hesabın var mı? giriş yap

  • bir akit haberi.

    süper bişi, türkmenistan, kazakistan ve bosna hersek liderleri geliyormuş.

    akpli'ler mutluluktan havaya uçuyormuş, geziciler ve cehapeliler kıskançlıktan sokaklara çıkacakmış.

    link

  • geçenlerde bu durumun benzeri benim de başıma geldi. iş çıkışı eve dönerken bizim mahallenin iki gencini yolda el ele gördüm. hatta sokak ortasında öpüşüyorlardı. hiddetlendim! gittim uyardım; "hılmi, dursun naapıyosunuz olm siz?"

  • meram fen lisesi'ne başladığım ilk gün…
    uzak diyarlardan yatılı olarak gelmişim okula. dallama bi öğretmen birini kaldırdı tahtaya sınıfa girer girmez; evet kim hangi okuldan gelmiş annesi babası ne iş yapıyor yazalım tahtaya, dedi. bu ne biçim iş amk, ilkokulda mıyız diye soruyorum kendime. neyse başladı ön sıradan gözlüklü güzel bir kız:
    -gündoğdu koleji, annem öğretmen babam doktor
    ve devam etti yanındaki:
    -koyuncu koleji , annem ev hanımı babam sanayici
    -diltaş koleji, annem mimar babam doktor
    .
    .
    .
    liste böyle yazılıyor orta sıranın en arkasındaki bana yaklaşıyoruz ve bir tane devlet okulundan gelmiş olan yok. öğretmen kolejlilerle sohbet ediyor lafı uzattıkça uzatıyor, baban hangi hastanede? annen hangi firmada? babanı tanıyorum çok iyi esnaftır, demek ablan da savcı oldu vs…
    herkesin ebeveyni ya öğretmen/doktor/asker/avukat yada sanayici fabrikatör. derken tahtaya yazan çocuğa geldi sıra:
    -mareşal ilköğretim okulu(devlet) , annem öğretmen babam öğretmen,
    yazdı tahtaya da söylerken. biraz rahatladım, tek devlet okulu ben çıkacağım diye çekiniyordum.
    sonra yine özel okullardan devam. sıra bana geldi. ayağa kalktım :
    -atatürk ilköğretim okulu, annem çalışmıyor babam işçi!
    sınıfta sessizlik oldu bir anda. kimmiş bu işçi çocuğu gibi dönüp bakıyorlar bana. zaten neredeyse hepsi birbirini tanıyan bu özel okul öğrencileri, bir işçi çocuğunun 10 bin nüfuslu bir kasabadan bu okulu kazanmış olmasına şaşırıyorlardı. öyle ya, kendi odalarında ders çalışıp, servislerle okula giden, okul sonrası ders takviyeleri alan bu başarılı çocuklar başarının ailenin geliriyle doğru orantılı olduğunu kanıksamışlardı.
    -hmm enteresan, demekle yetindi öğretmen ve yanımda oturan maden sahibinin oğluyla sohbete başladı.
    sınıfta 2 tane devlet okulundan gelmiş öğrencilerden biri ve tek işçi çocuğu olarak oturdum, önüme baktım. öğretmenin yanımdaki maden sahibinin oğluyla esprili yaptığı muhabbete gülümsüyorum. bir yandan da derse giren her öğretmenin bunu yaptırıp yaptırmayacağını düşünüyorum. her seferinde ayağa kalkıp : annem çalışmıyor, babam işçi! mi diyecektim? neyse ki gerek kalmadı. çünkü bu bilgiler ders işlenmeye başlanan 3. güne kadar tahtada yazılı kaldı. her teneffüs sonrası sınıfa giriyor tahtaya bakıyorum ve gözümde büyüyen o yazı :
    babası işçi!
    silmek istiyorum, babamın işçi olmasından utanıyorum, bu okula geldiğim için pişmanım, bu insanların arasında benim işim ne? diyorum. kimseyi tanımıyorum, sene 2002 , birilerini arayıp mesajlaşıp içimi dökemiyorum. işçiyse işçi ne olacak, diyorum kendi kendime. oysa kimsenin umurunda değil artık babamın işçi olması. 3 saniye bana bakıp hayatlarına devam etti herkes ama ben edemiyorum. tahtada yazmaya devam ediyor o yazı, ne zaman silinecek bu tahta diye stres yapıyorum.
    öğle arası babam aradı. biz dönüyoruz, gel aşağı vedalaşalım.
    indim, annemle babam yatakhanenin önünde mutlu bi şekilde benim onlara yaklaşmamı izliyorlar. gözleri ışıldıyor. ee ne de olsa iyi bi okula yerleşmiş çocukları, gururlu ikisi de. ben babama yaklaşırken : neden işçisin ki? bari öğretmen falan olsaydın , diye düşünüyorum. canın mı sıkkın diyor annem, yok diyorum. ellerini öpüyorum, sarılıyoruz. artık ara tatile kadar görüşemeyeceğiz. babam zaten harçlık bırakmasına rağmen gider ayak tekrar harçlık veriyor, belki cebindeki son parayı. babam iyi bir insan. işçi ama namuslu bir işçi. kimin babası ne iş yapıyor artık umurumda değil, tekrar sarılıyorum babama. benim doktor olduğumu göremeden ölen rahmetli babama…

  • 4 yaşlarındaki ufaklık, elini bırakır bırakmaz sahilde etrafına bakmadan koşmaya başlar.

