ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aylık geliri 100 bin lira olan erkek
-
yaz dizilerindeki yakışıklı, kaslı, ceo gibi bir tip hayal ediyorsunuz ama muhtemelen bi kac apartmanı, malı mülkü olan bi emmidir ya da çok merkezi yerde dükkanları olan bi dayıdır.
resmen hırsızlık yaptık kızım
-
bunun adı hırsızlık değil ki yıllardır devlete verdiği vergilerinin ufacık bir kısmını geri almak bunun adı. yardım gelseydi buna muhtaç olur muydunuz? hırsız sen değilsin amcacım, biz hırsızları tanıyoruz.
depremde ölmediler de açlıktan mı ölsünler? hırsızlık yaptık dediği şey de ''su''
ekleme: bir diğeri için ben çocuğuma ikinci gün mama çaldım
yozgat'ta kaza yapan sebze kamyonunun yağmalanması
-
şimdi bu insanlar aç mı?
hayır.
sadece karakter yoksunu her biri.
bizim asıl handikapımız da bu maalesef.
pumpkin spice latte
-
sevenin çok sevdiği, sevmeyenin ölümüne nefret ettiği içecek.
starbucks'ta satılana benzer bir tadı evde de yakalayabilirsiniz, fakat aynı tadı yakalamanız imkânsız. hatta monin'den veya başka bir markadan pumpkin spice şurubu satın alsanız bile starbucks'taki tadın aynısı olmaz. onlar kendi şuruplarını kullandığı (ve satmadıkları) için evde ancak benzer tatlar yakalayabilirsiniz. bana göre starbucks'takinden çok daha güzel olan bir şurup tarifini vereceğim şimdi.
öncelikle mutfak tartınız yoksa ve gramajlara dikkat etmeyecekseniz hiç bulaşmayın, iğrenç bir tat çıkar ortaya. kullanılan baharatlar çok keskin olduğu için iğrenç acı bir şeyle karşılaşmanız da olası.
öncelikle pumpkin spice baharatı hazırlıyorsunuz:
- üç yemek kaşığı tarçın
- iki çay kaşığı toz zencefil
- iki çay kaşığı toz muskat
- bir çay kaşığı yenibahar
- bir çay kaşığı toz karanfil
muskat piyasada genelde öğütülmemiş haliyle satılır, bence de onu satın alın. küçük bir rendeyle bir top muskat rendeleseniz yaklaşık iki çay kaşığı kadar çıkıyor. karanfilin de toz halini bulmakta zorlanırsanız baharata hiç katmayın, şurubu kaynatmadan önce iki parça atarsınız.
baharatı oluşturduktan sonra balkabağı kullanıyor. bu tarif için 250 gr yeterli. buharda haşlayabilirsiniz. haşladıktan sonra çatalla ezmeniz lazım.
şimdi şurubu yapacağınız tencerenin içine 250 gr ezilmiş balkabağını koyun, üzerine 250 ml su ve 230 gr esmer şeker (esmer şeker yerine hindistan cevizi şekeri gibi fantastik atraksiyonlar da deneyebilirsiniz ama gerek yok bence) katıyorsunuz. iyice karıştırın. eğer toz karanfiliniz yoksa ve baharatın içine katamadıysanız bu aşamada tencereye 2-3 tane karanfil atabilirsiniz. blenderdan geçirin, sonrasında da yukarıda hazırladığımız pumpkin spice'tan tam 4 gr katıyoruz. eğer balkabağı tadını bastırsın istiyorsanız arttırabilirsiniz ama bence 6-7 gramı kesinlikle geçmeyin. hatta bence 4 gramı hiçbir şekilde geçmeyin. çatalla veya kaşıkla karıştırın ve ocağa alın. kaynamaya başladıktan sonra altını kısın, şurup kıvamına gelecek zamanla. yaklaşık 20 dk içerisinde geliyor o hale. yine de gözle kontrol etmek en garanti yöntem.
sonrasında da tel süzgeçten geçirin, olası parçalardan kurtulmak için tekrar blenderdan geçirin ve şurup hazır. bu tariften tam 400 gram şurup çıkıyor. bir bardak kahve için min 20 gram kullanmanız lazım. daha tatlı seviyorsanız miktar artabilir. yaklaşık 20 bardaklık şurup çıkıyor yani.
15 ekim 2014 türkiye'nin ilk ebola vakası
-
ebola değildir.
yarın sağlık bakanının canlı yayında hastayı yanaklarından öpüp "bakın öpüyorum, bişey olmuyor" demesini bekliyoruz.
(bkz: radyasyonlu çay)
georgia o'keeffe
-
en guzel ellerin kadini...
meshur ve kendisinden yasca hayli buyuk sevgilisi steiglitz nice resimlerini cekmistir, siyah beyaz bir guzelligi vardir biteviye.
newyork'tan nefret etmis, arizona'ya asik olmus, isigin guzelligini gorebilmis ve herkese gosterebilmistir. kanimca new york new york olali cizilmis en guzel resmi bu kadinin tuvallerinde vucut bulmustur.
o kadar yalin cizgilerle bu kadar duygusal yogunlukta resim hayal edebilmek her babayigidin harci degildir. okuz kafatasini da, izbe bir kulubeyi de aniden kalp atisinizin hizini arttiracak bir guzellikte resmedebilmistir.
o ses türkiye
-
yarışmaya başladığında bir beyonce olan aydayı yarı finale gelindiğinde yıldız tilbeye ceviren yarışmadır. turk halkı bunu istyor hehehehhe
socrates dergi
-
socrates dergi ile ilgili ilginç noktalardan biri de, kadrosundaki isimlerin yıllar evvel ekşi sözlükte birbirlerinin nick altlarına yazdıkları mesajlardır.
1) raul gonzalez nickname'i ile erman yaşar daha 2005 yılında parma maniac emre özcan için şu entriyi girmiş: (bkz: #6925082) olaya bakar mısınız, birisi spiker diğeri yorumcu ve şu an ikisi s sport'ta beraber premier lig maçları anlatıyorlar. yıllarca beraber ev arkadaşı olduklarını da unutmayalım.
2) bu kez emre özcan, orkun çolakoğlu için 2004'te şunları yazıyor: (bkz: #4191565) 2007'de ise şunu: (bkz: #10557910) erman yaşar'ın 2011'de orkun çolakoğlu için yazdığı entri ise şöyle: (bkz: #26562437) özellikle içinizden erman yaşar'ın ses tonuyla okuyun. *
edit: emre özcan'ın 2008'de caner eler için girdiği şu entri de varmış: (bkz: #13783518)
katkısı için walnutbreaker'a teşekkürler.
muhteşem yüzyıl
-
ben bu sarayda yaşasam hayatta hamamda yıkanmaya kalkışmam, odama leğenle su getirtirim, kırk gün yıkanmam pis gezerim yine de o hamama girmem. kimin öleceği kimin öldürüleceği belli değil. hamam değil harlem sokakları anasını satayım.
kim milyoner olmak ister
-
genellikle tarzı sorular ile insanı çileden çıkartan yarışma. şirket telefonlarında genellikle hangi rakam ile çıkış yapılır veya şirketlerde genellikle hangi tarihlerde ödeme yapılır sırasıyla 9 ve cuma günüymüş.
bizde 0 ve salı günleri doğru cevap, ne olacak şimdi? böyle saçma soru tarzı mı olur lan?
taksicilerin haklı olduğu gerçeği
-
ytl den sonrasını okumadım. ytl ne lan? y si mi kaldı kaç yıl oldu piyasaya sürüleli