hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye ile ilgili güzel bir şey söyle deseler aklıma ilk kahvaltı kültürü gelir sanırım. hele avrupa'daki kahvaltı kültürü ile kıyaslanmaz bile.

    katılmadığım önerme.

  • uzak mesafe iliskisi yasamayin.
    cesur olun.
    yeni insanlarla tanisin.
    sevgiliniz oldugunda hayatinizdaki insanlari uzaklastirmayin, iliski bittiginde bos cuval gibi kalirsiniz.
    mesleginiz ne olursa olsun kimseyi hor gormeyin, ezmeyin. ınsanliginizla ornek olun.
    herkesin soyledigi seylere kulak asmayin, yasayarak ogrenin.
    hayatınizda, hayatından memnun insanlar biriktirin.
    askerde aptal ayagina yatin.
    ustunüze vazife olmayan islerle ugrasmayin.

    hayatın bir şekilde tadını çıkarmaya çalışın, inanın yerinizde olmak isteyen çok kişi var.

  • - annesi "valide"; babası "peder"dir.
    - peder "inşaat" işindedir.
    - herkese "kardeşim" dese de arkadaşları ve garsonlar "bilağder"dir.
    - nargilesi "elmalı"dır.
    - "marlboro light" içer.
    - "araba anahtarı" cebine sığmaz, masada durur.
    - gardırobunda annesi tarafından jilet gibi ütülenmiş "beyaz gömlek" olmazsa olmaz.
    - etrafındaki bütün kadınların adı "yavru"dur. yavruları almak farzdır.
    - ævieytor "güneş gözlüğü" saç modelinin tamamlayıcısıdır.
    - "kafa tokuşturmayı" sever.
    - "mekan sahibi"ni tanır ve mekanın sahibinin kendisini çok sevdiğini düşünür.
    - "geçen gün yine" çok içmiştir. (o kadar "çok" içmesine rağmen hala ağzına içmeyi öğrenememiştir.)
    - bir işiniz düşerse kesinlikle "halleder".
    - genel olarak hayatında "sıkıntı yok"tur.

  • yaş beş, annem bana sıkı sıkı kimseden para ve çikolata almamam gerektiğini tembihlemiş.
    babamın dayısına oturmaya gittik, haceli dayı bana para uzattı, al kendine gofret al dedi.
    almam dedim, al dedi, almicam dedim, alsana yav dedi, çok sinirlendim, almıyorum senin ağzına sıçarım diye bağırdım.
    sonra dayak yedim sanırım.

  • "bir maç kazandık daha" diyen salaklar ellerinin altındaki interneti de kullanmayı da bilmiyor sanırım. son 10 yılda vakıfbank, eczacıbaşı ve fenerbahçe'nin cev şampiyonlar ligi'nde 9 finali 6 şampiyonluğu bulunuyor. milli takım olarak da 2000'lerin başından beri istikrarlı bir gidişimiz var.

    biz voleybol ülkesiyiz.

  • o kadar çok youtuber var ve o kadar farklı isimde, etikette videoları var ki tüm anahtar kelimeleri ele geçirmiş durumdalar. youtube buna bir çözüm bulmazsa kendi bacağına sıkmış olur.

    youtube'u nasıl çöplüğe çevirdiklerini örneklerle anlatayım:

    >> mesela "olta" konusunda merak ettiğiniz bir şey var, oltacılıkla, balık avlamayla ilgili / alakalı videolar gelsin diye "olta" (ve alakalı anahtar kelimeleri) arattınız, karşınıza çıkan ilk sonuç: "kuzenimi nasıl oltaya getirdim?" (youtuber videosu)

    >> "pasta" dersiniz: "arkadaşıma pastalı şaka [suratına pastayı yapıştırdım]" (youtuber videosu)

    >> "covid" dediniz. "salgınlar insanlığın sonunu mu getirecek?" (farklı rivayetler ve efsaneler içeren youtuber videosu)

    bu örnekler uzar gider... youtube'un farklı filtreleme seçenekleri mevcut olsa da, o kadar fazla entertainment / clickbait / çöp video barındırıyor ki, bazen insan ne yaparsa yapsın bu video çöplüğünden kurtulup istediği sonuca ulaşamıyor.

