hesabın var mı? giriş yap

  • son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.

  • ben bu anıta bakınca, isviçreli muhafızları değil nietzsche'yi anımsıyorum.

    nietzsche, salomé'ye ilk evlilik teklifini, paul rée ile ileterek yapıyor ve reddediliyor.
    ancak daha sonra rée'nin de salomé'ye ilgisi olduğunu fark ediyor ve evlilik teklifini bizzat kendisi yapmaya karar veriyor.

    bu anıtın önünde salomé'ye evlilik teklifini yineliyor, ancak yine reddediliyor. sonrasında luzern'in aslanı gibi yaralı halde rapallo'ya giderek on günde böyle buyurdu zerdüşt'ün ilk bölümünü yazıyor.

    nietzsche'nin hayat öyküsü bana hep şunu düşündürür, sert söylemine karşın aslında çok naif ve kırılgan bir insan nietzsche. babasının aklını yitirerek ölümü, papaz babasının yerini doldurmak için teoloji okumak istemesi, annesi ve kızkardeşi ile çatışmalı ilişkisi, wagner gibi büyük bir elitizm meraklısının devrimci olabileceğini hayal edip düştüğü hayalkırıklığı, salome gibi bir kadının onunla evleneceğini düşünebilmesi aslında bu naifliğin, kırılganlığın izleri.

    belki bu yüzden luzern aslanı hep onu hatırlatır bana. was mich nicht umbringt, macht mich stärker bir saptama mıydı acaba yoksa kendine verdiği bir teselli mı diye düşünürüm. çünkü öldürmeyen tüm bu şeyler, onu güçlendirmek yerine delirmesine neden olmuştur maalesef. 1889'da torino'da, sokak ortasında sahibince acımasızca kırbaçlanan bir atın boynuna sarılıp, atın gözlerinin içine bakarak ağlamaya başlamış ve o noktadan sonra aklını yitirip hayatının son 11 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir.

    hep düşünürüm, o gözlerde ne gördü diye.
    belki acı çeken o ata bakarken, kendinin ve insanlığın acılarını o gözlerde görmüştü, ve kırılgan zihni daha fazla dayanamayıp parçalara ayrılmıştı, kimbilir...

  • yakın gelecekte osmanlıcalarını da göreceğimiz çocuklar.

    kimseyi seyreylemedim ben
    zat-ı aliyenizden daha evla
    kimseye meşk eylemedim ben
    zat-ı aliyenizden müstesna

    (bkz: asdhashdha)

  • gereksiz artistlenip tribe girenlerin yediği dayaklar ölüm kalım durumu olmadığı sürece içimi ferahlatıyor, itiraf ediyorum.*

  • 2 üst katımda komşular var. çocuklar o kadar çok koşuyor ki bina komple sallanıyor. bir üst kat komşum, köpek aldı ve ev ahalisinden birisinin temizlik takıntısı var. günde 3 defa süpürge açılıyor. köpek sabaha karşı havlıyor. tüm apartmanda yankılanıyor. 2 alt komşum, havlama sizden mi geliyor diye geldi üst kata yönlendirdim. kaç defa dedim. saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. sinir stres hastası yaptılar. elim ayağım titriyor artık. günlük hayat gürültüsü bile evde büyüyor. çünkü ben gürültü yapmıyorum. evden çalışıyorum. şu anda ev de değiştiremiyorum ki değiştirsem ne kadar fayda edecek. taharet musluğu sesi duyuyorum ya taharet musluğu! be hayvan oğlu havyan lan bu evi 3 cm perde betonla mı yaptın be itin evladı!? evde yürürsen davulun içindeymiş gibi ev sallanıyor. yeni bina. ne yapacağım bilmiyorum. kafayı yiyeceğim. bunun bir yönetmeliği, bir şeyi yok mu? tüm türkiye'yi adamlar bu şekilde inşa etti. kaçış yok. müstakil evi olan semtler ya çok fakir ya çok zengin. nasıl olacak?

    ya kardeşim normal ülkelerde, eğitimli insanlar sınıf atlıyor, kendi sınıflarındaki insanlarla mutlu mesut yaşıyor. parayı bu mağara itleri buldu. şimdi paraları ile kafamızı s*kiyorlar. bize kakaladıkları leş evlerde bizi yaşamaya mahkum ediyorlar. aynı kendi inşa ettikleri bu ucubeler ülkesindeki gibi. her alanda gerileme yaşanır mı be her alanda!! bu işler yurt dışında nasıl oluyor kardeşim? insanlar bir arada nasıl yaşıyor. en rahat olması gereken yer, senin cehennemin oluyor. daha da çok evlere kapanmak durumunda kaldığımız şu günler katlanılmaz halde.

