hesabın var mı? giriş yap

  • "umarim hic mutlu olmazsin, tekrar aski hic bulamazsin, cocuklarin falan da olmaz" (ıstanbul, 2010)

    ne zaman yine biriyle mutlu olur gibi olsam bu sozu hatirliyorum. sonra isler boka sarinca yine bu sozu hatirliyorum. sen ne pis bir ahmissin

  • fena olmayan rezalet. okuyucuyu içine çekmeyi başarıyor ancak gereksiz uzatıldığı kısımlar olmuş ve finalde şaşırtmıyor. aksiyon sahneleri oldukça az, kuryeyle beraber şubeye gitme kısmı eklenirse daha güzel olabilir.

    bir rezalet yorumcusu olarak puanım 6/10.

  • 31 çekmeyi 51 gibi bir iskambil oyunu sanırdım. birgün can sıkıntısının doruklarında gezerken sevgili babacıgımla, "hadi kızım kart oynayalım" demişti babam, ne oynayalım dedi ben de saf saf 31 çekelim diye cevap verince neye uğradığını şaşırmıştı.bense dersanedeki bi arkadasımdan duydugum bu 31 cekme meselesinin neden bu kadar şaşırtıcı bir iskambil oyunu oldugunu çok sonraları anlayacaktım.

  • ismini yunanca'da "güçlü erkek birey" manasına gelen arsenikos kelimesinden almış elementtir.

    çekiçle vurulduğunda yada ısıtıldığında sarımsak kokusu yayar. hidrotermal damarlarda, dolomitik kireçtaşlarında, tuz domlarının anhidritli kısımlarında oluşur. kobalt yada nikel cevherleriyle birlikte bulunabilir.

    dünyada, başta kanserojen etkisi olmak üzere, insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin başında gelen kimyasal. arsenik, dünya sağlık örgütü tarafından içme sularındaki en tehlikeli kimyasal kirlilik olarak kabul ediliyor. içme suyunda yüksek oranlarda arsenik bulunması; "mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri"ne yol açabiliyor. ayrıca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. dünya sağlık örgütü, tse ve sağlık bakanlığı insani tüketim amaçlı sular yönetmeliğine göre, 1 litre içme suyunda izin verilen en fazla arsenik değeri 10 mikrogram. ancak içme suyunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüfus için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. sudaki arsenik arttıkça, kansere yol açma riski de artarken ihtimal yüzde 1'e kadar çıkıyor.

  • üzerinde çalışılmış, düşünülmüş bir eserden söz etmek mümkün değildir.
    bir kere bahçesi yok, beton yığını. her gün kafası gözü yarılan öğrenci olur *, koridorları ve merdivenleri dar zil çaldığında ilerleyemezsin , acil bir durum olduğunda neler olacağını tahmin etmek istemiyorum. duvarlarda ses yalıtımı kimse düşünmez, bir sessizlik anında yan sınıfta ne konuşuluyorsa olduğu gibi duyarsın. sınıflar tasarlanırken dolapların nereye konulacağı düşünülmediği için sınıfta hep saçma sapan durur. tabi bunu yanında kütüphane, laboratuvar, resim atölyesi, konferans salonu, müzik odası, spor salonu... gibi odalar oldukça lüzumsuz görülür, yapılmaz.

  • kahvaltı. bizim ev.

    ben: baba, günaşırı ne demek?
    babam: bir gün arayla demek.
    ben: bunu bana ne zaman söyleyecektiniz baba?
    babam: neyi?
    ben: günaşırının anlamını. ben günaşırıyı yanlış biliyormuşum.
    babam: ne sanıyordun?
    ben: akşam üstü şöyle 5-6 gibi felan sanıyordum. :/

    annem: haha. nasıl öğrendin?
    ben: herkesin içinde!! arkadaş saçına besleyci bi karışım uyguluyormuş. hangi sıklıkla uyguluyorsun dedim, günaşırı dedi. her gün her gün zor olmuyor mu dedim. her gün değil, günaşırı dedi. ben de tamam işte, her akşam her akşam zor olmuyor mu dedim. her akşam değil, günaşırı dedi....

    annem: hahaha ilahi keyfekeder...
    ben: niye öğretmediniz anne?

    kardeşim: aslında söyleyecektik de, senin biraz daha büyümeni bekliyorduk.
    ben: :/