hesabın var mı? giriş yap

  • bu videolar kurguda komik, yanlış cevaplar kalacak şekilde kesilip biçilir. düzgün cevap veren, soru soranla dalga geçen, ayar verenler çoğunlukta olsalar bile çöpe atılırlar. o yüzden "çok basit şeyi bilemediler!" tarzı videoları toplumun genel profili kabul edip tespit yapanlar da videoda "evet giderim" diyenlerden çok farklı sayılmaz saflık açısından.

  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.

  • rick pitino, ncaa'deki en ünlü koçlardan biridir. başarı bir seçimdir kitabında bu başarısını, okuyanların şirket yönetmekten, çocuk yetiştirmeye kadar hayatın her alanına uygulayabilecekleri son derece basit bazı prensiplere bağlıyor. işte pitino'nun başarıya ulaşma yolunda birer adım olarak kabul ettiği 10 prensibi ve her zaman zirvede kalma konusunda yaşadığı o inanılmaz baskıyı nasıl göğüslediği konusunda ipuçları *:

    1- baskıyı pozitif olarak kullanmak: stres, bir konuya yoğunlaşmamızı engeller ve performansımızı düşürür. oysa baskı, sadece onu göğüsleyeceğimiz an için kötü hazırlanmış olduğumuzda negatif bir unsurdur ve aslında iyi çalışmayla bize inanılmaz başarılar kazandırabilir.
    2- iyi alışkanlıklar kazanmak: size olumlu açıdan yarar sağlamayan bütün alışkanlıklar, kötü alışkanlıklardır. örneğin, bir işyerindeki yaygın kötü alışkanlıklar arasında, sizi çalışmaktan alıkoyan herşeyi (şahsi telefonlar, birinci bardaktan ikinciye uzanan kahve makinası başı sohbetleri vs.) ve diğer bahaneleri (evet, saat 5'te çıkıyorum ama herkes öyle yapıyor) sayabiliriz. diğer bir kötü alışkanlıksa işe vaktinde gelmektir. evet doğru okudunuz: işe tam vaktinde gelmek kötü bir alışkanlıktır. bir sporcu saat 8'deki maç için saat 7:55'de salona gelmemeli. böyle yaptığı taktirde ısınmak için zamanı olmaz. işine zamanında gelen bir kişi, o günü karşılamak için hazır olduğunu nasıl düşünebilir? işe, her zaman gerektiğinden yarım saat önce gelmelisiniz; bu zaman süresince kişisel görüşmelerinizi aradan çıkarıp, kahenizi koyup, güne hazır başlayabilirsiniz.
    organize olun. yapılması gereken hiç bir işi ertelemeyin. sevmediğiniz işleri önce yaparsanız, günün geri kalanında sevdiğiniz işleri yapmak için serbest kalmış olursunuz.
    3- iletişim sanatını kullanmak: altı kelimeyle: daha çok dinle, daha az konuş!
    4- kendinize güveninizi geliştirin: başarıya ulaşabilmek için kendinize güvenmelisiniz. buna ulaşmanın yoluysa, başarıyı haketmekten, yani iyi bir iş ahlakı ve disiplin alışkanlığına kavuşmaktan geçer. ancak bunu tam anlamıyla başarabilmenin yolu çevrenizdeki kişilerin de kendine olan güvenlerini geliştirmektir. magic johnson'a, larry bird'e, michael jordan'a bir bakın. sahadaki varlıkları, oradaki herkesin performansını arttırmaya yetiyor. herkes yetenekleri olduğuna inanmak (inandırılmak) ister. bu hele anne-baba,öğretmen, patron ya da koçsanız çok önemli bir ders!
    5- her zaman olumlu düşünün: kural son derece basit: ne kadar zorlu zamanlardan geçerseniz, o kadar olumlu düşünmek zorundasınız. başınıza gelen değişiklikleri, daha başarılı olmak için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz.
    6- sıkıntılardan öğrenin: hepimizin karşısına şu veya bu zamanda ilerleme arzumuzu tehdit eden bir sıkıntı unsuru çıkmıştır. genellikle yaşadığınız önemli bir başarısızlık sonrasında, kendinizden ve kapasitenizden şüphe eder hale gelirsiniz.bu durumda yapılması gereken şey, bir geri adım atmak, bu başarısızlıktaki kendi rolünüzü incelemek ve payınıza düşen utancı kabullenmektir. benzer bir durum, sizin kontrolünüz dışında gelişen kişisel trajediler yaşadığınız sırada ortaya çıkar. böyle durumlarda ya çektiğiniz sıkıntılardan birşeyler öğrenir ve ayakta kalırsınız, ya da umutsuzluk denizinde boğulursunuz.
