hesabın var mı? giriş yap

  • insanı afallatan ve derin düşüncelere daldıran gerçek. evren her açıdan o kadar büyüktür ki, o kadar komplikedir ki bu akılalmaz büyüklüğü hakkıyla idrak edebilmek için hayal gücümüz bile yetmez, sadece samanyolu galaksimizin dahi baştan sona büyüklüğü 110 bin ışık yılıdır. yani ışık hızında dahi gidebilseydik (saniyede 300 bin km), sadece kendi galaksimizin başından sonuna, bir ucundan diğer ucuna kadar ancak 110 bin yılda ulaşırdık ki bizim galaksimizden belki de yüzbinlerce kat daha büyük milyarlarca galaksi daha var! evrendeki galaksi sayısı tahminimiz de gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. örneğin bilim, bugüne kadar “evrende tahmini olarak en az 100 milyar galaksi vardır” demekteydi ancak son zamanlarda hubble teleskobunun “ultra deep field” görüşü sayesinde evrende en az 200 milyar galaksi olduğu söylenmeye başladı. şimdi ise bu sayı en az 2 trilyon oldu!' hubble uzay teleskobu, 2020'li yıllarda emekli edilecek ve yerini “james webb” uzay teleskobuna bırakacak. hubble`dan çok daha üstün bir teknolojiye sahip olacak olan james webb uzay teleskobuyla gözlemleyebileceklerimiz, belki de şimdiye kıyasla hem sayı hem de nitelik bakımından çok daha farklı olacak! üstelik bütün bu söylediklerimiz sadece potansiyel olarak gözlemleyebildiğimiz evren için! dolayısıyla evrendeki durumumuzu anlatabilmek için, okyanustaki bir damla kadar olduğumuz örneğini kullansak bile boyut açısından ve kıyaslama açısından sadece “saçmalık” kalır. bütün bunlar yetmezmiş gibi, son 20 yılda modern kozmoloji içinde pek çok ciddi “çoklu evren” hipotezi vardır. (“multiverse”) kımbilir, belki de bizim evrenimiz gibi trilyonlarca evren daha vardır!

  • okumaya başladığım zamanlarda neil gaiman artık kendini tekrar etmeye başladı demiştim ve artık bu fikirden tamamen uzağım. modern zamanların içine hep dinlemekten zevk aldığımız biz de öyle şeyler yaşasak ne güzel olurdu diye düşündüğümüz masalları monte etmek konusunda daha önce çokça takdirlerimizi layıkıyla kazanan yazar, gene güzel bir hikayeyi bu kez londra’nın iki kıyısında (ama alt ve üst kıyılarında) örüyor. üst lonra’da hayat bildiğimiz gibi devam ederken, aşağı londra’da ise şehrin tarihi, efsaneleri, unutulmaya yüz tutmuş kahramanları, varlıkları masal kitaplarında kalmış eski şövalyeleri metronun terk edilmiş duraklarında yaşıyor.
    kişisel fikrim, sandman efsanesinden sonra benim tecrübe ettiğim en genis gaiman anlatımının neverwhere olduğu yönünde. richard mayhew, door, marquis de carabas ve tabii ki mr. croup ve mr. vandemar ikilisi (ki bu ikiliye dikkat!) gibi her biri kendi içlerinde oldukça tutarlı, ilgi çekici ve ayrıntılı işlenmiş tiplemeleri içeren hikaye, belli bir noktadan sonra gaiman’ın alışıldık ve başarılı anlatımı sayesinde ve her cümlesiyle “bitmesin” dediğiniz bir kitap haline geliyor. eskiden soylular için alıcı kuşlar yetiştiren yaşlı adamlar eski lonra’yı, insanların çalışmanın yanında eğlenmeyi de bildiği o eski kenti, o zamanların salaş publarını özlüyor, şimdi sadece british museum’da bir portrede yaşayan melekler çok önceleri suların altında kalan atlantis’in o güzelim bağlarında yetişen üzümlerden yapılan eşsiz şarapları bir daha içemeyeceklerine hayıflanıyor ve londra’nın knightsbridge, ravenscourt gibi metro durakları aslında isimlerini hak ettiklerini okuyucuya anlatıyor.
    `
    neverwhere, gaiman’ı bilenler için mutlaka okunması gereken bir kitap olmasının yanında, yazarın ismini duyup merak edenler için de müthiş bir başlangıç olabilir..

