ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
qr kodlu menü kepazeliği
-
kişisel bilgilerinize ulaşmak isteyen birtakım dolandırıcıların yeni yöntemi, sahte bir karekodu orijinalinin üzerine yapıştırmak hiç de zor değil. haliyle güvenli bir yöntem değil. onu da geçtim belki tuşlu telefon kullanıyorum, belki karekoda erişecek telefonum yok. haliyle sanal menüye mecbur bırakan işletmelerin tercih edilecek bir yönünü göremiyorum.
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
sırt çantasını çıkartmayan ayaktaki yolcu
-
toplu taşıma araçlarının yetersizliğinden şikayetçi olacağına, adamın sırtındaki çantanın kapladığı yarım kişilik alanın derdine düşenleri kızdırır.
(bkz: türk insanı/#31442860)
kumral ada mavi tuna
-
kerem alışık yüzünden gönül rahatlığıyla okuyamadığım kitap olmuştur.
kitabın iki ana karakterinden biri olan ada'nın kerem alışık olma ihtimali yüzünden bir türlü odaklanamadım. kumral ada; ünlü bir aktör ve aktrisin kızı, dayısı da ünlü bir şair. türkiye'de bu tanım yapılınca aklıma sadece kerem alışık geliyor.
ve tüm kitap ada'nın genç, güzel bir kadın olduğunu hissedemeden okudum. bu benim aklımın bana pisliği olabilir. siz bana aldırmayın. okuyun.. hatta mümkünse gidip kuzguncuk'ta okuyun. kendinizi mabel'in yerine koyarak okuyun.. kırılın gönlünüzce, tüm farklılıklarınızla sizi koruyup kollayacak birileri varmışcasına yaşayın/yaşamaya çalışın..
"ah mabel, hep güçlü olmak zorunda kalmamız ne yorucu..."
ölünün arkasından konuşulmaz
-
şerefsizin arkasından bal gibi konuşulur. yok öyle ölünce paklamak.
youtube'da yorumlaşan rosalinda ve fernando jose
fonda kadıoğlu zeybeği çalan garanti reklamı
-
kepazelik.
linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq
mesajı da şu:
sevgili çoban çocuk,
ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.
şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.
ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.
seni seven,
g.b.
acemi asker komutan diyalogları
-
eğitim çavuşu iken başımdan geçen bir diyalog:
ilk ders...
ben: sizi, bir üstünüz çağrıdığında önce adınızı sonra soyadınızı daha sonra da memleketinizi söyleyeceksiniz. ali veli konya gibi...bu sizin künyenizdir. anlaşıldı mı?
askerler: anlaşıldı.
ben: güzel. sen! buraya gel ve bir künye yap.
asker: ali veli konya
abdülhamid han sondaj gemisinin logosu
e-devlet alt-üst soy bilgisi sorgulama
-
hataylı koyu türk milliyetçisi can arkadaşım (parmaklarında göktürkçe türk dövmesi bile var) ermeni çıktı. dört beş kuşaktan sonra full ermeni isimler soy isimler var. şokta. iş çıkışı içmeye gidiyoruz.
not: ermeni arkadaşlar yanlış anlamasın. insanlar ermeni, türk, kürt ya da alman olabilirler bu entry de herhangi bir ırka karşı kötüleme yapılmamıştır. sadece arkadaşımız çok koyu milliyetçiydi kafası karıştı şimdi.
11 milyona aldığım yalı lüks değil ihtiyaç
-
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini yerle bir edendir.
safari aracını takip eden korkunç aslan sürüsü
-
çarşı iznine çıkmış erbaş gibiler. etrafta internet kafe arıyorlar.