    7- başkalarından öğrenin: anahtar kelime: başkalarında takdir ettiğiniz olumlu özellikleri inceleyin ve başkalarının hatalarından öğrenin.
    8- olumlu anlamda ısrarcı olun: kararlılık bizi, herşeyden çok, ayakta tutan şeydir! herkes bir gün, bir hafta, bir ay için başarılı olabilir. ancak başarıya çalışarak ulaşanlar, onun uzun vadeli bir yatırım olduğunu bilirler.
    kazanmak için üzerinize düşeni yapmalısınız. bir gün bizim wildcat'lerden biri, jamaal magloire, kötü bir oyun çıkardı ve hiç sayı yapamadı. ertesi gün morali son derece bozuktu. "anlamıyorum" dedi "daha iyi oynuyor olmalıydım".
    ona hayatımın 15 yılını genç bir koç olarak bütün gün ve bütün gece direksiyon başında o basketbol kampından, bu basketbol kampına hem de günün birinde yolun ortasında dağılmasını beklediğim son derece eski bir renault kullanarak, scout tutarak, takımın yolculuklarını organize ederek geçirdiğimi anlattım.
    "aslına bakılırsa bütün bunları neden yaptığımı bilmiyorum" dedim ona. "22 yaşında new york knicks koçu olmalı ve 24'ümde de kentucky'nin başına geçmeliydim. keşke o zamanlar, insanlara 15 sene boyunca, bütün bu işleri yapmak istemediğimi söyleseydim. bütün bunları neden yapmak zorunda olduğumu bilmiyorum".
    ana fikir: jamaal henüz üzerine düşenleri yapmanın yakınına bile gelmeden şikayet etmeye başlamıştı ve işin kötüsü çalışmadan başarıya ulaşmasının yolu olmayışıydı. yapmanız gereken "zak" davranışını takınmak. bu "zavallı, aç ve kararlı" kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kelime ve her zaman daha fazlasını ve daha iyisini öğrenmek konusunda sizi motive edecek davranış şekli.
    9- kendinize çaba isteyen hedefler belirleyin: pek çok kişi başarılı olmak için çok çalışmak gerektiğini kendilerine öğretildiği taktirde, daha sıkı çalışmaya başlayacaktır. işin zor kısmı, onların zayıf noktalarının ne olduğunu anlamaktır ki bu sayede amaçlarını bu noktada düzeltecek şekilde belirleyebilsinler.
    hepimiz zayıf yönlerimiz için kendimize bahaneler buluruz. ancak bu zayıf taraflarımızı birer birer yenmedikçe, zamanımızı ve enerjimizi tüketecek ve önümüze çıkan fırsatları kaçırmamıza yol açacaklar. hepimmizin, zayıf yönlerimizin üstesinden gelmemizi sağlayacak amaçlar belirlememize ihtiyacımız var. unutmayın ki bir kez karar verdikten sonra ihtiyacınız olan yegane şey zaman ve disiplinli çalışmadır.
    10- ayakta kalma başarıdır: bugünün başarısı, genellikle yarının başarısızlığıdır. disiplini korumayı başaramazsanız, sizi şaşırtacak kadar kısa sürede uçup gidecektir. disiplin işte bu kadar hassastır. bu yüzden neyi doğru yaptığınızı asla unutmamalısınız. başarıya ulaşmanızda yararı olan ne kadar sırrınız varsa bir yere yazın. onlar üzerinde çalışın. bir daha işe yaramasalar bile, bir zamanlar başarı kazanmanıza neden olan şeyin talih olmadığını ve başarının bir hayat tarzı olduğunu size hatırlatırlar.

  • kaç oyla kabul edildiğini merak ettiğim paket. tv'deki görüntülerde mecliste en fazla 100-150 milletvekili vardı.
    kalan 400 tane kayıp milletvekilinin nerede olduğunu merak ediyorum. hadi akp vekillerinin canı cehenneme de, muhalefet vekvekilleri neredeler mesela? o atarla ayrılan emine ülker tarhan nerede? paylaşım rekorları kıran, akpyi titreten muharrem ince nerede? mustafa balbay nerede? neredesiniz ulan?

