hesabın var mı? giriş yap

  • telefonunu yer atması gözlerden kaçmamıştır.

    nice insanlar tanıyorum ki ; ekranı çizildi diye depresyona girip psikolağa giden, telefon yere düşerken onunla beraber uçuruma atlayan ve belki de telefonu için canını veren...

    helal olsun diyoruz...

  • teknik sunumu olsa daha iyi fikrim olur ama lansmanda beni pek etkilemedi.

    - android uygulama desteği teknolojik olarak çok devrimsel (intel bridge adında, rosetta 2 gibi çalıştığını düşündüğüm bir ön derleyici barındırıyor, performans kaybını engellemek için) ama kullanım alanı benim gibi masaüstü kullanıcıları için çok kısıtlı. gelecekteki mobil atılımlar için hazırlık gibi duruyor daha çok.
    - yeni uygulama açtıkça yeri değişen başlat ikonu bana eskisinden daha kullanışlı gelmedi. öte yandan başlat menüsü daha iyi görünüyor ve flat design'dan tekrar skeumorphic bişeylere geçmişler sanırım. ben flat design'ı sevsem de kullanıcılar bunu talep ediyordu, o yüzden beğendim.
    - pencere kenetleme özellikleri zaten yüz yıldır vardı. bir pencereyi köşelere kaydırarak ya da win+yön tuşları ile kenetleyebiliyordunuz. sadece menüsü gelmiş. yeni özellik diye bahsetmelerine şaşırdım.
    - widget desteği her üç windows'ta bir windows'a baştan gelir (önce active desktop, sonra vista'yla gelen windows sidebar vs) ve kimse kullanmaz, unutulur gider. sanırım yine mobilde bazı olaylar için hazırlık bunlar hep.
    - auto hdr kendi yaptıkları demoda bile etkileyici değildi. pc ekosisteminde hdr'ın hakkını veren donanım hala çok az. auto hdr da bence manasız.
    - directstorage güzel, oyunlar çok daha hızlı yüklenecek, sağolsunlar.
    - 32-bit sürümü yok, bir safrayı atmış oldular iyi oldu.
    - en az 4gb ram istemesi bana windows 95'in en az 4mb ram istemesini hatırlattı, tebessüm ettim.

    bu hali masaüstü kullanıcısı için önceki senelerdeki feature update'lerden bile daha az yenilik barındırıyor bana göre. düşünsene windows'a sadece bir feature update'te linux desteği geldi. şimdi "windows 11" gibi iddialı bir isimlendirmede ciddi mimari farklılıklar bekliyorsun doğal olarak. temel mimari değişikliklerden bahsetmediler. bir saate dev sunumu var, belki orada daha çok ayrıntı gelir (edit: izledim gelmedi).

    daha önemlisi sunumdan microsoft tarafında vizyon olarak neyin değiştiğini anlamadım. mesela "evet 'windows hep windows 10 kalacak artık' demiştik ama şimdi windows 11 yaptık, çünkü..." açıklanmadı? belki kaçırmışımdır.

    panos panay sunumda "bitse de gitsek" diyecek kadar sıkılmış duruyordu. yeni donanım sunarkenki heyecanını windows'ta görmedim.

    satya konuşmasında "önümüzdeki on yıla hazırlık" dedi, belli ki başka stratejik hamlelerin temelini oluşturuyor bu, ben özellikle mobil alanında microsoft'un yeniden bir atılım yapmasını öngörüyorum. önceden yaşadığı uygulama zenginliği sıkıntısından kapatılan windows phone projesi artık android desteğiyle yeniden canlanabilir. ayrıca, windows tabanlı tabletler tabletten çok laptop gibiydi. android desteği bu açıdan o ekosistemi de canlandırabilir.

  • tom robbins in bir doors konserinden sonra yazmaya başladığı söylenen ilk romanı. kaynağı aramak, ritm duygusu, doğaya karışmak, mutluluk, aşk, kelebekler ve kokularla bezenmiş, dine ve siyasete göndermeler yapan, keyifli, eğlenceli, tatlı bir hikaye. kült olabilecek kadar iyi olduğunu düşündüğüm ve tom robbins in ne kadar şahsına münhasır bir yazar olduğunu ilk romanıyla göstermesini sağlayan kitap. bir de kral kelebeklerinden bahsettiği bölümden çok etkilenmiştim.

  • - kola kapagi ile alabiliyor muyuz?
    - gecti o kampanya.
    - ama sisede oyle yazmiyor?
    - sisede durdugu gibi durmuyor iste.

