hesabın var mı? giriş yap

  • bir nesli telef etmiş dizidir. küçücük çocuklara izlettiler bu diziyi.

    arada lamia'nın dayak yemesini kabul edilebilir görüyordum, tam dayaklık hareketleri vardı cidden, gel beni döv diye bağırıyordu. 7 yaşımdan sonra kimseyi dövmüşlüğüm, kimseden de dayak yemişliğim yoktur, ama lamia şu gün karşıma çıksa o aptalca hareketleri benim karşımda yapsa bi düşünürüm, yine dövmem ama bi düşünürüm yani. o kadar pisliğin, dayağın içinde hala pollyana gibi geziyorsun. adam senin ağzını burnunu dağıtıyor, 2 dk sonra rakının yanında kavun kesmemi ister misiniz babacım diye geliyorsun adama, halil güneşli seni dövmesin de kimi dövsün lan ? biricik kızı semiha'yı mı dövsün, gerçi semiha'yı da az dövmedi, 3 kere lamia'ya vursa değişiklik olsun diye 2 tokat da semiha'ya çıkarırdı.

    biz yine şanslıymışız, bu diziden pek bi hasar almadan kurtarmışız kendimizi, bakın araştırın bugün 20 li yaşlarda olup da gazetelerin 3. sayfa haberlerini süsleyen gençlerin yüzde 56'sı çocukluğunda üvey baba izlemiştir.

    (bkz: küsuratlı sayı vereyim de salladığım anlaşılmasın)

    edit: pollyana değil pollyanna olacakmış.

  • kişisel alan (prokesmik), insanlar arasındaki ilişki düzeyine bağlı olarak belirlenen fiziksel mesafedir. antropolog edward twitchell hall tarafından gerçekleştirilen araştırma neticesinde tanımlanarak dört farklı kategoride sınıflandırılmıştır. bunlar,

    mahrem alan : 45 santimetreye kadar olan bölge (anne, baba, kardeş, eş ve sevgili dışındaki insanların bu mesafe kadar yaklaşması durumunda rahatsızlık duyarız.)

    kişisel alan: 45 cm ile 1.2 metre arasındaki alandır. (arkadaş ve aile üyeleri ile aramızdaki mesafedir.)

    sosyal alan: 1.2 metre arası ile 3.6 metre arasındaki alan (tanıdık insanlar ile iletişim kurmak için tercih edilen mesafedir.)

    kamu alanı: 3.6 metre ile 7.6 metre arasındaki alan (öğretmen/akademisyen ile sınıf arasındaki mesafedir.)

    türk insanı neden buna dikkat etmiyor ?

    1) hala sürü psikolojisinden kurtulamamış bir milletiz. atasözlerine dikkat ederseniz bu hususun milletin genlerine işlediğini görürsünüz. örneğin 'sürüden ayrılanı kurt kapar'

    2)belki de en önemli neden türk insanının 40 yaşına gelse de 'birey' olamamasındandır. birey olamadık ki bireysel alanımız olsun. burada ailelerin çocuk yetiştirirken dikkat ettikleri ya da etmedikleri özel alan kavramı da önemlidir. çocuğunuz odasında kapısı kapalı otururken kapıyı çalmadan odaya dalıyorsanız özel alandan şikayet etmeyin..

    3)millet olarak hala savunma psikolojisinden kurtulamamız. konjonktürden dolayı sürekli bir işgal/savaş tehditi insanları gereğinden fazla yakın olmaya zorlamaktadır. kırsal kesimde onca boş arazi varken evler neden birbirine yakındır ?

  • zamanında bir deney yapılmış; kadınlara guzellestirici etkisi %100 olduğu söylenen bir ilacı her gün kullanmaları ve 15 gün sonra guzellesmenin başlayacağı 1.ayin sonunda da bilmemkaç oranında daha güzel olunacaği söylenir. kadınlar tam da bahsedilen günlerden sonra artık daha güzel olduklarından emindirler. bunun adı plasebo etkisidir.
    hayatlarında biri olmayan kadınların kendilerini çirkin bulmlarinin en büyük sebebi onlara "çok güzelsin" diyen birilerinin olmamasıdır.