  • akpli veya chpli değilim. özgürce yaşayabileceğim bir ülke istiyorum sadece.

    imamoğlu aday olursa mecburen oyveririm.

    yavaş aday olursa seve seve oy veririm.

    şener aday olursa oflaya puflaya oy veririm.

    gül aday olursa oy vermeye gitmem. davutoğlu da aynı şekilde.

    imamoğlu veya yavaş cumhurbaşkanı olmalı.

  • "küçük suyun 3 lira olduğu mekanda boğazıma birşey kaçsa durumu çaktırmam bi köşeye çekilir sessizce ölümümü beklerim"

  • 1944'te kurulan ve bazı değişikliklere rağmen halen daha dünyada geçerli olan uluslararası para sistemidir. sistemin ana düzenleyicisi ımf olduğu için bu sisteme ımf sistemi de denmektedir.

    bu sisteme göre abd dışındaki tüm üyeler ulusal paralarının değerini abd dolarına endeklemişlerdi. abd ise kendi parasını altına endekslemişti: 1 ons altın=35 abd doları ayrıca, ülkeler ellerindeki dolarları abd'ye verdiklerinde, abd buradaki parite üzerinden onların dolarlarını altına çevirmeyi garanti ediyordu. ulusal paraların dolar karşısında dalgalanmasına izin verilmeyecek, hükümetler yapacakları müdahaleler ile bu dalgalanmayı önleyeceklerdi. aşağı veya yukarı yönlü %1 den fazla dalgalanmayacaktı. ülkeler dış ticaret açığı verdiklerinde öncelikle para politikası ve maliye politikası uygulayacaklar, devalüasyon veya revalüasyon gibi önlemlere ancak istisnai olarak ve ımf'nin izniyle başvuracaklardı.

    sistemde ımf'nin başlıca görevi, dış açık veren ülkelere kısa süreli kredi sağlamaktı. açık yine de giderilememişse devalüasyon yapma izni vermekti. ancak, uygulamada ımf katı davranmamış, dış açık veren ülkelere kredi açtığında öncelikle devalüasyon yaptırtmıştır.

    bu sistem 1960’lardan sonra tıkandı, çünkü spekülatörler hayvan gibi altına hücum etti, dolar bulan doğruca amerikan merkez bankasına koşup altın talep etti. bu yükü daha fazla kaldıramayan abd 1971’de rest çekti. 18 aralık 1971’de smithsonian kararları ile bir takım radikal önlemler aldı. örneğin; %1 olan dalgalanma marjı %2,5 a çıkarıldı, 1ons altın=35 dolardan 38 dolara yükseltildi. ulusal paraların dolara, doların da altına endeksli olması yine de devam ettirildi.
    bu anlaşma sonrası abd başkanı nixon "doların bundan sonra bir daha devaüle edilmeyeceğini taahhüt ediyorum" demiştir

    ancak, spekülatörleri yine durduramadı bu kararlar, altına saldırı devam etti. 1973’te endeksleme sistemi iflas etti. çünkü nixon'un taahhüdü ancak 1,5 sene geçerli olabilmişti, abd tekrar devalüasyon yapmış, 1 ons altın=42,2 dolar yapılmıştı. bu tarihte sanayileşmiş ülkeler ulusal paralarını dolara endekslemeye son verdiler. sistem bazı değişiklerle halen daha devam etmektedir.

  • her konuda mizah yapmak için zorlanmış bir kahkaha burukluğunda olan insanların bilmesinin çok da gerekli olmadığı haber. ne yazılırsa yazılsın espri yapmaya çalışıyorlar, alamıyoruz önünü.

  • adamlar 128 milyar dolari ic ettiler destek paketi diyor senin paketini "almasinlar" da gerisini bos ver.

  • inci-caps'ten seçmeler;

    "parası neyse veriyim de beni de sevin lan!"

    "bazı kızlar beni güldürürken düşündürüyor. mesela hem gülüyorum hem de 'acaba verir mi?' diye düşünüyorum. kalbini..."

    "kızlar; oranızı buranızı açacağınıza mantı açın da yiyelim bari."

    "hoşlandığı kıza yaklaşayım derken yanlışlıkla kanka olan beyler için 1 dakikalık saygı duruşu."

    "+ aşkım ben süt bazlı karamel soslu extra buzlu çikolata parçacıklı frappuccino latte söylüyorum sen ne diyorsun?
    - amin..."

    "geçen gün apartman yöneticisine admin dedim ya la!"