hesabın var mı? giriş yap

  • efendim, işte bu hayvanların bayrak tutanlarından biri, yani bir efes pilsen sever yanına bir stella sever, bir samuel adams sever, bir youngling sever ve pilsner urquell sever ile birlikte bara gitmiş.

    stella'cı tabiatiyle barmenden stella istemiş, barmen vermiş, samuel adams'çı bir samuel istemiş, barmen vermiş, younglingçi, bir youngling yolla bakayım barmen derken, pilsner urquell'i seven arkadaş da pilsner urquell istemiş.

    efes pilsen sever hayvanoğluhayvan kıro da, bir bardak su istemiş efendim.

    tabi diğerleri şaşırmış, nasıl olur demişler, sen neden bira söylemedin?

    bizimkinin cevabı hazır tabi, "baktım kimse bira içmiyor, ben de içmiyim bari" demiş.

  • yüzölçümü 1.610.000 kilometre kare olan, güney kutbu’ndan başlayarak antarktik sahil şeridine kadar uzanan bir terra nullius.
    1928-1941 yılları arasında düzenlenen seferlerle amiral richard e. byrd tarafından keşfedilmiş ve adını amiralin karısı marie'den almıştır.

    uzaklığı ve yaşama elverişsizliğinden ötürü hiçbir ülke tarafından istenmemiş.* bölgede varlığını sürdüren tek şey bir abd üssü.

    kaynak

  • ingilizce devam etmek ister misiniz? dendiğinde hayir diyen arkadasim var. opsiyonel sanmis oyle sorunca, savunmasi bu.

  • izmir marşı siyasi bir simge değildir. zira bu ülkede mustafa kemal siyasi bir simge değil, tarihsel bir kahramandır.

    eğer kendisi izmir marşı'ndan rahatsız oluyorsa, izmir marşı'nı ve mustafa kemal'i siyasi olarak karşısına alan güruhtan rahatsız olmalıdır.

  • bu elemanlarla iyi anlaşmanın yolu onları denginiz olarak görmeye başlamanızdan geçiyor çünkü, komik ama, o sizi dengi olarak görüyor. bu temel kuralı aklınızda tutarsanız en kezban, en hırçın dişi kuşla bile belli bir saygı ve sevgi çerçevesi içinde yaşayıp gidebiliyorsunuz.

    muhabbet kuşları diğer papağanlar gibi sürü yaşamını benimsemiş hayvanlar olmasıyla beraber, yine papağanların çoğu gibi sürüdeki diğer bireylerin kendi türünden olup olmadığını çok sallamıyor veya ayırt edemiyor. siz de kuşmuşsunuz veya kendi de insanmış gibi düşünüyor. insanlarla bu kadar yakınlaşabilmesi de buradan kaynaklanıyor. sizi yabancı unsur olarak değil sürü/aile olarak görüyor. size uyum gösteriyor; eve geliş saatiniz, yemek yeme saatiniz, belki bir şekerleme yapma saatinize hatta çıkardığınız seslere ayak uyduruyor. siz de onun belli ihtiyaçlarına ayak uydurmalısınız. bu yüzden sabah ona günaydın demeniz, muhattap alıp oyun oynamanız, içten bir şekilde konuşmanız, aç susuz sefil bırakmamanız, onun da sıkılabileceğini göz önünde bulundurmanız (bomboş evde, kafes içinde, 7 saat duvarları izlediğinizi düşünün, kafayı yersiniz), çok küçük ve hassas olduğundan severken aşırı nazik olmanız ve dinlenmek/tüylerini düzeltmek istediği zaman onu kendi haline bırakmanız gerekiyor. kafesini olabildiğince uzun süre açık tutun ki biraz daha özgür hissetsin, biraz daha mutlu olsun. zaten affedilmez lanet gibi temizlenemez bir dışkısı yok, gezsin işte evin içinde.

    çoğu zaman beden diliyle derdini çok güzel anlatabiliyor. cakcaklayıp olduğu yerde dönüp kafasını aşağı yukarı sallayıp koşuşturuyorsa çok mutludur mesela, onu izlerken siz de muhtemelen eğlenirsiniz. siz ona güzel şeyler söylerken tüylerini şöyle bir kabartması da "hoşuma gitti panpa devam et" demektir. esniyorsa, evet küçük gagalarıyla çok güzel esniyorlar, uykusu gelmiştir. hareketsizleşmesi, eğik durması, kanatlarını düşürmesi hayra alamet değil. elinizdeyken kendini bir tarafa doğru uzatıyorsa, o yöne doğru eğiliyorsa oraya gitmek istiyordur. çok üşengeç bir hayvanınız varsa gitmek istediği yere bırakın. şapşal olduklarından kanatları olduğunu unutabiliyorlar. banyo suyu vermezseniz suluğunda yıkanmaya çalışabilir. ne sıklıkta banyo istediğini öğrenip belli zamanlarda banyosunu yaptırın.

    belki bir kedi veya bir köpek hayvanı gibi ele gelen, mıncırılabilen bir hayvan değil, öyle hayvan seviyorsanız zaten kuş bakmıyorsunuzdur. buna karşılık kuş akıllı, yaramaz, komik bir dosttur. evdeki bir bireye daha çok bağlansa bile kalan herkesi yine çok sever, bir kişiyle biraz vakit geçirse diğerleriyle de vakit geçirmeye çalışır. biri onu sevmişse hemen anlar, o kişiyi ilk kez gördüğü günde bile sırnaşır babam sırnaşır. çoluk çocukla da arası iyidir, misafirin küçük çocuğu onun için bulunmaz ganimettir. gelir öpücük verir, elinizi kemirir, saçınızdan aşağı yüzünüze sarkar. şaklaban mı ne.

    pişmanlıkla gelen edit: az önce tab tuşuma sıçmıştır, yakalarsam kendisini öldüreceğimdir.

  • sevdiği kızın, 30 yaşındaki bir adamla birlikte olmasına isyan eden gariban yurdum erkeğinin tepki koyduğu durumdur.