ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
southern gothic
-
uzun bir aradan sonra birkaç dizi izleyeyim derken hep southern gothic, dark country türünde eserler karşıma çıktı. yazın izlememe ve bu şarkıları en sıcak günlerde dinlememe rağmen içime muazzam bir serinlik çöktü.
şarkıların çoğunda vazgeçmişlik, bir şeylerden bıkmışlık, ölüme çağrı unsurları var. son birkaç aylık ruh halimi sanırım bu ve ilişikli türlerle özetleyebilirim. içimde yer eden ve gitgide büyüyen anlamsızlık ve faydasızlık hissiyatı bu şarkılarda iyice ortaya çıktı. belki başkalarının bu eserleri yaratırken benim gibi düşünmelerini anladığımdan ya da içimdeki karanlığı ve o paslı kara ruhu şarkılara bulaştırdığımdan olsa gerek bir ferahlama hissettim. bu kış sanırım tümüyle bunları dinleyerek geçecek.
tek bir dileğim var şu günlerde, lütfen şu türü türkiye'ye getirsin birileri. mis gibi bağlamaya, yerli folk eserlerimize şunları uygulasın yahut yerli eserlerden esinle gothic eserler üretsinler. gerçi bir yazar önce yazı ürünleri ile doğduğunu sonra müzikte bu akımın yayıldığını söylemiş. belki, belki.
vedat milor
-
5000 lira para alıp mekanın reklamını yaptığı şeklinde, gördüğüm en adi iftiraya maruz kalmış insan. programı yapan insanlardan biri olarak şunu söyleyebilirim. değil para almak bazen para verdiğimiz bile oldu.. çekim yaptığımız yerin hesap almama ısrarlarını aşıp hesap ödediğimiz de.. ben dahil vedat milor ve tüm ekip ısmarlanan yemeğe bile mahçup olurken bir kendini bilmezin oturduğu yerden saçmalaması hiç bilmediği halde yorum yapması, iftira atması ekşi sözlüğün alehinde konuşanları ne kadar da haklı çıkarıyor maalesef.
halit kıvanç'ın kim olduğu sorunsalı
-
yaptığı işin her dakikasında hatta her saniyesinde beyefendi olmanın anıtıdır kendisi
düzeltme: başlık sahibi alaycı tavır gösterdiği entryi silip kaçmıştır.
people you may know'da eski sevgiliyi görmek
-
gerçek hayattaki mealine örnek olarak şöyle bir olay geçmişti başımdan:
3,5 yılı (acı-tatlı fakat kesinlikle fırtına gibi) birlikte geçirdiğim sevgilimden ayrılmıştım.
sadece bir, iki ay sonra bir arkadaşla karşılaştım, şöyle bir diyalog geçti aramızda:
ben: ee, napıyorsun, nasılsın?
densiz: napalım ya, takılıyoruz. dün gece arkadaşlarla takıldık kordonda, selin* diye bir kız vardı. aa hatta seni de tanıyorumuş galiba, bir ara takılmışsınız....
işte o noktada bende kayış koptu, görüntü gitti...."tanıyormuş galiba"... "bir ara takılmışsınız"..."bir ara takılmışsınız".
ulan hayatımın fırtınasından bahsediyorsun. bu kadar mı çabuk eskiyor? daha iki ay oldu bu hale mi geldi bu konu? ulan 3,5 yıl ne zaman bir ara oldu? az daha evleniyordum ben onunla, adı nasıl takılmak oldu?
işte onun gibi bir cümle bu: "poeple you may know" may!?
tofaş'ın emisyon değerlerinde hile yapması
-
tofaş'ın "biz dikiz aynasını parayla satıyoz, emisyon memisyon ne şekilsiniz la siz?!" savunması üzerine epa'nın yerden taş alır gibi yaptığı bildirildi.
trendyol
-
sahte yollanan kulaklığı iade talebimi "kutusunun açıldığı" gerekçesiyle reddeden usulsüz firma. elektronik ürünler kutusu açıldığı anda ikinci el statüsüne düşüyormuş, bu sebeple satıcı da artık o ürünü satamıyormuş.
yani ben 1000 liraya airpods satın aldığımda evime 50 liralık sahte airpods gelirse bunu iade edemiyorum. kutusunu açtım ya bir kere, satıcı onu satamaz artık. yazık satıcıya.
sizin ben mantığınızı yolunuzu yordamınızı seveyim rezil herifler. aynı şey amazon'da olsa o satıcının ticaret hayatını bitirirler. bizimki hala müşteriyi nasıl silkeleyeceğinin hesabını yapıyor.
aklınız vicdanınız varsa bu siteden alışveriş yapmayın.
hece tablosunda amın sansürlenmesi
-
zöre: başlık başa kalmıştır.
tanım: maarif sistemimizin bir garip uygulaması.
(bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)
murat boz nihal-bahar candan eser özge ilişkisi
-
bunlar kim ciciş kardeşlerin yeni kasası mı?
uçağa binince gelen zenginim hissi
pardus
-
yazılım olayına da dini bulaştırarak bir ilke imza atmışlar.
"biz önce allah rızası için daha sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz, elimizden geldiği sürece de uğraşmaya devam edeceğiz."
şimdi kim yazdı bilmiyorum, allahtan da bilmiyorum, ama açıkça tübitak'ın ne çeşit gerizekalılara teslim edildiğinin göstergesidir bu. nokta yerine virgül kullanma gibi utanç verici yazım hatalarını geçiyorum. ne allah rızası ne alaka? elimizden geldiği sürece ne alaka? konu ne? bize ne? ne demek istiyorsun? ne demek istediğini bilmeden cümle sallayanlara gerizekalı dendiğini bilmiyor musun?
cümlenin bir tutam akıllı sürümü şöyle olabilirdi:
"biz önce allah rızası için sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz."
gözünü seveyim. ne allah rızası? kendi içinizde tutamıyormusunuz allah sevginizi ille millete duyurmak "ben dinciyim" artisliğinizi çekmek zorunda mısınız? konu ile ne alakası var? ulan üretim ekonomisi falan diyoruz bu kafalarla imkanı yok.
tacizciyi tek yumrukla nakavt eden baba
-
tacizcinin deri eldivenli ve üstsüz olması dikkatlerden kaçmamıştır.*