  • vosvoslu başkan jose mujica'nın bugün bir yerde çay içerken herkesin samsung'larıyla onun fotoğrafını çekmesi üzerine yaptığı espri. adam tek cümleyle teknolojik kalkınmadan dışa bağımlılığa, üretimsiz tüketimden gereksiz lüks sarfiyatına öyle bir eleştiri yapmış ki, insan hayret ediyor.

    türkler kapıyı tok sesle kapatıyor, almanlar kazanıyor.
    türkler kanepeyi monte ediyor, isveçliler kazanıyor.
    türkler bombalıyor, amerika kazanıyor.
    ulan hatta türkler evlenmeye niyetleniyor, bulgarlar kazanıyor.

  • allah çirkin şansı versin derler; tipsizliğimin en avuntu duyduğum yanı da bu sözdür. hatta züğürt tesellisi olarak kullanırdım ama gördüm ki hem tipsiz hem şanssızım arkadaş.

    pisuvarda çişimi yapıyorum çok afedersiniz. içerde dayanılmaz bir koku var; ki tarifi mümkün değil. bi baktım finans müdürü çıktı içeriden, valla ben öyle sıçsam insanlığımdan utanırdım. ama herif hiç bir şey olmamış gibi ellerini yıkadı, çıkarken de göz kırptı.
    pisuvarda işim bitti tam ellerimi yıkamaya gidiyorum, genel müdür girdi içeriye. göz göze geldik. bu arada dışarının temiz havasından sonra tuvaletin havasını soluyunca rengi falan değişti:
    - hay maşalllaaah... ahmetcim neden bu kadar zayıf olduğunu anlamış olduk böylece.
    - efendim maamut bey? (ihale bana kalıyor yavaş yavaş)
    - düşük yapmışsın diyorum, geçmiş olsun iyi misin?
    - ehehe iyiyim, sağolun.

    aradan 1 hafta geçer, tuvalet kapısında yolumuz kesişir. genel müdür geçen hafta burnunun direklerini sızım sızım sızlatan kokuyu anımsamış olacak ki; iç çekerek "neyse" der, arkasını dönüp ofise doğru yürümeye devam eder.
    bense arkadan melül melül bakarak;
    - "ben yapmadım miki yaptı" diyip, işemeye giderim.

    hiç gereği yok ama editi: 850 kişinin çalıştığı bir japon fabrikasında, genel müdürle aynı tuvaleti pisleyebilirsiniz.
    hatta hatta bu firmanın japonya'dan gelen ceo'su ile yan yana çişini yapan arkadaşım var* :)

  • ümit besen den beklediğimiz bir atak. atmalı şu gölü artık. millet affedilmeyenin üçüncü versiyonuna geçiyor, biz hala tek bir nikah masası na sahibiz. olmaz! kendi yaratıcılık damarları tıkandıysa alsın benden söylesin:

    dul kaldın sen seneler önce
    unutmadım ben seni ömrümce
    bekledim benim olursun diye
    girersin kapımdan gelinliğinle

    ne derlerse desinler senin için
    dul kalmış olsan da sen benimsin
    çocuğuna da çocuğum bilirim
    yeter ki sen benim ol biriciğim

    bunları derken aldım ben haberini
    gelin oluyormuşsun etti mi iki
    damat yine ben değilim başka biri
    bu şarkının ismi nikah masası iki

    nikahına beni çağır sevgilim
    istersen şahidin olurum senin
    bu adam kim diye soran olursa
    allahın piskopatı dersin sevgilim

  • kanada'nın hamilton kentinde üniversite öğrencilerinin yaptığı sosyal deneyde öğrencilerden biri müslüman kıyafeti giymiş diğer öğrencinin otobüse binmesini rol icabı engellemeye çalışıyor. bir kaç yerde tekrarlanan deneyde her seferinde insanlar müslüman çocuğu savunuyor, hatta en sonunda birisi tacizci genci yumrukluyor. geçen hafta ottawa'da bir askerin müslüman bir fanatik tarafından öldürülmesinin ardından müslümanlara bakış açısında negatif bir değişim olmadığı gözleniyor. hatırlatalım hamilton öldürülen askerin memleketi ve düşük gelir seviyeli insanlardan oluşuyor. ırkçılık kanada'da bir kez daha barınamıyor.

    haber ve video

  • bizim miletin gerçekten de mal olduğunun göstergesi. yani ürün 4 lira değil de 400 lira olsaydı mı "rezalet"i hakedecekti? adam ürün almış mı, almış. mağdur olmuş mu, olmuş. olay bu bence.