hesabın var mı? giriş yap

  • kaç perdelikse bir türlü bitmiyor dedirten genelgedir..
    cumhuriyeti cumhuriyet yapan günlere bu kadar deger verilmedi be yazıklar olsun.

  • ale ile lager mayaları farklıdır. ale mayası fermentasyonda damacanann üstünden başlayarak alkol üretirken, lager (bizim efes) alttan mayalanır. ale mayalanması 2-3 hafta arasında tamamlanır ve doğal ya da yapay gazlanma işleminden geçer geçmez tüketilir. yapması ve üretmesi kolaydır. fermantasyon için oda sıcaklığı olması yeterlidir.
    lager (alman-çek ekolü) aynı sürede fermantasyonu tamamlamakla birlikte fermantasyonun 11c derece civarında (mayadan mayaya fark gösteriyor) olması şarttır. bu yüzden modern teknoloji ve klimalı sistemler öncesi almanlar yılın belli bir zamanında (yaz sonu) bu işe girişirlerdi.
    fermantasyon bitince 48 saat oda sıcaklığına çıkarılıp (di-asetil dinlendirme) ardından 1c de 6-8 hafta saklama (almanca lagering = depolama) gerektirir.

  • ülkede adı amk olan bir spor gazetesi var.
    emre belözoğlu sporda şiddete karşı olan bir kamu spotunda oynuyor.
    türk milli takımı dünya çapında daşşak oğlanı olmuş falan filan.....
    ama en acısı,
    yıldırım demirören federasyon başkanı.

  • kotu kaleci oldugunu soyleyenler var. ben kendimi mal zannederdim amina koyim. benden mallari da varmis. rahatladim neyse...

  • abd'li fantezi kurgu ve bilim kurgu yazarıdır. en çok unutulmuş diyarlar romanları, iblis savaşları destanı ve yıldız savaşları romanları ile bilinir. ilk basılan ilk romanı 1988'de tsr'dan çıkan buzyeli vadisi üçlemesi'nin ilk kitabi olan kristal parçası'dır. new york times bestseller listesinden aylarca inmeyen eserlere imzasını attı. unutulmuş diyarlar için birçok kitap yazdı. ayrıca iblis savaşları destanı, kendi oluşturduğu kurgusal dünya corona'da geçen birkaç roman ve yıldız savaşları romanları yazdı.

  • helali hoş olsun, harcayın aslanlarım benim. sümeyyenur'ların talhacan'ların benzin paralarına gideceğine harcadıklarınız, aslanlar gibi ecnebinin cebine gitsin. havalarda uçuçsun latteler, makiyatolar.

  • bir bira sevdalısı olarak arkadaşı çok iyi anlıyorum. bana da mesela viski acayip tatsız, acı, ağır geliyor. bir ara "olm bunu bence laf olsun diye içiyorlar kimse de birbirine itiraf edemiyor" diyordum ve buna inanıyordum hatta.

    sana biranın olayını anlatayım. bir kere birayı hemen sarhoş olmak için içmezsin. elini, ağzını oyalasın diye önünde durur. çay gibi, kahve gibi. yanına bir sürü kızartma, atıştırmalık yakışır. ağzın ekşimez, acımaz. yavaş, yavaş içersin. şanslılardansan 4, benim gibi her gün içenlerdensen 6.da sarhoş olursun. bazı geceler sarhoş olmak istersin 2.birada baileys mi seviyorsun kardeşim baileys içerek devam edersin. ben tekila söylüyorum genelde öyle gecelerde.

    maya kokusu, ağızda dağılan arpa, mısır, nişasta, patlamış mısır notalarına girmeyeceğim. belli ki tadı sana hitap etmiyor ama tadı da biradan biraya acayip tatmin edici oluyor bazen.

  • ertuğrul kürkçü anlatıyor:

    ben, deniz'in 70'in sonbaharında odtü'ye geldiğinde bana söylediği sözleri hatırlıyorum, onlar oldukça kritik sözlerdi. bazı kararlarımı hep o sözleri aklımda tutarak verdiğimi hatırlıyorum. rastgele bir tartışma içerisinde ama çok ciddi bir tartışma içerisinde deniz, şöyle bir öngörüde bulundu:"bütün türkiye'ye sıkıyönetim gelecek, herkesi cezaevine dolduracaklar. orada herkesin bir koğuşu olacak, her eğilimin bir koğuşu olacak." o zamanki adlara bağlı olarak, "kırmızı aydınlık koğuşu, beyaz aydınlık koğuşu, sendikacılar koğuşu...ziyaretçiler tavuk getirecek, onlar, bu tavukları nasıl paylaşacaklarını tartışacaklar." şimdi hatırlamıyorum kimdi, birisi: "peki ya biz ne yapacağız" diye sordu. deniz, "biz öleceğiz oğlum" dedi, "çünkü biz dövüşeceğiz. ve esas oportünizm nasıl bir şeydir, mücadele nasıl bir şeydir, devrimcilik nasıl bir şeydir onu o zaman herkes görecek."