hesabın var mı? giriş yap

  • çocuğu 98 kiloya çıkarken seyreden ailenin bu sözden rahatsız olması açıkça şuursuzluk. doktoru savunmuyorum da aile dönüp bir aynaya bakmalı.

  • futbolu zerre takip etmeyen şahsım tarafından daha iki gün önce öğrendiğim gerçektir.

    slaven bilic'in gelişini de ligin 3. maçında öğrenmiştim.

    her neyse, lan adam roberto carlos, sivas'ta oturuyor şu anda. brezilya'nın kumsallarından sivas'ın soğuğuna bir hayat hikayesi. kangallarla dans.

    her şeyi geçtim, bu adam nereye sıçacak lan!

    not: insanın aklına ilk "ağzına sıçsın amua goduum" demek geliyor, biliyorum.

  • fatma girik'in söz fatoda 'nın bir bölümünde, atatürk hava limanı'nın güvenliğini sınamak için uzun fıstıklı lokumların etrafına turuncu el işi kağıdı sararak sözde "dinamit lokumu" yapması...

    akabinde dinamit lokumlarını hava limanı güvenliğinden kontrole tabii tutulmadan geçirebildiği için sinirlenmesi... hava limanı güvenliğine 2 saat boyunca "ne biçim güvenlik bu, fatma girik de olsam kontrol edilmeliydim" diye bağırıp onları epey bir azarlaması...

    bölümün sonunda da el işi kağıtlarını açıp hava güveliğiyle beraber lokumları yemeleri...

  • (bkz: kar)

    odaya girdiği zaman oleyy diye sevinçle koşup babamın omzundan karları alırdım. uzun bir palto giyerdi. zaten sürekli onu giyerdi. sonra avcunu açar ellerine suyunu damlatırdım. annem "yapma şunu silkelen de öyle gel" diye babama kızsa da o hiç annemi dinlemezdi. ne zaman kar yağsa babamla bu oyunu oynardık. işten yorgun gelse bile o uzun paltosuyla dağ gibi karşımda dururdu. karları alınca da sobanın yanındaki sandalyeye oturup avucunu açardı. ilk zamanları sobaya damlatıyordum ama cıbs cıbs diye annemin kafasını çok şişirdigim için babam sonradan hep ellerini açtı. "karışma hanım o gülünce benim yorgunluğum gidiyor" derdi.

    lan yaşım 30'u geçti. halen dertli olup çıkmaza girdiğim zaman kar yağınca doğru babamın yanına giderim. alırım toprağının üstündeki karları tek tek mezarına damlatırım. ruhuma çok iyi geliyor, umarım ona da geliyordur.

  • 37 yıllık hayatımda, kızımın doğumundan sonraki en büyük mutluluğu yaşatıp salya sümük ağlatmıştır!

    farklı takım taraftarı olup da bu maçın önemini ve bu başarının anlamını kavrayıp, desteğini esirgemeyen, bizimle sevinen gerçek sporseverlere de teşekkürü bir borç bilirim!

    eksik olmayın!

  • eğer parelel evrenler var ise bu evrende neden hüseyinin annesinin evlendiği adamın farklılığı parelel evren oluşturmuş olsun ki? biz milyonda bir gelebilecek sayısal lotonun çıkmış haliyiz çünkü bu sayısal loto milyarlarca kez çekilmiş.
    ama parelel evrenlerin mesela güneş sistemi oluşmaması, bu bir süpernova patlamasının farklı bir şekilde meydana gelmesiyle oluşacağı yerine insan ilişkilerinin değişikliği ile ortaya çıkacağını varsaymak bana göre hala evrenin merkezinde bilinçaltında insanı oturtmak ve en kutsal canlıyı insan kabul etme varsayımından geliyor.biz evrende önemsiz, olması ihtimali varken ortaya çıkmış canlılarız.hepsi bukadar.