene kadar bunlar bir dongu halinde devam ediyor. resim bitip de bob ross hadi gorusuruz haftaya diyince 10 bin kisi arka arkaya gg yaziyor.
streamde ara olmadigi icin hemen arkasindan diger bolum basliyor. bob amca hi welcome diye girince yine 10 bin kisi ayni anda:
-hi
-hi
-hi bob
-hi
bir ekranin basinda bekleyen binlerce kucuk minyon gibiler. bob ross hi diyor. dalgalanarak arkalara dogru giden bir hiiiiiii dalgasi basliyor.