hesabın var mı? giriş yap

  • öyle bir milli takım yaratmıştı ki hakikaten sorunun elimizde iyi oyuncular olmaması olduğuna inanmıştım ben.

    her şeyi affetsem sercan sararer denen odunu izlemek zorunda bırakmasını affedemem. gene iyi almanya'dan geldi diye meryem uzerli'yi oynatmamış.

  • içme şu zıkkımı diyor her daim validem

    bir gün fakirim yine, dedim anne babamdan bi dal sigara çalsana bana
    dur burada var dedi bir tane al bun, otur dedi bi de çay vereyim sana
    tabi ben şaşırdım validem bana sigara veriyor ve üstüne çay getiriyor
    yine arada evlenmiyormusun diye laf sokmayı da ihmal etmedi

    sigaranın içine patlayan kibritlerden koymuş , ilk dumanı aldım ikinciyi çekerkene sigaranın ucu papatya gibi açıldı,
    ben renk atmış vaziyette beklerken , valide kahkahayı patlattı, aldı sigarı elimden çayı da çekti önümden şimdi sittir git dedi sigara migara yok sana, güzel şakaydı halen validemden sigara isterken özenle takip ediyorum durumu

  • dün deprem anında müşterilerini koltukta bırakıp kaçan berberleri, altınlarını bırakıp sokağa fırlayan kuyumcuları, müşterilerini içerde unutan işletme sahiplerini, çocuğu markette bırakıp kaçan kasiyerleri gördük. bir tane öğretmenin öğrencilerini bırakıp kaçtığını görmedik. marifet diye yazmıyorum. olması gereken olmuştur. bir çok öğretmen arkadaş önce öğrencilerinin telaşına düşüp, kendi çocuğu daha sonra aklına gelmiştir. sözlükte ve sosyal medyada her fırsatta öğretmenin tatili, maaşı konuşanlar bunu da konuşsun.
    tanım : sözlükte gündem olması gereken örnek davranıştır.

  • izlerken garipsediğim olay. tamamen gerçeklik dışı.

    ocak üstündeki lekelerden şikayetçi mesela hanım ablamız. birden mister masıl diye bir herif peydah oluyor poff diye. eüzü besmele çekip balkondan atlaması gereken hanım abla "aaa ne güzel de çıkardı lekeleri bundan sonra hep mister masıl kullanacağım" diyor.

    ulan eve adamı mı attın diye öldürürler kadını be.

  • daha dun basima gelen bir olayi anlatayim efenim.

    antalya havaalanina giriyoruz. guvenlik kontrolu vs. esim onde ben arkada kemer, saat vs cikartiyoruz. laptop falan. kutuya koyarken esimle arama birisi daldi elinde kutu ile. ne oluyor demeye kalmadan tahmin ettigim gibi siraya girmekten aciz bir turbanli. dedim hanimefendi hayirdir. dedi ben seni beklemek zorunda miyim? dedim ki evet. beklemek zorundasin zira burasi sıra.

    karima abuk sabuk seyler soylemeye basladi. guvenlikten rica ettim. neyse mudehale ettiler. megerse kari iki arkdaymis. arkamdaki kadinin da onune geçmiş.
    neyse gectik guvenlikten, arkadan sesi geliyor hala. aynen soyle dedi: biz cicili bicili olmadigimiz icin boyle davraniyorsunuz. hem arkamdaki kadina bagiriyor hem de guvenlige. sonra bize geldi ayni igrenc cumleyi kurdu.

    kadin sunu anlayamiyor: basit bir siraya girecek kadar akli melekeleri gelismedigi icin mudehale edildigini anlamiyor. turbani yuzunden engellendigini zannediyor. cicili bicili insanlar onu turbanli diye sevmiyor. kafaya bak.

    bu zihniyet nasil duzelir bilmem.

  • - aiyyyy polise bak polise nasıl vurdu çocuğa. bak bak hiç acıyo mu ya???? yazık ya yazık şu hale bak.

    2 saniye sonra;

    - bak bak zilliye bak zilliye nasıl kışkırtıyo polisi? vur vur...

    5 saniye sonra

    - tii allah cezanızı şu hale bak. yazıklar olsun.

    bana dönerek; bu varya aynı 80 dönemine benziyor. o zamanda evlerde bi akşam solcu saklardık, bi akşam sağcı...

    - ee şimdi gelip kapını çalsalar yine ne yaparsın?
    - evime gelen herkese kapım açık benim.

    feysi, tivitırı olmayan, sosyal medyanın gazından bi haber, kah vurulan gence ağlayan, kah polise üzülen olaylara saf apolitik bi insan gözüyle bakan anne..

    annem.
    inanıyorum ki şu boktan dünyayı ancak bu kadar saf gözlerle bakan insanlar, bu kadar saf kalmış yürekler kurtarabilir.

  • bir iş için gereğinden fazla kalifiye , bilgi ve eğitim , kariyer , deneyim sahibi olma durumudur. böyle bir şey vardır ve yok diyeni de allah çarpar.

    overqualification özellikle 1990 ve sonrası doğumlu genç kuşağın , tüm dünyada , ancak özellikle de türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde başbelasıdır. eğitimsiz veyahut bir iş için yetersiz olma durumundan daha az karşılaşıldığı için çok dikkat çekmez. şehir efsanesi muamelesi görür.
    ancak sonuçları ilerleyen dönemlerde toplumlar ve ekonomiler için yıkıcı düzeyde olabilir. özellikle bu duruma düşen genç nufus bir süre sonra iş aramayı bırakarak , veya kendisini ülkesinden psikolojik olarak kopuk olarak hissetmesine neden olarak beyin göçüne sebebiyet verir ve yetiştiği ülkenin ekonomisine yetişmiş olduğu alanda katkı sağlamaktan vazgeçer.

    çeşitli sebepleri ve alt dalları olmak ile birlikte türkiye'de ki en önemli üç sebebi:

    - ne istediğini bilmeyen iş veren ve meslek gerekliliklerinin aşırı derecede abartılması
    - eğitime ulaşımın eskiye kıyas ile çok daha kolay olması
    - ülke ekonomisinin ve kapital düzeninin basit işler üzerine kurulu olması'dır.

    makro ölçekte incelendiğinde overqualified olma durumu ;
    turkiye'de iş verenin " çalışanım onuda bilsin , bunuda yapsın , şununda üstesinden gelebilsin , az kişi çok iş olsun " mantalitesi ile ailelerin " oğlum / kızım bak filancanın çocuğu kıçının kenarı ile flüt çalarken üstünede almanca tekerleme söyleyebiliyormuş , sende öğren sen de yap " düşüncesinin üzerine devletin " her köye bir üniversite yapacağız bakkalları , marketleri , inşaatçıları kalkındiracağız " politikasının ülke ekonomisi ve piyasa gerçekleri ile kesişmesi sonucu kendini yetiştirmiş kişinin içine düştüğü durumdur.