ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lösev'e bağış yapmayı saçma buluyorum
-
1991 yılında kardeşimi lösemiden kaybettik. o zamanlar ne lösev vardı ne de tedavi ettirecek durumumuz. şimdi her ay löseve elimden geldikçe bağış yaparım. bir çocuğun bir gün bile fazla yaşamasını sağlarsa helali hoş olsun.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
ekşi fest'te ssg'yle bira kuyruğunda bekledim. kaynak yapmaya kalkmasın diye tanımazdan geldim.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: delikanlıysan bu başlığa
1. adını soyadını yazarsın
2. adını soyadını
3. adını soyadını
4. adını soyadını
5. adını soyadını
.
.
.
diye girilen entry'ler silsilesi.
yaran diyaloglar
-
bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.
-yağmur yağıyor
+yağsın banane amk.
2 dakika sonra..
-işe geç kaldık
+kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.
ssg
-
ben cok iyi adamdim ya.
fethullah gülen'in evinin bahçesinde uçan kadınlar
-
"o ne lan!!!:$" diye yerimde zıplatmış kadınlardır. biri bunu açıklasın, yoksa tez elden pennslyvania'ya gidip ellerini öperek, şakird olmadan geçirdiğim yıllar için af dileyeceğim hocamdan.
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/…yor.html?position=6
ara güler
-
ara guler picasso'nun "resim"lerini cekebilmek icin guc de olsa randevuyu koparir. onden, yandan, ordan, burdan derken ceker de ceker. bir yandan da feci tirsiyordur cunku picasso cok aksi bir adamdir. her an, bunalip "yeter artik, hadi ikile" deme ihtimali vardir. ama bu ihtimal gerceklesmez, ara guler'e aldirmadan sakin sakin calismaya devam eder. bir ara duraklar ve birden "hep sen benim fotograflarimi cektin, ben de senin bir eskizini karalayayim" der ve ayni anda etraftan bir kagit aranmaya baslar. ara guler de cok heyecanlandigini ve saskinligini belli etmemeye calisarak kagit arama faaliyetine katilir. ama nafile, odada kagit bulunamaz o anda. picasso birden yanibasinda duran buyuk boy sanat kitaplarindan birini alir, kitabin ondeki beyaz sayfalarindan birini acar ve ara guler'i ciziktiriverir oraya, imzasini basar ve kitabi hediye eder. ara guler once o sayfayi kesip cerceveletmeyi dusunur ama sonra bir de farkeder ki kitap aslinda sadece 500 (veya 1000) tane basilmis cok degerli bir sanat kitabidir. sayfayi kesmeye kiyamaz ve kitabi o sekilde saklamaya karar verir...
reisten bile itici gelen tek insan
-
süleyman soylu
edit: reis derken, sedat reis. tutuklanmayalım yarın, iş güç var.
mühendislikteki kızın mezuniyette topuklu giymesi
-
farkındalık yaratır. "aa süleyman kızmış lan" dersiniz. sen 4 yıl boyunca gün aşırı converse'le kampüs yollarını arşınla, saçın sakalın birbirine girmiş olsun... sonra mezun olurken topuklu ayakkabıyla çık karşımıza. sakalları da kesmiş tabii, kaşları inceltmiş, saçlar fönlenmiş... hayat çok enteresan gerçekten.
bir şantiyede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
- şantiyeyi keçi sürüsünün basması
- işçilerden birinin elinde bıçakla keçilerden birini yakalayıp " keseyim mi şefim? şurda bi ateş yakar çeviririz. " diye bir öneride bulunması ve bu konuda oldukça ciddi olması ( çok açtı galiba )
- keçilerin çobanının atıyla bi hışım çıkıp gelmesi
- çobanın zenci olması, işçinin korkup keçiyi salması
gibi bir dizi egzantrik olaylardır...