hesabın var mı? giriş yap

  • ilk atandığım zaman bana bir hikaye anlatmışlardı 7 sene erzurum’da görev yaptım .
    kimisi bunun fıkra olduğunu söylüyor ama 7 yıl sonunda bende bu hikayeyi yaşadıklarımın özeti olarak görüyorum.
    hikayemiz şu;

    mahallede iftardan sonra 2 genç parkta içki içtikleri iddasıyla üzerlerine iftira atıyorlar . gençler bunu inkar ediyor ama ocaklardan sağdan soldan toplanan elemanlar parkta içki içiliyor mevzunu duyan geliyor.ve linç girişimine dönüyor polis tomayla müdahale ediyor fakat kimin taraf kimin mağdur olduğu anlaşılamıyor , kafa göz dağılmış 3-5 kişi var ve herkes mağdur durumda herkes şikayetçi.

    hastane’de tedavi altına alınan kişilerle beraber 21-22 kişi olaya karışıyor . sonun savcı alkol testi yapın çıkan iki kişi mağdur diğerleri saldırgan taraf olabilir diyor.
    fakat hastanede kanında alkol tespit edilen 7 kişi çıkıyor.

    yane iftar saati parkta içki içtiği iddia edilen kişileri içki masasından kalkan 5 kişi daha dövmeye gidiyor.

    işin saha kötü senaryosu içki içmeyen iki genci içki içtiği gerekçesiyle 7 sarhoş dövmeye gidiyor ramazan da nasıl içki içersiniz diye.

    bu da böyle bir anım.

  • 5 dakika, sadece 5 dakikayla kurtulmuş bir hayat... ama yaşadığı şoku ölene kadar atlatamayacak bir evlat, bir sevgili, bir dost... bir kardeşe sahibim... benim kardeşim, benim canım...

    aslında hergün o saatlerde otobüs bekliyordum patlamanın yaktığı durakta. şehırdışında olduğum için o gün orada değildim. biliyorum ki kardeşim orada... olayı duyar duymaz ilk aklıma gelen bu oldu... benim kardeşim orada...

    hemen sarıldım telefona, bir aradım, iki aradım, üç, dört... oturdum kaldırıma hüngür hüngür ağladım... telefonu kapalı, ulaşamadım. çığlık çığlığa kaldım, nefesim kesildi... benim kardeşim, arkadaşım, evladım orada ve ben ulaşamadım... hep aynı kadının sesi "aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor"

    bencillik yaptım ben "allahım benim canımı al, lütfen allahım benim canımı al. ben onsuz yaşayamam"

    o 15 dakika bana ömür geldi, geçmedi. bundan sonra hiç ulaşamayacak mıydım kardeşime. allahım benim canımı al. birlikte sabahladığımız geceler geldi aklıma, o hep hata yapar ben uzun uzun konuşurdum. "tamam abla bir daha yapmam" derdi, yine yapardı. kızardım... allahım hiç kızmayacağım kardeşime bir daha, o yaşasın benim canımı al.

    15 dakika sonra aradı "abla ben iyiyim" dedi. "tam 5 dakika önce geçtim ordan, sonra patlama oldu, hat kesildi." dedi. biliyorum iyi değildi, ben de iyi değildim. gördüğü şeylerin yükünü taşıyacak hayatı boyunca...

    içim rahat etmedi çünkü başkalarının kardeşi öldü. onların acısını taşıyorum hala... canım acıyor, canım. öyle böyle değil, tarifsiz bir acı...

    psikolojimiz böyle işte, herkesin bir yakını, tanıdığı 5 dakika önce oradaydı. bir şekilde acıyı ıskaladı.
    bir dahaki sefere kim kurban olacak belli değil.

    korkuyorum, çok korkuyorum... ailem için, sevdiklerim için korkuyorum. yüreğimden kopan dilekte ısrarcıyım "allahım sevdiklerime bir şey olmasın, benim canımı al." siz bencillik deyin buna, ama onların ölümünü görmektense cesedimin paramparça olmasına razıyım. tanımadığım insanlarla aynı listede geçsin adım... ölenlerden biri, bir istatistik olarak anılayım.

    ankara'ya döner dönmez kardeşime sımsıkı sarılacağım, çok saçma bir sebepten küsmüştüm ona... kimseye küsmeyeceğim artık, hayat kısa...

  • babam tüm işleri batırmış çekmiş gitmiş. annem işsiz, abim askerde. ben ortaokula gidiyorum kardeşim ilkokula gidiyor.

    mevsim yaz okullar tatil hava cehennem sıcağı. eve gelen icraların haddi hesabı yok sonunda evden çıktık bir tanıdığın yanına yerleştik geçici süre için. rahatsız etmeyelim diye sabahın köründe çıkıyoruz evden akşama kadar deli gibi dolanıp duruyoruz. karnımız aç cebimizde 5 kuruş yok. akşam eve dönünce önüme konan yemeği yemekten utanıyorum. sürekli midem ağrıyor.

    bir gün bi baktım annem abimin yeni sayılabilecek gömleklerini ütülüyor. neden ütülüyorsun abim yok ki dedim, gelince hazır olsun diye dedi. dünya saçması geldiyse de bir şey demedim. aradan birkaç gün geçti bir sabah bir baktım annem elinde abimin gömlekleriyle dışarı çıkıyor, bir işim var siz bekleyin yarım saate dönerim dedi çıktı. 1 saat sonra elleri boş geldi. hadi ayakkabılarınızı giyin çıkıyoruz dedi.