  • ayni halkin anadolu comarlari diye tabir edilen kesimi ile ayni hissiyatta oldugunu ama yine ayni kesim tarafindan linc edilecegini gosterir.

    burada comar partisine oy veren ve "ulkemden utaniyorum" diyen kisileri linc eden kesime ab ulkelerinden birinin vatandasligini verseniz bir dakika burada durmaz. gecmise donup kendisine avrupali olarak dogmus olma sansi verilse kesinlikle turk degil avrupali olur, bir saniye dusunmez. ustune ustelik orada, burada mutemadiyen oy verdigi sag degil sol yani sosyal demokrat partilere oy verecektir. bu kadar da karaktersiz bir kitledir. sonra onlarin istedigini acikca dile getiren bu kadincagiz gibi insanlari bir dakika beklemeden gomerler.

    turk halki asagilik komplekslidir; turk halki omru boyunca avrupaliya ozenir, burada milliyetcilik kasar, elde tespih, ecdadimiz der, ama bariz turk olmayan avrupaliya benzeyen sapsari ve renkli gozlu cocuklari veya torunlari, akrabalari olunca ove ove bitiremez; ne o oyle kapkara cocuklar, sari olsun der. aslinda bu gibi olaylarda kendinden igrendigi ama kendini yuceltmekten de geri kalmadigi gercegini onumuze sunarak kendini ele verir.

    anadolu comarlari ulkesini o kadar sever ki avrupa birligi ulkelerinde yasar, asla donmeyi dusunmez, orada sosyal demokrat partilere oy verir; burada ise comar partisine oy verir. ecdad, turkluk, ummet muhabbeti yapar ama asla turkiye'ye donmeyi aklindan gecirmez. gavur diyarinin keyfini cikarip orayi methetmekten de geri kalmaz.

    burada yenilen bu gibi haltlardan, sovenist hareketlerden tiksinen kesimi (konu basliginda gecen kisi gibi) ise vatan haini ilan eder, dislamaya calisir. halbuki ikisi de ayni seyi istiyor, biri sadece durustce dile getiriyor, oburunun gotu basi oynuyor.

    tek kelimeyle igrenc bir milletiz, eskiden boyle miydik bilmiyorum da 10 yili askin suredir bu haldeyiz. tedavisi de yok gibi gozukuyor.

  • kullanıcı yorumu

    "iyi"

    otel

    "işte gerçeğin yansıması. ismi halil ibrahim. gerçeği olduğu gibi göstermiş. sağolun."

  • bir arkadaşın şöyle bir anısı var bununla ilgili:

    "sevgilim beni aldattı, seviyorum dedim affettim. sen şimdi bunun dırdırını çok yaparsın dedi, ayrıldı benden."

  • annemin can sıkıntısına çözüm getirmek adına bir mp4 player almıştım. içine de güzel sesli bir hocanın sesinden tüm kuranı cüzler halinde koymuştum. bugün farkettim, annem philips marka lila renkli fancy mp4 playerı eline aldığında ve işini bitirdikten sonra yerine koymadan önce üç defa öpüp başına koyuyor :)

  • babam annesiz büyümüş. henüz 2 yasindayken anne-baba ayrılınca, kadın dönmüş köyüne, 5 aya kalmadan yeniden evlendirmisler, 1 yıla kalmadan da başka çocukları olmuş.
    babamın babası evlenmiş tabii boş durmamış. evlenip ayrılmış,bir de babamla yaşıt bir çocuğu olan öğretmen bir hanımla. sonra da ortak bir çocuk daha yapmışlar, evin altın çocuğu olan amcamı.
    böylelikle anneli kardeslerinin içinde annesiz kalmış babam. dedem çok dövermiş babamı kimse de önünde siper olmamış.
    56 yaşına geldi babam, annemle ayrilar, hali vakti oldukça yerinde, bolca okur, küçük güzel zevkleri vardır. geçenlerde amcasi yüklü bir miktar borç istemiş babamdan,
    "tabii benden isterler.."diye anlatıyor babam,
    "kardeşimden isteyemezler..bizden isterler.. biz sahipsiziz ya.."
    56 yıl geçer, mesleğini eline alırsın, çocuğun olur, onu buyutur meslek sahibi yaparsin, evlenirsin, boşanırsın, emekli olursun, ama hala sahibini ararsın.

    edit: hiç görmeden babama sevgilerini ileten pek çok güzel yazar oldu,çok teşekkür ederim. uzulduklerini söyleyenler de oldu. babam muhteşem bir insandır. bazen zordur ama muhteşemdir. rüyamda babama yılın babası ödülü bile vermişlerdi hatta:)) bugün konuştuğumuzda bundan bahsetmek istedim, bahsedemedim nedense kaldı öyle içimde, üzülsün de istemedim. selamlariniz sevgileriniz hep bende kaldı ama ben onları elbet ileteceğim.