ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gerçekten hoşlanılan kişiye karşı mesafeli durmak
-
çocukken vardı bende bu hastalık. bir kıza aşıktım çok, annesi beyazlar giydirir, salardı sokağa. ben diğer bütün kızlarla iyi anlaşırdım ama bir tek onunla geçinemezdim. nerde görsem ellerimi toza bulayıp o beyaz elbiselerini elimle damgalardım. felaketi olurdum, ağlardı. yıllar geçti ama sevgimi ifade edişimdeki bu başarılı tavır değişmedi. amıma koyayım, stop.
dünyanın etrafını cam ile çevirmek
-
tül ve perde takmaya sıra gelince herkesin ortadan kaybolacağı durum.
ankara soğuğu
-
asfalta konan pişmiş yumurtayı, çiğ haline geri döndürüyor şu ara.
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
-
gta 4'te perseus'un tezgahtarıdır. "you look too bad to be real, sweetheart" falan der müşteriye. sonra vay efendim dükkana neden füze attılar.
karantinabuddy aranıyor ilanları
-
serengeti düzlüklerinde sırtlanlar yeni bir av stratejisi bulmuşlardı. karantinadan sıkılmış, kısıtlı su kaynaklarına ulaşmaya çalışan hello kittyli pijama giyen ceylanları gözlerine kestirdiler.
bu sırtlanlar çoğu zaman tek başına avlanmayı severken, bazı durumlarda ise müşterek hareket edebilirler. bakalım ceylanlar bu stratejiye ne kadar karşı koyabilecekler.
27 mart 2014 ülkenin komple kabloları yakması
-
devletin en üst düzeydeki güvenlik toplantısı dinlenmiş, ses kayıtları youtube'a düşmüş, istihbarat teşkilatı ve dışişleri'nin başbakanın bilgisi dahilinde kendi toprağına, kendi askerlerine saldırı düzenleyerek komşularından biriyle savaş çıkarmak için gerekçe yaratmaya çalıştığı ortaya çıkmış, ağzımız açık bunu algılamaya çalışıyorken, yarım saat sonrasında başbakanın helyum çekmiş gibi bir sesle düzenlediği mitingi izleyip katıla katıla gülmeye başlamamız sonucunda ortaya çıkan durum. son 3,5 ayda yaşadıklarımızla iyi bile dayandık aslında. fazla hunisi olan var mıydı?
5 aralık 2022 japonya hırvatistan maçı
-
japonlar bundan sonra okullarda penaltı atmayı bütün çocuklara öğretir , 20-30 yıla dünyada en iyi penaltı atan ülke olurlar.
beyaz show'da oğuzhan koç'a yapılan şaka
-
hiç komik olmayan ve bir o kadar da çalışılmış duran tv şeysi.
tüm zamanların en iyi dizi film repliği
-
i am not in danger i am the danger
walter white reisin skyler'a söylediği bu sözde efsaneler arasındadır. hatta şuanda izleyip de hatırladıklarım arasında belki de en iyisi.
çocuk tek büyümesin diye yapılan ikinci çocuk
-
benim bu çocuk.
ablam 8 yaşındayken, ailesel problemler yaşadığı için depresyona giren anneme;
- anne, sen bu teyzemler, dayımlarla uğraşıp duruyorsun, üzülüyorsun. ben de tek başımayım sana destek olamıyorum. yap bi çocuk, bok yıkamaktan onları düşünmeye vaktimiz olmasın.
demiş. annem de hangi kafadaysa yapmış işte beni sağ olsun.
dünyaya geliş amacım bu.
not: 8 yaşında, evet 8 yaşında o cümlelerin hepsini toparlayıp söylemiş anneme canını yediğim.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- neden enerji bakanlığına başvurdunuz, enerjiye özel bir ilginiz mi vardı, yoksa...
- hayır ilanda belirtilen özelliklere uyduğum için başvurdum (enerjiye özel bir ilgim vardı, her gün ballı ceviz, mesir macunu ve snickers yiyip red bull içiyorum anasını satim. makul bir insanın enerjiye neden ve nasıl bir ilgisi olabilir?)
annenin çöp diye attığı bazı muhteşem eşyalar
-
küçükken uzaylılarla ilgili ne bulursam okur, kütüphanelere gider araştırmalar yapar, ilgili gazete küpürlerini, yazıları ve fotoğrafları hepsini tek bir dosyada toplardım. bir sabah uyandığımda çekmecemde dosyamın olmadığını gördüm. evin altını üstüne getirdim ama yoktu. dosya kayıptı. yıllarca dosyanın uzaylılar tarafından fark edilip kaçırıldığını düşündüm. bundan ötürü hiç üzülmedim, hep gurur duydum. bu olaydan 12-13 yıl sonra ise annem, "ben o dosyayı çöpe attım çünkü kafayı yiyiyosun sanmıştık" dedi. tüm büyüyü bozdu. madem çöpe attın bunu bana neden söylüyosun anne? yıllarca ben bunun hayaliyle yaşadım. hayali bile güzeldi uzaylıların ben uyurken odama ışınlanıp "cixuavicuw..xceiviciuw.." sesler eşliğinde çekmecemi açıp, dosyamı alıp, bana dokunmadan gitmeleri. çünkü bu, bana verdikleri değeri gösteriyordu. meğer dosyam o gün geceyi başka bir galakside değil, ümraniye çöplüğünde geçirmiş...resmen hayal kırıklığı bu. demek bir çocuğun o yaşlarda uzaylılarla ilgilenmesi kafayı yeme göstergesi? kedileri ıslatıp havaya atsaydım, arkadaşlarımın sokak ortasında donlarını indirseydim, bakkala seslenip uzaktan nah çekseydim ve hiçbir gereği yokken zillere basıp kaçsaydım kafayı yemiş olmayacaktım öyle mi?