    hatırlayan vardır mutlaka eskiden mudurnu chicken vardı tavuk döneri meşhur. oraya gittik. annem bize tavuk suyuna çorba söyledi. kendine söylemedi. iştahla 2 kaşık aldım canım nasıl çekiyor ama midemin ağrısından içemiyorum. biraz bekliyorum geçer diye yok. su içiyorum yine bekliyorum. geçmiyor. içemedim. ve o gün o çorbayı içemediğim için 2 gün ağladığımı hatırlıyorum.

    velhasıl üstünden yıllar geçti, çok şükür herşeyi toparladık hepimiz okuduk meslek sahibi olduk. annem abimin gömleklerini satıp aldığı için midir, aylarca çektiğim mide ağrısından mı bilinmez ama hala tavuk suyuna çorba içemem.

  • oğlunun çükünü kestirirken tüm gün davul zurna çaldıran, askere gidecek oğlu için kornayla kafa beyin patlatan, düğününde dakikalarca havai fişek attıran densizlere verilen şahane bir ayar.

  • ciddi ciddi kulak verilmesi gereken tavsiyelerdir. önce tekne ile ne yapmak istediğinize karar verin. her yüzer aracın baskın bir fonksiyonu ve fiyatı vardır.

    önce şu kriterleri bir düşünün:
    rahat rahat balık mı tutmak istiyorsun?
    hız mı istiyorsun?
    güvenlik mi istiyorsun?
    bakım kolaylığı mı istiyorsun?
    su sporları mı yapmak istiyorsun?
    konaklanacak bir şey mi istiyorsun?
    rakı-balık mı yapmak istiyorsun?
    bira içsem yeter mi diyorsun?
    estetik mi istiyorsun, fonksiyonellik mi istiyorsun?
    oturduğun yerin yakınında tekneyi bağlayacak liman var mı, boş yeri var mı aylığı yıllığı ne kadar?
    ve daha bir sürü şey...

    önce ne yapmak istediğine karar verilir. sonra tekne seçilir. seçtiğin klasmandaki teknelerin fiyatları ile ilgili araştırma yapılır. deniz piyasasında ikinci el çok uygundur. özellikle de hava soğukken tam alma zamanıdır. parası çok olanlar " lan param var napiym napiym?" diye düşünüp hemen bir tekne alırlar ve bütün bir sezon boyunca 1-2 kere binip satarlar. baş edemeyeceklerini anlayınca kurtulmak için neredeyse yarı parasına bırakırlar.
    neredeyse her tekne sahibinin teknesinden sıkıntısı vardır. asla tam istediği gibi olmaz. onun için, dışarıda gördüğünüz her tekne, satılık yazmasa bile aslında satılıktır. sahibini bulun yeter.

    alacağınız tekne ruhsatlı yani bağlama kütüğüne kayıtlı olsun. kaçak mülteci olaylarından dolayı sıkı denetim var dikkat edin. evraksız tekne almayın, elinizde kalır, ya da çok zarar ederek kurtulabilirsiniz.

    tekneniz için para toplayana kadarki sürede bir amatör denizci belgesi alın. sadece bir kitap okumanız yeterlidir. kolaydır. ucuzdur. sınav ücreti 50 tl dir. belge ücreti 27 tl dir. başvuru işlemleri ve sınav randevusu internetten yapılır.

    yüzme bilmiyorsanız yüzme öğrenin. tekneye yüzme bilmeyeni bindirmeyin ya da güvenlik teçhizatınız tam olsun. aklınızdan çıkarmayın: "her tekne batar."

  • o beğenmediğiniz fransa, kendisine yapılan saldırılardan 1 gün sonra 128 eve terör baskını yapmış ve failleri bulmaya çalışmıştır. yeni türkiye ise saldırılardan sonra 3 araştırma önergesi reddetti akp ile.

  • --- birleşin lan ---

    bahar: bu elbiselerde o kirli parayla mı alındı. di mi o parayla alındı, söylesene abla

    bu sahne sırasında bahar üzerindeki ilk şeyi attıktan sonra sıra giydiği elbiseye geldiğini düşününler, hatta hızını alamayıp ''çıkar çıkar onları da çıkar'' diye bağıranlar ve dışa vuramayıp içinden '' çıkarsana onları ya, onlar da o parayla alındı aslında '' diye düşünenler birleşin lan ! inanıyorum birleşirsek bu ülkede çoğu şey değişebilir. bütün her şeyi yıkar geçeriz, yeni bir türkiye yaratabiliriz !

    --- birleşin lan ---

  • son zamanlarda mısralarını dizelerini istemsizce dilime şarkı yaptığım şair

    --bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil çaresizliğimin büyüklüğüne inan--

    ne zaman okudum ne zaman ezberledim bilmiyorum ama yüzeye çıkıp dolanıyor dilime şiirleri.

    --nasıl iş bu her yanına çiçek yağmış erik ağacının,
    ışık içinde yüzüyor.
    neresinden baksan gözlerin kamaşır.

    oysa ben;
    akşam olmuşum
    yapraklarım dökülüyor usul usul
    adım sonbahar