  • halihazırda açık cezaevinde olan bu adam 14 nisan 2020 infaz yasasının kabul edilmesiyle birlikte 28 mayıs 2021'de tahliye olacak.
    bu olay gözümüzün önünde yaşandığı için bildiğimiz bir olay. daha bunun gibi nice suçlular bu infaz yasasıyla birlikte tahliye edilecek. bir aileyi katletmenin bedeli 3 yıl mıdır? bütün bunlar olurken hala adalet sistemine güvenmek ne kadar mümkündür?

  • az önce cnntürk ekranında gördüğüm yazı. arka planda ömer çelik.

    yani diyorlar ki ap istediği kararı alsın biz yok sayıyoruz. napcanız, akp genel merkezinde 7şerden iki takım kendi kendinize müzakere mi etceniz? "avrupa birliği" yerine "avruba dirliği"ni mi kuracaksınız? lise münazarası mı düzenleyeceksiniz?

    (bkz: abidas)
    (bkz: nikke)
    (bkz: nev balans)

    link

    edit: imla

    edit2: "ab'li yetkililer kendi görüşlerini kurumlarının görüşü olarak yansıtıyorlar " diyor bir de. ya ne olacaktı, yazılı bir kitaptan ya da bir liderden mi alacaklardı talimatları? el kaldır indir olayı o mecliste olmayınca şaşırdınız herhalde.

    edit3: link eklendi

    edit 4: minnak çocukların yürekleri ısınsın, gözleri gülsün, büyüyünce ne feodal ağaların ne de terör örgütlerinin eline düşmesin, eğitimli birer birey olsunlar diye (bkz: oyuncaklar otostopta)

  • ...
    -benimle konuşma şeklin hoşuma gitmiyor.
    -benim de sizin benimle konuşma şekliniz hoşuma gitmiyor.
    -ne biçim konuşuyorsun sen?! ben patronum! ... nereye gidersen git.
    -kovuldum mu ben az önce?
    -evet.
    ...

    kovulduğum gündür. kutlu olsun.

  • hamas o yaptığının sonunda fare gibi deliklerden çıkıp sürüne sürüne ateşkes için yalvarmaya gitti israil' e. isterseniz o aşamaları geçip direk sürünmeye başlayın.

    t: terörist eylem ifadesi.

  • bugün akşam eve gidiyorum dolmuşta son yolcu bi bayan ve ben kaldık bende inmedim ,şöför ben ve kız dolmuş istikametinde dolanıp duruyoruz . şöförde durmadan dikizden tip tip bakıp duruyo dedim kesin kıza bi bok yapacak bu godoş. en son bana "yeğenim sen nerde inecektin" dedi. bende dayı sen hayırdır bi tek ben inmeyecem bayanda var ona neden sormuyorsun? dedim. adam bayan zaten benimle dedi kadına baktım gülüyo lann meğer karı yolluymuş benim inmemi bekliyolarmış, bende gavat gibi karıyı bekliyorum frown ifade simgesi dayı beni sağda indirrdi, eve fazladan 5km yürüdüm .:(((

  • yeğen (y, yaş 8), ben (b)

    yeğen ile evde baş başa yemek yemekteyken yeğenin ayranını masaya dökmesiyle başlayan diyalog.

    y: olsun dayı.

    ben cevap vermeden masayı silerken.

    y: olsun olsun.

    b: oğlum ayranı sen döktün, teselli için benim sana olsun demem lazımdı.

    y: olsun olsun.

  • hücum yeleğinin ön ceplerinde bulunan iki el bombasıyla beraber, muhtelif dağ zirveleri. insan gençken ne kadar cesur oluyormuş.
    (bkz: komando)