ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hasar görmeyen araba
-
1940-60'lı yıllar boyunca üretilmeye çalışılmış, bunda da büyük yol alınmış araba türü.
o günlerde tasarımcılar arabaları olabildiğince sağlam yapmak için çaba gösteriyordu. çelik takviyeli sağlam şeseler, kalın dayanıklı kaportalar ve tamponlar almış başını yürümüştü. otomobille kaza yapıyordunuz, kafa kafaya çarpışıyordunuz ve araba bu çarpışmadan çoğunlukla sağlam çıkıyordu.
ama bu duvara bindirse sağlam kalan arabaların içindekiler ölüyordu. çünkü araçlar çarpışmanın enerjisini sağlam kaldıkları için ememiyor, içerideki yolcu da eylemsizlik gereği 10-15 g kuvvetine maruz kalıp valhalla'nın yolunu tutuyordu.
bunun üzerine otomobil üreticileri hasar görmeyen araba üretme çabalarını bırakıp, kaza anında ezilip enerjiyi emecek ama kabinde yaşam alanı da bırakacak otomobiller üretmeye başladılar. bugün, otomobillerin ön şase ve kaportası yüksek darbelerde akordeon misali ezilecek biçimde tasarlanır. bu sayede kaza anında oluşan enerji kaporta tarafından emilerek sürücünün daha az g kuvvetine maruz kalması amaçlanır. emniyet kemeri ve hava yastığı takviyesi ile de insanın alacağı hasar minimum düzeye indirilmeye çalışılır.
bu yönüyle, günümüz otomobilleri geçmişin taş gibi sağlam otomobillerinden çok daha güvenlidir. sapasağlam arabanın içinde ölmek yerine, hurdaya dönmüş arabadan sağ çıkarsınız...
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: aile içi kriz yaşandı dün gece beyler yardım
entry: gece yarısı oturduk bizim aile bi de amcamın ailesi sohbet ediyoruz. kahkahalar, çekirdekler havalarda uçuşuyor.
sonra amcamın 5 yaşındaki oğlu uyanmış geldi içeri. anlamsız anlamsız bi eliyle gözünü kapatmış diğeriyle etrafına bakıyor.
amcam 'ne bakıyon lan ibne göstersene amcana çükünü' dedi gülüşmeler içinde. bu da sol eliyle sıyırdı hemen pijamasını çükü salladı sağa sola. ulan biz gülerken babam 'o ne lan bamya gibi' diye bi çıkardı malafatı. çocuk sapsarı oldu amk. yengem çığlık çığlığa kaçtı. amcam 'birader' diyebildi sadece. annem de eliyle tutmuş içeri sokuşturmaya çalışıyor. babam itti annemi 'dalga gör dalga' diyo hala çocuğa doğru. zavallı çocuk gözlerini bile kırpamadı yarım saat :(
(yarim altin ?, 22.06.2012 22:28 ~ 22:29)
7 temmuz 2017 bim'de satılan cinsiyetçi ürün
-
(bkz: az bilinen efsane duyarlar)
beyaz çikolatanın aslında çikolata olmaması
-
bilinenin aksine teorik olarak da çikolatadır, mesela türk gıda kodeksi kakao ve çikolata ürünleri tebliği'ne bakabilirsiniz, tanımı aynen şu şekilde:
“kakao yağı, süt veya süt ürünleri ile şekerlerden elde edilen, bileşiminde en az % 20 kakao yağı ve en az %14 süt kuru maddesi bulunan ve süt yağı içeriği en az % 3,5 olan ürün”
yani tebliğe göre de çikolata olarak adlandırılıyor.
he derseniz ki çikolata ama besin değeri zayıf, buna katılırım! çünkü, kakao tozu içermediği için kakao tozundan gelen kalsiyum, bakır, magnezyum, potasyum, fosfor, sodyum ve çinko gibi mineralleri daha az içerir ya da içermez. kakaoda bulunan kafein ve teobromin de bulunmaz. son olarak da antioksidan içermez.
ama yine de çukulatadır kendisi!*
türkiye'nin en yobaz şehri
-
yobazgat diye bilinen bir sehir.
