hesabın var mı? giriş yap

  • hayat kırıklarla doludur. beklentiler ve gerçeklik birbirini tutmadığında, ricalar yankı bulmadığında, verilen sözler tutulmadığında içimizden gelen 'çıt' sesini duymuşuzdur hepimiz.

    çoğu insan kırıkları sevmez. onları saklamaya, gizlemeye çalışır. bazen tekrar kırılmaktan korkar ve hayattan kaçınmaya, hayal kurmamaya başlar.

    japonların çok sevdiğim bir sanatı var: kintsugi.
    bu sanat kırılan nesnelerin kırıklarını altınla onarmak üzerine kurulu. kırıkları, çatlakları bırakın gizlemeyi, parlak bir altın rengiyle onararak görünür hale getiriyor kintsugi. çünkü nesne yaşanmışlıkla daha değerli hale geliyor. kırıklarına rağmen varlığını sürdürüyor. kintsugi, altınla kırıkları onore ediyor. yaşanmışlığı yüceltiyor ve bunu - en değerli madenlerden olan - altınla kutluyor.

    depresyon tanısıyla takip ettiğim bir hastama bu felsefeden bahsetmiştim. geçenlerde geldiği seansta bana 'senelerdir ne kadar güçsüz olduğumu düşünürdüm. siz bana bunlardan bahsettikten sonra aslında bütün olanlara rağmen ne kadar güçlü olduğumu fark ettim' diyerek teşekkür etti. ilginç şekilde, bu konuşmanın aldığı ilaçlardan çok daha etkili olduğunu düşündüm o an.

    gerçekten de kırıklarımız, bir anlamda bizim madalyalarımız. onlar bizim deneyimlerimiz, yaşamın tam içinde olduğumuzun kanıtı. onlarla var olmak aslında, onlara rağmen varlığımızı sürdürdüğümüzün ve ne kadar güçlü olduğumuzun ispatı.

  • entryi okumadım ama eğer kıza ulaşmak istiyorsan kuduz aşısı ilk vurulan günü müteakip 3-7-14-28. günlerde tekrar etmek zorundadır.

    yani gördüğün günden 3 gün sonra git kız zaten gelecek. hadi kolay gelsin.

    ek: bunları nerden mi biliyorum?? yedinci günün şafağında ben de onu bir kez daha görebilmek için hastaneye gitmiştim, şuan 3 çocuğumun annesi, yan odada en küçük prensesimizi emziriyor. şaka lan şaka, bi bok çıkmaz o işten ama git yine de tabi.

  • benim de başıma gelmiş durumdur. bir gün bir baktım kimse beni gözlemlemiyor, yok olmuşum. sonra dedim kendi kendime "saçmalama lan, düşünüyorsan varsındır" yavaş yavaş var oldum da kendime geldim. şansa yaşıyoruz yeminlen.

  • böylesine karanlık bir filmin kulağa hoş gelen ilginç ayrıntıları da mevcut. gelin onlara bir bakalım.

    robert pattinson "the batman" filmi için deneme çekimlerine gittiğinde aynı zamanda christopher nolan'ın tenet (2020) filminin de provalarında bulunuyormuş. batman rolünün deneme çekimlerine gitmeye nolan'dan izin alırken ailesiyle ilgili acil bir işinin çıktığı yalanını söylemiş. ancak nolan'ın, pattinson'ın batman için deneme çekimlerine gittiğinden haberi varmış. hatta pattinson resmi olarak batman rolüne kabul edildiğinde bunu hiç kimseye söylememesine rağmen nolan gelip batman rolünü aldığı için onu tebrik etmiş. aslında bunda şaşılacak bir şey yok; çünkü nolan warner bros. ile daha önceki filmlerinde de yakından çalışmış bir isim. onlardan bilgi almış olması pek muhtemel.

    filmde bruce wayne karakteri, ünlü müzisyen kurt cobain'den esinlenerek yaratılmış. yönetmen ve senarist matt reeves ilk sahneyi yazarken bir yandan da nirvana dinliyormuş. zaten filmin tanıtım fragmanında da nirvana'nın something in the way parçası kullanılmıştı.

    batman'in maskesinin altında gözlerinin etrafı için siyah makyaj kullandığını apaçık gösteren ilk film bu olmuş. aslında önceki batman filmlerinde de batman gözlerinin etrafını siyaha boyuyor olmasına rağmen o filmlerde batman maskesini çıkarır çıkarmaz bu makyaj kayboluyordu. normalde bir çekim hatası olmasına rağmen nolan bile bu makyajı korumayı tercih etmemişti. fakat reeves, komik duruyor olsa da gerçekçiliği bozmamak adına makyajı ilk defa bizlere açıkça göstermiş oldu.

    reeves, the riddler karakterini oluştururken zodiac lakaplı kimliği hala bilinmeyen ünlü seri katilden az da olsa esinlenmiş.

