ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
minimalizm
-
aklıma kafka'nın şu sözlerini getiren sanat akımı:
"dışarıya kapanmak esasen içeri açılmaktır. huzur mu istiyorsun ? az eşya, az insan"
dönerci olarak yaşayıp ölmenin anlamı
-
kör topal bir eğitim aldıktan sonra askere gidiyorsun. sonra dönerci oluyorsun. tamam belki öncesinde de birkaç ufak tefek başka işler yapıyorsundur. ama sonuçta dönercisin. döner kesip duruyorsun.
günler geceler böyle geçiyor. az buçuk yıllık izinlerinde yaşamaya çalışıyorsun. geceleri düşündüğün tek şey toplumun geldiği nokta. gündüzleri ise 1 m2 alanda döner başındasın. gören gözler, işiten kulaklar, milyarlarca nöron ne için?
bazen bir taşa imreniyor insan. arzularını hiçe sayan bir organizmanın yalnızca yaşayıp ölmesi en korkunç varoluş masalı değilse ne?!
türkiye'de sıraya girme kültürünün olmaması
-
türkiye'de sıra kültürü yoktur çünkü türkiye hırsızlar memleketidir. herkes imkanı dahilinde çalar. kiminin imkanı vardır devleti hortumlar, kimi ancak vergi kaçırır, kimisi de böyle başkasının sırasını çalar. hırsızın utanması olmadığı için de yaptığından utanmaz, laftan incinmez.
muhafazakarlar dövizi daha çok tercih ediyor
-
siyasal islam böyledir. ahlak dersi verir ahlaksızdır, din dersi verir dinsizdir, namus dersi verir namusuzdur, akıl verir akılsızdır
bunların dini imanı para pardon dolar olmuş
aykut kocaman
-
lig tv'de ertuğrul sağlam'ın ağladığı görüntülerin ve maç sonunda yaptığı röportajın ardından çok doğru bir tespit yapmıştır. "biz artık kötüyüz. insanlara acı çektirmekten, kötü olmaktan mutluluk duyuyoruz. bizi oluşturan özelliklerden en büyüğü kötülük oldu" diyerek sadece futbol camiasına değil, yaklaşık 13-14 yıldır türkiye'de yaşayan tüm insanların geldiği durumu çok basit bir sıfat ile anlatmıştır.
evrenin simülasyon olduğunun kanıtı
-
eğer kanıt doğruysa...
yani evren gerçekten simülasyonsa...
beni isveç class'ında değil de türkiye class'ında tanımlayan şerefsizin parmaklarına sıçayım.
konuyla alakalı:
(bkz: ay'ın yapay olması/#49876501) bir ürperme geldi :(
tarihteki muazzam ayarlar
-
mecnun namaz kılan bir faninin önünden geçer. namazı bitirdikten sonra fani sorar:
- ey mecnun beni görmüyor musun da, namaz kılarken önümden geçiyorsun?
mecnun cevap verir:
- ey fani, ben leyla'yı düşünürken seni görmedim de, sen mevla'yı düşünürken beni nasıl gördün!
anıtkabir arazisinin gereğinden büyük olması
-
800.000.000.000 m2 toprağa bağımsızlık kazandıran bir lider için gereğinden çok daha küçüktür.
tanju özcan'ın meclis toplantısında çay fırlatması
-
o değil de, çayı gören akplilerin sesleri anında nasıl da kesiliyor ama! assgasfsgshsfshsjs.
tolga zengin'in kalede kapattığı köşe
-
dünya'nın en güvensiz yerleri arasında; pakistan-hindistan sınırı, ortadoğu coğrafyası ve kuzey kore-güney kore arasında kalan demilitarized zone ile yarışabilecek yegane bölgedir.
ayrıntılı bilgi için ayrıca:
(bkz: kuzey kore güney kore savaşı)
(bkz: hindistan pakistan savaşı)
(bkz: ortadoğu'nun sürekli savaş halinde olmasının sırrı)
(bkz: tolga zengin)
özgüven ve ego arasındaki fark
-
birisi ancak bir eleştirinin konusu olabilecekken öteki bir övgü unsuru olma özelliği taşır.
kimseyi egosu yüksek diye övmez ya da ona saygı duymazsınız. ancak özgüveni egodan arındırılmış bir biçimde yüksek olan kişiyi rahatlıkla sever ve översiniz.
ego,başkalarınca beslenmeye muhtaç bir olgudur yani aslında sizi başkalarına direkt olarak muhtaç kılar.
özgüven ise ancak kişinin kendi kendini beslemesi ile oluşabilecek bir olgudur ve kişiyi başkalarından bağımsız kılabilir.
insanların gösterdiği sahte ama düzeyi yüksek türden ilgi ve alaka, egonuzu fazlasıyla şişirebilir ve yetersizliklerinizi görüp onları giderme noktasında önünüze, bizzat 'sizi' engel olarak koyabilir.
özgüven ise, sahteliklere geçit vermeyen ve reel yeterlilikler üzerinden gelişen bir olgudur ve sizi, size rakip kılar.
başkalarının alkışlarına muhtaç olan ego,özgüvenin o hür duruşu karşısında yetersiz, bir o kadar da değersizdir.
biri dosttur insana, diğeriyse çoğunlukla düşman.