ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zafer çağlayan'ın saat parasını ödemesinin kanıtı
-
ekteki ikinci belgeyle doğruluğu kesinleşen olaydır. ulan dünya kadar iftira attınız adama be yazık size.
ikinci belge
paris sendromu
-
her sene 10-15 japon turistin major depresyon geçirmesine sebebiyet veren psikolojik rahatsızlık. 1980li yıllarda japon bir bilim adamı tarafından literatüre sokulan ve stendhal sendromunun bir türevi olan bu rahatsızlık bir kaç faktörün birleşmesi neticesinde vuku bulmakta sevgili sözlük:
birincisi aşırı yorgunluk, ikincisi dil bariyeri ki dünyanın en kötü ingilizce konuşan iki milletini (franko-capon) bir araya getirirseniz anlaşmalarını beklemek imkansız haliyle, üçüncüsü ve en önemlisi ise japon turistlerin bütün hayatları boyunca hayalini kurdukları ve idealize ettikleri parisle modern gerçekliğin birbirinden radikal bir biçimde ayrılması. tahminim paris sokaklarında yürürken gördüğünüz ve üstüne bastığınız köpek boku adedini sayarsanız bunu anlamak çok da zor olmasa gerek. hatta 9. metro hattının son duraklarından birinde inip o enfes! kokuyu duyduğunuz anda paris aç kollarını ben geldim diyerek şener şen gibi koşmanız da ihtimal dahilinde.
fazıl say'ın japon piyaniste verdiği tarihi ayar
-
orijinalinden daha iyi çalmış bizimki. buradan kendisini takdir ediyor ve zatoichi abimize en içten saygılarımı gönderiyorum.
bir erkeği akıl hastasına dönüştürme rehberi
-
askerde terkedin.
suriyede çekilen dehşet verici video
-
çocukluğunda zorbalık yaşayan, boktan ailelere sahip olan ve iyi eğitim imkanı da sunulmayan (veya hiç olmazsa kendi kendine bu fırsatı yarat(a)mayan) bireyler er geç tanık olduğu dehşet manzaralarını içinde bulunduğu topluma geri yaşatır.
bu açıdan bakarsak sert hatta gaddarca olacak ama diyebiliriz ki "yarın ananı bacını bıçaklayacak mülteci çocuklar için fazla endişeleniyorsun". maalesef ki onlara berrak zihinlerini geri kazandırmak imkansıza yakın. haşere gibi üreyip senin değerlerine kafa tutacaklar, olacak olan bu.
bunun dışında "savaş nasıl bir vahşettir aklım almıyor" kısmına katılıyorum. sadece diyorum ki "orada kaybettikleri savaşı burada tetikleyecekler"
buna razıysan ok, gitmesinler. ama umalım ki günün birinde bize sıkmasınlar.
özgür turhan (komedyen)
-
parantez içinde komedyen yazmasa, insanların komedyen olduğunu anlamayacağı bir isim. acaba bunun için ekşi sözlük'e ne kadar para verdi? parayla bu işler çözülüyorsa parasını verelim mizahı bıraksın. yapmış olduğu işleri beğenen birilerinin olması, bu ülkeden bir şey olmayacağının göstergesidir. kendisine güleceğime duvara baksam "sıvacılar sıva yapar, yeter artık ahmet çakar" cümlesi aklıma gelir daha çok gülerim.
nejat işler
-
dua'ya inanıyorsanız dua, enerjine inanıyorsanız enerji.. neye inanıyorsanız inanın ama yeterki iyi bir niyette bulunun.. en azından insanlık bunu gerektirir ve ben hala insan ! olduğumuza inanıyorum.
edit: düşüncelerimiz biraz değişti.
atatürk'ün boyunun 164cm olması
-
önemli olan boyu değil işlevi
tam 1 yıl sonra gelen edit: başlığı açan kaçmış. başlık başıma kalmış.
qr kodlu menü kepazeliği
-
sebebi covid değil hiperenflasyon olan kepazelik.
takdir edersiniz ki her fiyat değiştiğinde yeni menü basmak fazlasıyla maliyetli olacaktır.
avrupa'daki et ve balık tüketim haritaları
-
ikisinde de türkiye'nin sonuncu sırada olması ilginç.
kişi başına düşen et tüketimi
kişi başına düşen balık tüketimi
obezite haritasında birinciyiz gerçi
bu da ortalama iq haritası
bir kadından duyulan en iyi iltifat
pegasus çalışanlarının saygısız paylaşımı
-
linç etmek için sıraya girenler sayesinde 3 ay hapis cezası almışlardır. hapse girmeyecekler, çünkü önceden sabikalari yok ama kariyerinin başında gencecik insanları sırf hoşunuza gitmeyen bir şey yaptılar diye çarşaf çarşaf hedef gösterip işsiz bıraktınız ve sicillerini lekelediniz.
çok saygısızca ama olmaz bu kadar falan diyen orta yolcular, en çok da sizin eseriniz bu, gücünü sizden alan bir kitle var, gurur duyun.