    edit: imla

  • tüh ya ben bunu geç gördüm :d keşke yapsalarmış adamın dediğini :d

    başlık: real madridi eleme taktiği

    entry: 1. galatasaray deplasmandaki maça yedeklerle çıkacak. maç başlar başlamaz kaleci eray ronaldoyu sakatlayacak, aydın mesut özili, engin xabi alonsoyu, sabri ramos u, umut da rakip kaleciyi sakatlayacak. 5 kırmızı karttan maç bitecek ve hükmen 3 0 kaybedecez.
    rövanş maçında tam kadro olacaz, real madrid ise sakatlarından yoksun ve 3. kaleci ile gelecek. allah ne verdiyse saldırıp 4 farklı kazanmaya çalışacaz.

    edit: lan keşke dediğimi uygulasalardı ilk maç skor aynı nasıl olsa.

  • çocuğun yarışmada birinci olması yaptığı esprilerden daha komik amk.

    tanım: yetenek bilmem ne isimli yarışma programı dönem birincisiymiş.

  • teorik gök cismi. biraz bilgi verelim hakkında.

    kara delikleri muhtemelen duymuşsunuzdur. bunlar, güçlü bir kütle çekim gücüne sahip olan cisimler. çoğunluğunun oluşum aşamaları büyük ölçüde biliniyor ve bunlar birer yıldız ölüsü. ancak galaksilerin merkezinde süper kütleli olan ve nasıl oluştukları çok da iyi bilinmeyen türleri de mevcut. bu cisimlerin içine düşen herhangi bir şey, "sıfır hacim ve sonsuz yoğunluk" bölgesine doğru çekilir ve -en azından bildiğimiz kadarıyla- oradan çıkamaz. kara deliklerin varlıkları şüpheli değildir ve gözlemlerle doğrulanmıştır.

    kara deliklerin matematiksel olarak tersine beyaz delik diyoruz. bunlar teorik cisimler. yani var olmalarının önünde fiziksel yahut matematiksel bir engel olmamakla beraber herhangi bir gözlem aracılığıyla, var olduklarına dair bir kanıt bulunamadı. bunlar da bir kara deliğin tam tersini yapıyorlar; içlerinde bulunan cisimleri orada tutmuyor ve dışarıya atıyorlar.

    şimdi önce bir kara deliğin temsili çizimine göz atalım:
    görsel
    görselin kaynağı

    yeşil bölge, yani ergosfer, olay ufkunun hemen dışını çevreleyen yerdir. olay ufku, görselde "event horizon" olarak gösterilmiş olan, köprüden önceki son çıkış. buradan kara deliğe düşmeye başladığınızda geri dönüşü olmayan yola girersiniz ve resimde "singularity" olarak gösterilmiş olan, yukarıda da bahsettiğim sıfır hacim ve sonsuz yoğunluk noktasına doğru çekilirsiniz.

    beyaz delik için bunun matematiksel olarak tersi demiştik. peki o zaman bir kara delikle bir beyaz deliği birleştirirsek ne elde ederiz? bunu:
    görsel
    görselin kaynağı

    bunun bir adı da einstein-rosen köprüsü. görüldüğü üzere prensip oldukça basit: bir tarafından sizi çok güçlü bir kütle çekim kuvvetiyle içine çeken bu cisim, sizi diğer taraftan aynı güçle dışarıya fırlatacak. peki bu mümkün mü?

    genel görelilik buna itiraz ediyor. bunun nedeni, cisim henüz tekilliğe doğru ilerleyip resimdeki tünele vararak beyaz deliğe geçiş yapamadan önce, kara deliğin kendi üzerine kapanacağı ve o geçidi de kapatacağı iddiası. yine genel göreliliğe göre, bir kara delikten geçerek beyaz delikten çıkabilmek için o tüneli açık tutabilmek ancak negatif enerji ile mümkündür ki genel görelilik negatif enerjinin varlığına pek sıcak bakmadığı için solucan deliklerinin varlığını da olası görmez.

    ancak kuantum fiziği aynı fikirde değildir. bildiğimiz parçacıkların zıt ikizleri olan antimadde adlı parçacıklar, negatif enerji etkisi yaratarak solucan deliğinin geçidini açık tutabilirler. bu sayede solucan deliği kendi üzerine çökmez. böylece uzay zaman içerisinde bir noktadan yola çıkıp çok daha uzak bir başka noktaya ışıktan daha önce varmak mümkün hâle gelir. elbette bu gerçeğe rağmen solucan delikleri teorik cisimler olmaya devam ediyorlar ve gözlemsel kanıtları bulunana dek de öyle kalacaklar.