ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
3 milyar avro verecekseniz hiç konuşmayalım
-
(bkz: fiş almasak ne kadar olur)
öyle bir cumhurbaşkanıki, elde hesap makinesi ile temaslarda bulunuyor. ilk defa recep tayyip erdoğan'a güveniyorum. iyi bilir para kazanmayı. bu koltuğa geldiğinde bir şeyi yoktu.
hayata dair iç burkan detaylar
-
babam sorumsuz bir adam olduğundan, hayatı boyunca hiçbir işte dikiş tutturamadı. biraz da şanssız adamdı, neye elini atsa kuruttu durdu. bu yüzden asla maddi olarak düzlüğe çıkamadık. çok şükür hiçbir şeyimiz eksik olmadı ama yarınımızdan da hep endişe ettik.
şanssız adamdı dedim ya, üniversiteyi kazandığım sene iyice dibe vurdu.
üniversite eğitimimi dedem (babamın babası) sayesinde bitirdim desem, sanırım babama haksızlık etmiş olmam. üstelik bunu o da kabul eder. aklına geldikçe ''sen yat kalk dedene dua et'' diye hatırlatır durur.
mavi önlük, beyaz yaka ile okula adım attığım ilk günden, lise son sınıfa kadar her sabah ayakkabımın içine harçlık bırakan dedem; üniversite hayatım boyunca da her ay emekli maaşını benim hesabıma aktardı. bu fedakarlığa rağmen 2 sene okulu uzattım, of! bile demedi. mekanı cennet olsun.
diğer dedemle pek içli dışlı olamadım mesafeler yüzünden. ben tatillerde köye gitmeyi sevmezdim, o da gariban adam; ancak 2-3 yılda bir gelirdi. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgesinden ayrılmam.
teyzem anlattı, duyunca mahvoldum. ölmeden 2 hafta önce ''yazık'' demiş.
- yazık bize, hiçbirşey yapamadık çocuğa. uzak ilde bir başına yavrucak. ne bir kez yanına gidebildim, ne üç kuruş parayı denkleyip yollayabildim, kızmıştır bana.
bir öğle vakti köy kahvesinde kalbine yenik düştüğü gün, gömleğinin cebinden adımın soyadımın yazdığı küçük bir kağıt çıkmış.
adım, soyadım ve hesap numaram.
duyunca mahvoldum..
nurlar içinde yat güzel dedem.
ve yeteri kadar öpemediğim için o pamuk ellerini, kızma bana. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgenden ayrılmam.
5 şubat 2015 beşiktaş jk açıklaması
-
bir fenerbahçeli olarak teşekkür ettiğim açıklamadır.
bu söylem, seviyelerine inmiyoruz demekten çok;
-" 100 yılı aşmış dostluğumuz bulunan fenerbahçe camiasına yakışmayan bir açıklama ile karşı karşıya kaldık" cümlesiyle gerçek fenerbahçe bu değil ve beyler yakışmıyor demektir.
-beşiktaş'ın ve yöneticilerinin camia ile bir problemi olmadığını, kişilerle problemi olduğunun göstergesidir.
-sportif bir rekabet varsa sahada halledelim demektir.
-kişisel probleminiz varsa da bunu, camianın arkasına saklanmadan halledin mesajıdır.
-çocuklaşmayın, basitleşmeyin mesajıdır.
-100 yıldan fazla tarihi olan camialar böyle yönetilmez demektir.
tabii ki anlayana.
ben bir fenerbahçeli olarak, beşiktaş yönetimine son dönemdeki, taraftarlar arasındaki barış ve dostluk ortamını* koruma çabalarından dolayı teşekkür ederim.
ülke olarak, gerginlikten ve kavgalardan, ayrımcılıktan nemalanan insanlardan bir an önce kurtulmamız dileğiyle.
ekşi sözlük beta bug'ları
-
simdiden yuzbinlerce olacagini tahmin ettigimiz bug silsilesi. bug raporlarinda tarayici markasi ve surumu onemli.
- daha once yazilmis bug'lari yazmayiniz.
- bug olmayan entry'ler "bug degil" gerekcesiyle silinir.
- verilen para geri alinmaz
- ie, chrome, firefox, safari ve opera'nin son stabil surumleri disindaki egzantirik surumlerdeki hatalar kabul edilmez
- bir entry'ye bir hata
- ve unutmayin: eger bu ilk bug'inizsa, bu gece dovusmek zorundasiniz!
gelin arabasının önünü kesen çocukları dövmek
-
yine gerçek hayattan kopuk şekilde yazıyorsunuz.
gelin arabasının önünü kesen çocuk mu kaldı. bizdik onlar, büyüdük ve o devir kapandı.
kaç yaşında dümbükler gelini kaçırma teşebbüsünde bulunur gibi kesiyorlar arabanın önünü. siz de gelmişsiniz yine çok gerçekçi tespitlerde bulunuyorsunuz.
edit: gelen haberler;
damadı öldürmüşler
bıçaklamışlar
show haberin deneyi.
başak cengiz'in öldürüldüğü anın görüntüsü
-
silahı olan bir insan bile bu saldırıya karşı koyup kendini savunamazmış gerçekten.
şu an hayatta olmamızın tek sebebi o gün orada olmayışımız.
bu da özlenir mi denilen şeyler
-
halı
3 yıllık yurt hayatımın 3.yılının son çeyreğinde halıya basmayı özledim yeminle.
bütün kitapları okunası yazarlar
-
zülfü livaneli - aslında açıklama yapmaya pek de gerek yok, adı yeter. fakat bir şey söylemek gerekirse.. türkiye'de ve belki dünyada bu adam kadar çok yönlü ve donanımlı insan sayısı çok azdır. bu çok yönlülüğünü ve geniş bakış açısını kitaplarına yansıttığı için her kitabı okunmalıdır.
ihsan oktay anar - kitapları türlere ayırmayı sevmiyorum. aslında sadece kitapları değil hiçbir durumda etiketleri sevmiyorum. polisiye dediğimiz kitabın içinde tarih, bilim, mizah vs. olabileceği gibi solcu, sağcı, dindar, ateist diye etiketlediklerimizin içinde de çok farklı düşünceler olabiliyor. ama iş ihsan oktay anar kitaplarını anlatmak istemeye gelince sıfatları kullanmak zorunda kalıyorsun. felsefe, mizah, bilim-kurgu, tarih, gerilim, yergi, dram... kitaplarının içine o kadar çok şeyi katar ki her sayfasından ayrı bir haz alırsın. anlatılmaz, okunur...
orhan pamuk - orhan pamuk kitaplarını ve seversin ya hiç sevmezsin. severseniz tüm kitaplarını okumak istersiniz..
evet türk edebiyatını seviyorum.*
kendime saygım yok yemekleri
-
ketçap, mayonez sıkılmış pilav.
hastası olunan sözler
-
"nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum.
o yüzden anlaşamıyoruz." charles bukowski
kızların bir kez evleniyorum şımarıklığı
-
derdi ''o insan'' ile evlenmek değil yalnızca ''evlenmek'' olan kızlarımıza mahsus bir durum olduğunu düşünmekteyim.