    colin farrell penguen makyajı ile tanınıp tanınmayacağını görmek için starbucks'a kahve içmeye gitmiş ve beklendiği üzere kimse onu tanımamış.

    zoe kravitz ve robert pattinson, oynadıkları rollerin önceki sahipleri olan michelle pfeiffer ve christian bale'den aynı tavsiyeyi almışlar: "giyeceğiniz kostümün tuvalete gittiğinizde çıkarılmak zorunda kalmayacağından emin olun!".

    matt reeves'in kafasında, senaryoyu yazarken batman rolü için hep robert pattinson varmış. pattinson'ın good time (2017) filmindeki performansını beğenmesinin ardından bu rol için başka herhangi bir ismi hiç düşünmemiş.

    matt reeves filmini yaratırken "batman: ego", "batman: year one" ve "batman: the long halloween" çizgi romanlarından esinlenmiş.

    pattinson deneme çekiminde ilk olarak val kilmer'ın batman forever (1995) filminde giydiği kostümünü denemiş; ancak kostümün kafası olmayınca george clooney'nin batman & robin (1997) filmindeki kostümünü giymek zorunda kalmış.

    filmde batman'in ilk olarak gözüktüğü metro istasyonu sahnesinde batman'in ağzından dökülen "i am vengeance!" sözü pattinson'a aitmiş, yani doğaçlama sonucu ortaya çıkmış.

    filmin henüz çekim aşamasındaki geçici ismi (working title) "vengeance" imiş.

    penguen rolü için jonah hill ile görüşülmüş; ancak kabul etmemiş. söylentiye göre kendisi the riddler rolünü oynamak istemiş.

    filmin yönetmeni matt reeves ile tim burton'ın bu film sonrası ilginç de bir ortak noktaları oluştu. biliyorsunuz reeves bu filmden önce planet of apes üçlemesinin ikinci ve üçüncü filmleri olan dawn of the planet of the apes (2014) ve war for the planet of the apes (2017) filmlerini yönetmişti. aynı şekilde tim burton'ın da kariyerinde hem batman (1989) ve batman returns (1992) hem de planet of the apes (2001) filmleri bulunmakta.

    bu arada filmde, karakterlerin ağzından sadece bir kez batman kelimesini duyuyoruz. riddler'ın batman'e bıraktığı kartların üzerinde batman yazıyor olmasına rağmen batman sözcüğü karakterlerin ağzından sadece bir kez çıkıyor. onu da batman'in kendisi, gordon'a "bu işin sonu geldi sanırım" dediğinde gordon "neyin" diye soruyor ve bunun üzerine batman, "batman'in" diye cevap veriyor. ancak bu konuda yanılıyorsam beni düzeltin lütfen.

    son olarak, elleri ve ayakları batman ve gordon tarafından kelepçelenen penguen'in ismine yakışır şekilde yürütülmesi de gözlerden kaçmadı hani.

  • + okan abi kikboks yapıyomuşsun?
    - hee başladık işte öyle..
    + abim aikido daha iyi bence, onu yapardım ben olsam, düşünmedin mi hiç?
    - yok lan onun felsefesi var, uğraşamam!
    + hahaha

  • tahtada cümle yazarken, z harfim 2'ye benziyor diye türkçe öğretmenimin senden bir şey olmaz otur yerine diye azarlaması.
    türkçe öğretmeni oldum.
    z'lerim hala 2'ye benziyor.
    mal.

    edit: arkadaşlar seneler sonra bir yazar arkadaşın bana bu yazdıklarımla ilgili bir soru sormasıyla tekrar okudum bu entrymi, bu kadar fav almasına da çok şaşırdım. bunu yazdığımda yirmilerin başındaydım, belki de sırf yazmak için yazmışımdır hatırlayamıyorum.

    on sene olmuş yazalı, düşününce aynı fikirde değilim. tabii üslup yanlış ama belki şakayla söyledi, belki ben ısrarla anlamayıp hocayı sinirlendirdim, bilemiyorum. söylemese iyiymiş ama mal hakaretini hak edecek bir durum değil bence.

    sözlükteki öğretmen düşmanlığı bu on yılda inanılmaz arttı, belli ki bu entryle benim de bunda payım var. yine de bu entryi silmeyip editlemeyi tercih ediyorum, demek ki insanın düşünceleri epey değişebiliyormuş. ha derseniz ki bu hakareti hak edenler yok mu, var arkadaşlar. maalesef. ama herkes aynı değil. tüm öğretmenlere yargısız infaz yaparken iyi niyetli olanları da üzüyorsunuz. hepimiz bu ülkenin haline üzülüyoruz, her açıdan epey zor günler yaşıyoruz. linç kültürüyle gaza gelip hak etmeyen insanların üstüne gitmeyin. kimseyi durduk yere strese sokup üzmeyin arkadaşlar, üç günlük dünya, değmez.

  • başlık: ateistler cuma namazı kılar mı

    1. hıııı???

    3. bunu da budistler açıklasın boş durmasın ibneler