  • nas suresi değil, arapça nass yani kesin ve açık hüküm kastedilmektedir. bu ifadeler çok sakıncalı ve tehlikelidir. türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı açıkça kendi inandığı dinin hükümlerine göre devleti yönetmeye çalışmaktadır. bu ülkenin bütün kurucu ilkelerini karşısına almaktadır.

    bu nasıl bir saçmalıktır. bana ne senin neye inandığından, kendi hayatında faiz alıp vermediğinden, naparsan yap. devleti buna göre şekillendiremezsin. çok hassassan istifa et. bu memlekette devlet bankaları da çatır çatır faiz uyguluyor, içki de satılıyor, vergisi de alınıyor, çok eşlilik de yasak, kadın erkek de eşit. kendi inancına tersse istifa et, inzivaya çekil, istediğin gibi yaşa. bunları da mı değiştirmeye çalışacaksın? kuran'da yasaklanmadı diye kölelik ve cariye sistemi de mi gelecek?

  • işsizim, hem de ağır. 10 bin 15 bin alanlar var bi saniye. lan kazı kazanda kazanmayı hayal edebildigim en yüksek meblag 10 bin benim. allahinizi severseniz ciddi misiniz lan? ben aylık 2 bin alanlara zengin gözüyle bakıyor, ve hedef olarak ancak 2 bin lira kazanmayı koyuyodum önüme, bin lirasini giderlere versem bin lirasi oh mis, hatta iyi bi cocuk olursam araba bile alabilirdim. ama siz 10-15 diyince.. lan ya.. dil bilmek çok önemli tabi. neyse memurluk da güzel tatili fln var, garanti iş.. dimi lan :(

  • arabînin birisi atlı olarak yola çıkar. uzun yol aşılır, arabî bevl etmek için atından iner. bu arada at, ordaki bir bahçenin ağaçlarının yapraklarından yer.
    bunu gören bahçe sahibi öfkelenir ve yerden aldığı taşı ata atar, at ölür.

    öfkesine yenilen arabî de yerden bir taş alır ve o kişiye atar, eceli gelmiş olan adam o taş sebebiyle ölür.
    adamın mirasçıları arabîden davacı olurlar ve kısas isterler.

    durum resullullah'a intikal eder ve hükmetmesi istenir.
    halk, ölen adamın mirasçılarını kısas değil de diyet istemek hususunda ikna etmeye çalışır, ancak başarılı olamazlar.
    kısas yapılmasını yani arabînin öldürülmesine karar verilir.

    ancak arabî der ki:
    - bana 3 gün müsaade edin. geride bıraktığım yetimlerim ve onlar için sakladığım altınlarım var. izin verin gideyim, altınları ve yetimleri birisine emanet edip, geri geleyim der.

    rıza gösterilmez zira adamın geri döneceğinden kimse emin değildir.
    arabî halkın içinde bakınır ve bir sahabeye yönelerek:

    - sen benim yerime vekil olur musun? der.

    bu sahabe ebu zer'dir ve teklifi kabul eder.
    arabî yola çıkar, şayet geri dönmezse öldürülecek olan ebu zer olur.

    aradan 3 gün geçer ve arabî geri gelmez.
    ancak günün tam olarak tamamlanması için akşam olmasını beklerler.
    bu esnada halk ebu zer için hayıflanmaktadır.

    derler ki ebu zer'e:

    - neden bilmediğin bir kimseye vekil oldun?

    cevap verir mübarek:

    - kabul etmeyip, "müslümanlar arasında yardımlaşma kalmamış mı dedirtseydim?" der.

    akşamın son saatlerinde ilerden bir toz bulutu görülür.
    gelen o arabîdir.

    - sadece bir atım vardı. çatlatırcasına koşturdum ve gelirken öldü. geri kalan kısmı yürümek zorunda kaldım, bu yüzden geç kaldım diyerek durumu izah eder.

    bu sefer halk arabîye sorar:

    - gitmiş, ölümden kurtulmuştun. neden geri geldin?
    - geri gelmeyip "müslümanlar arasında ahd e vefa kalmamış mı dedirtseydim?"

    olan biteni izleyen davacılar, elbette ki durumdan etkilenir ve diyete razı gelirler. hatta akabinde diyetten de vazgeçerler.

    ve derler ki:

    - biz onu affetmeyip, müslümanlar arasında mürüvvet kalmamış mı dedirtseydik?