    + oğlum gel buraya. şimdi denize düşeceksin bak!
    - baba sen ne biçim konuşuyorsun öyle, allah korusun.

    bildiğin dindar nesil yetişiyor lan dfgfdsfd.

  • anlatılan fıkrayı sonuna kadar dinleyip " ben biliyodum bunu " der ve gülmez, tüm heves kaçar büzülürsün, böyle bi insan işte

  • zentangle yöntemi, yapılandırılmış desenler çizerek güzel görüntüler oluşturmanın öğrenmesi kolay, rahatlatıcı ve eğlenceli bir yoludur. amaç, güzel görüntüler yaratan yapılandırılmış kalıplarla sakinliği ve meditasyonu teşvik etmektir. tekniği öğrenmek kolaydır ve aynı zamanda rahatlatıcı ve zevklidir. görsel

    zentangle yöntemi hakkında bilmeniz gerekenler:

    yaratıcılara göre, bir kalem veya boya fırçasıyla iyi olduğunu düşünmeseniz bile, yöntemi anlamak ve eğlenmek basittir. zentangle eseri yaratmak, bir sihirin numarasını öğrenmek gibidir.

    her çizgi sanki düşünceler, kelimeler veya olaylardan oluşmuş gibi bilinçli ve düşünceli bir şekilde çizilir. yani, her çizimde hayatınızdaki tüm önemli şeylerin izini bırakırsınız.

    ona nasıl baktığınız önemli değil; tamamen zihninizi elinize ve kağıda bağlamakla ilgilidir. bu, şimdiki zamana odaklanmanıza ve odaklanmanıza yardımcı olan yeni düşüncelerin ve perspektiflerin gelişmesini sağlar. bu yüzden silgilere izin verilmez, çünkü o zaman kendinizi silmiş olursunuz.

    neyin sonuç vereceğini bilmemek kasıtlıdır ki bu hem özgürlüktür hem de zordur. diğer hobilerde olduğu gibi önceden belirlenmiş bir çözümün olmaması, ilk önce can sıkıcı olabilir, çünkü mükemmel çözümler bulmak için yetiştirilmedik mi?

    ihtiyacınız olan şeylerin bir listesi:

    zentangle döşemesi veya çerçevesi her iki tarafta 8,89 cm'dir. desenleri olmayan her türlü dokulu kağıt kullanabilirsiniz. tercihen yukarıda belirtilen boyutlarda beyaz olmalıdır.

    bir çizgi çizerek başlamalı ve oluşturduğunuz deseni tekrarlayarak devam etmelisiniz.

    tek bir seansın 15 dakikada tamamlanabilmesi için veya istediğiniz kadar uzun da çalışabilecek kadar esnek şekilde tasarlanmıştır. dolayısıyla, üzerinde fazla zaman harcamayanlar için başarı ve memnuniyet duygusu hızlı bir şekilde gelebilir.

    zentangle desenleri oluşturmanın arkasındaki ritüel; kişisel, samimi ve eşsiz bir ortam yaratmak içindir. duygularınızı zentangle karoların dokusu ile birleştirmek, kendinizi mükemmel bir şekilde rahatlamanızı ve kendinizle iletişimde olmanızı sağlayabilir.

    zentangle yönteminin özellikleri:

    sanatın ve yaratıcılığın kendimizle bağlantı kurmamıza yardımcı olması şaşırtıcı değil, çünkü bizi her zamanki iş ve aktivite rutinimizden kurtarıyor.

    zentangle, genellikle farkındalığımızı artıran yeni algılara kapı açan iç ve sözel olmayan bir dil ve orantı dili oluşturmamıza yardımcı olan bir uğraştır. tıpkı mandalalar gibi, bu yöntem de bir tür “modern meditasyon” dur.

    ayrıca, sonucun önceden tasarlanmamış olması, hayatı siyah ve beyaz yerine renkli bir şekilde görmenize yardımcı olur.

    zentangle'nın faydaları:

    zentangle diğer çalışmalardan farklıdır. çünkü kendi desenlerinizin oluşturulmasını teşvik eder ve böylece güzel görüntüler de oluşturabileceğinizi görürsünüz.

    bir zentangle çizimi yaparak sizi mekansal ve zamansal farkındalıktan çıkarmanın üstünde:

    -rahatlatıcıdır.
    -yatmadan önce yapılırsa uykuda rahat olmanızı sağlar.
    -yeteneklerinize değer vermenizi teşvik eder.
    -sizi destekleyici ve eğlenceli bir toplulukla birleştirir.
    -yaratıcı yeteneklerinizi güçlendirir ve geliştirir.
    -fobilerden ve bağımlılıklardan kaçınmanıza yardımcı olur.
    -kişiye çatışma çözme becerisi kazandırır.
    -beyniniz egzersiz yapar.

  • paradan atatürk'ü kaldırmak için ilk adım.
    tepki çekmezse yavaş yavaş önce madeni paralardan sonra kağıt paralardan atatürk'ü kaldıracaklar, bu da bunun nabız yoklaması.
    nasıl olsa şehitler ayağına kimse ses çıkaramaz diye istediklerini yapıyorlar.
    demişti dersiniz.

    edit: saçma sapan hatıra parası kavramıyla gelmeyin bana. 70milyon basıp piyasada kullanılabilen bir para hatıra parası falan olamaz, amacı farklıdır.
    yiyorsa git darphanenin sitesinde satılan diğer hatıra paralarıyla alışveriş yapmaya çalış, ondan sonra konuşalım.