ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
johnny depp
-
onu bunu bilmem de herif amber heard'a ta 2016 yılında gözlerimi asla görmeyeceksin yüzüne bir daha bakmayacağım demiş ve haftalar süren duruşmada da bir kez olsun kafasını kaldırıp göz ucuyla bile olsa bakmadı la amber karısına. ben günde 10 kere sigarayı bırakıyorum, 20 kere filan diyete başlıyorum.
o kadar alkol uyuşturucu vb kullanıyorsın ama çelik gibi iraden varmış.
respect sparrow reyiz.
28 mayıs 2021 dolar kuru
-
19 haziran 2018 seçimlere 4 gün var ve adana mitinginde malum kişi şöyle buyurdu “24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, dolarla, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz”
19 haziran 2018 dolar kuru 4.75
19 haziran 2018 faiz oranı 17.75
28 mayıs 2021 dolar kuru 8.57
28 mayıs 2021 faiz oranı 19.00
maşallllahhhhhhhhh
edit: imla
bridgefy
-
offline mesajlaşma uygulaması.
internet ya da sms gerektirmeden, programı yüklemiş olan cihazların bluetooth'unu kullanarak mesaj aktarımı yapıyormuş.
özellikle şu sıralar hong kong'lu protestocular arasında oldukça yaygın olduğu söyleniyor.
internetin kesildiği deprem, vb. doğal afetlerde de epey iş görür.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
- bu resminde melege 3 tane kanat cizmissin kizim?
+ 3 kanatli melek bu.
- sen hic 3 kanatli melek gordun mu?
+ sen 2 kanatlisini gordun mu?
(bkz: ayar manyagi olmak)
gülşen'in zorlu center'dan 5 milyon $'a ev alması
-
bebek sebebiyle alınmıştır. ortalama 2 kilo 250 gr herhangi bir bebek 350 metrekare eve anca sığar, siz ne anlarsınız ki fakir pislikler?
haluk bilginer
-
gezi'yi desteklediğini, bu yüzden kültür bakanlığı'ndan yardım alamadığını söylemesine rağmen "atatürk'ü insan olarak anlamak gerekiyor. 90 yıldır sadece tapınmakla meşgulüz" dediği için yandaş diye yaftalanan sanatçı. onun anlatmak istediği de buydu sanırım. aldığı tepkiler haklı olduğunu gösteriyor.
düz dünya teorisi
beyoğlu'nda taşlı sopalı ramazan linci
-
beyler biz bu adamları ne zaman dövmeye başlıycaz? hep boyle mi gidecek, 3-5 köpeğin havlamasına ezilip duracak mıyız??? yeter artık
erdil yaşaroğlu'nun herkese telif davası açması
-
aslında olmasını beklediğim bir olay, instagram nedeniyle karikatür dergilerinin satışı dip yaptı. birçok sayfa dergilerin çıktığı gün tüm karikatürleri paylaşıyor.
dergiler defalarca açıklama yapmıştı "en azından eski karikatürleri paylaşın" diye.
karikatür birçoğuna göre basit bir eğlence aracı gibi gelebilir ama insanlar buna gecelerini gündüzlerini katarak para kazanmaya çalışıyor.
ingilizcedeki en güzel kalıplar
-
yararlı, fakat çok tekrarı içinde barındıran başlık. bu başlığa birkaç katkı sağlamak isterken aynı şeylerin 4-5 sefer yazıldığına şahit oldum. kullanılmadan önce "başlıkta ara" bölümünün kesinlikle ziyaret edilmesi gerekli, aksi takdirde şişkinliği kendisini ele verecek.
katkılarım şu şekilde:
make a dog's dinner: bir şeyi/işi berbat etmek, eline yüzüne bulaştırmak. çok kötü bir performans sergilemek.
wouldn't hurt a fly: bizdeki "karıncayı bile incitmez"in aynısı.
bring something to the table: işe yarayacak bir öneri veya fikri ortaya sunmak.
full of beans: müthiş bir enerjiye sahip olma durumu.
be over the hump: bir işin veya aktivitenin en zor/tehlikeli bölümünü bitirmiş olmak. işin/aktivitenin bundan sonraki kısımlarının bundan önceki kısımlarından daha kolay olacağını vurgulamak için kullanılır. (hump deve hörgücü demek, buradan da ilişki kurulabilir).
kill something stone-dead: bir şeyin tamamı ile başarısız olmasına sebebiyet verme durumu, veya bir şeyi tamamı ile yok etmek.
a little bird told me: bizdeki "kuşlar söyledi" deyiminin aynısı. bir bilginin kimden alındığı bilgisini karşı taraf ile paylaşmak istememe durumunda kullanılır.
and that's flat: alınan kararın son karar olduğu, başkasının ikna etmeye çalışması durumlarının işe yaramayacağını belirtme durumu.
sure as eggs is eggs: kesinlik ifade etme söylemi, bahsedilen şeyin mutlaka gerçekleşeceğini vurgulama.
bite the hand that feeds you: şimdiye kadar yardımını gördüğün bir kişiye karşı kötü davranmak. bizdeki "yediği kaba s.çmak" deyiminin benzeri.
jam on it: bir kimseye verilen şeyler için o kimsenin memnun olması gerektiğinin vurgulanması. "what more do you want - jam on it?" sana zaten x vermişiz, daha ne istiyorsun?
by hook or by crook: her şeyin kesin gerçekleşeceği, gerçekleşmesinden başka çarenin olmadığı, gerçekleşmesi için de mümkün olan her yolun denenebileceğini söyleme durumu. "ne yapıp edip bu işi başaracağız" şeklinde.