togg ön sipariş bedeli
-
bence akp il, ilçe başkanları, gençlik kolları, kadın kolları, ülkü ocakları başkanları vs bu siparişte zorunlu tutulmalı. hepsine zorla sipariş verdirilmelidir. bu arada sosyal medyada destek mesajı atan ünlüler, gazeteciler de bu siparişte zorunlu tutulmalıdır. hatta para peşin alınmalıdır.
mesut süre
-
aşmış radyoculuk kariyeri, ilişki testi ile yakaladığı başarısı, rabarba'sı, stand-upları, komedyenliği, samimiyeti vesaire bunlar bir yana... yakınındaki tüm arkadaşlarına her zaman destek olmuş, ellerinden tutmuş ve başarılı olmaları için çabalamış bir adamdır. benim için bu yönüyle özeldir. abidir.
sayesinde cem işçiler'i, kemal ayça'yı, fazlı polat'ı, firuze özdemir'i, ilker gümüşoluk'u, ibrahim türker nam-ı diğer anlatanadam'ı, erman arıcasoy'u tanıdım. bunlar mesüt süre ünlü değilken, ya da küçük bir kitle tarafından takip edilen bir "az ünlü" iken de yanındalardı, şimdi mesut süre tüm türkiye'nin tanıdığı bir adamken de yanındalar ve onlar da kendi komedyen kariyerlerinde ilerliyorlar. hiç birini yarı yolda bırakmadı, kendi kocaman yüreği ondan kocaman, güzel adam.
yengesine atlamayı meşru kılan akılalmaz anane
haluk levent samimiyetsizliği
-
bir gün istiklalde dört arkadaş elde biralar yürüyoruz. gitar çalıp para toplayan bir şarapçı gördük. biz de sarhoş ve genciz, yanına oturduk. o bizden içki istedi, biz de ondan şarkı. çalıp söylerken adam bize ”ne çalayım” diye sordu. o sıra haluk levent'in kağızman şarkısı her listede bir numaraydı. benim de nereden aklıma geldiyse geldi ve ”kağızman çal be” dedim. tam o sırada arkamdan bir ses ”ne çalsın, ne çalsın!” dedi. kafamı bir çevirdim haluk levent. dört kişi, alkolün bokunu çıkarttık diye düşünürken haluk gülümseyip karşımızda dikiliyordu.
bizim grupta kahkahalar ve gülüşmeler
abi dedik gel sen söyle bari.
yok dedi işim var ama dönüşte uğrarım..
iç sesimiz direkt ”yalaan” diye fısıldadı. uğramayacaktı.
ama dönüşte uğradı! ve bizi de utandırdı.
siz dedi çalın ben amcaya para toplayacağım...
yoldan geçenleri çevirip gitar çalan şarapçı için tomarla para topladı.
şarapçı belki iki üç ayda kazanacağı parayı bir gecede haluk levent sayesinde kazanmıştı.
işi bitince teşekkür edip gitti haluk. sonra biz de dağıldık
o zamanlar sosyal medya yoktu. adamın kariyeri desen zirvedeydi. peki o zaman bu adam bunu neden yaptı?
sevin, sevmeyin ama ben iyi kalpli bir insan olduğuna bizzat şahit oldum. o yüzden bana samimiyetsiz de gelmiyor.
whatsapp web
-
+ askim neden yazmiyorsun?
- e oyun oynuyorum dedim ya amk
+ askim whatsapp bilgisayara da cikmis indir ordan yazsana :)))))))))))
- onlarin hepsinin ben amina koyayim zaten. orama whatsapp burama da surama da ooooh ac aman kimseyle iletisimimiz kopmasin bsg ya!
öğretmen öğrenci diyalogları
-
dersane ortamı. deneme sınavı yapılacaktır, hoca soru kitaplarını vs. dağıtır:
- arkadaşlar bu kitaplara da adınızı yazın.
sınıftakilerden biri olanca yavşaklığıyla sorar:
- hocam babamızın adını da yazalım mı? ehi ehi.
hoca biraz durakladıktan sonra:
- biliyosan yaz!