ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hakime cevap veren memurun sürülmesi
-
hakimin hakkaniyet anlayışı bugünün türkiye koşulları ile ne kadar da uyumlu. henüz keşfedilememiş olmalı, yoksa bu potansiyelle hızla yükselmesi lazımdı!
"beni mesai saatlerinde uyarın" sözünü saygısızlık olarak algılamış hanımefendi. kendisi başkalarının tatil hakkına saygı göstermeyi bile düşünemiyor oysa. makam sahibi olunca zannediyorlar ki herkes karşılarında köpeklenmek zorunda...
adalet komisyonu da hakime hanıma dönüp: "görev yeri dışında kimsenin amiri falan değilsiniz, memurun mesai saati haricindeki bu cevabı da disiplin hükümleri kapsamında değerlendirilemez." demek yerine gariban memuru sürgün etmeyi uygun görmüş. zalimler koalisyonu resmen!
not: dikkat çekmek istiyorum ki katibin uyarıldığı konu "gerekçeli karar yazarken" yaptığı usul eksikliği. peki mahkeme kararının gerekçesini yazmak kimin işi? tabi ki hakimin... yani aslında hakimin bizzat yapması gereken ancak yapmadığı bir iş yüzünden katibin başına iş açılıyor.
meraklılar için edit: katip değilim. memur bile değilim. katip tanıdığım da yok.
15 saniye ile yks kaçıran genç
-
güzel bir doğal seçilim videosuydu. güçlü ve hızlı olan ayakta kaldı. zayıf ve ezik olan ise ayıklandı
ücreti ödenen hizmeti rica ile yaptırmak
-
türkiye şartlarında saçmalıktır. biri daha çok güzel noktaya değinmiş; "türkiye'de kibarlık, korkaklık olarak görüüyor". sonuna kadar katıldığım cümle.
bakın haftasonu bir yerden yemek siparişi verdim. baya güzel pahalı bir yer ve yemek. saat 7.30 gibi gelsin dedim. tabi dediler. adresi verdim. süper. ödemeyi de yaptım. harika.
saat 7.30 oldu, gelen giden yok. 35-40-45 oldu eeh dedim 2 saat önceden bu saat için siparişi verdim 15 dakika da geç kalınmaz ki.
aradım mekanı, dedim 7.30 siparişim henüz gelmedi, nerededir?
"bakıyoruuuum, 7.30'a sipariş yok." oldukça kaba bir tonlama ile.
bir yanlışınız olmalı, 7.30 için x x x x siparişi verdim ve ödemesini de yaptım.
ben kibarca bunları söyledikle cevap şu;
"beyfendi, yog işte yani gözükmediğine göre yog. veriyorsan alayım yeni sipariş. en erken 9 gibi glir yalnız."
işte o an tekrar türkiye moduna girip, tüm o kibarlığı bırakıp; akşam akşam beni oraya getirtip rezillik çıkarttırma, ben saat 7.30 için ödememi yaptım, fişim de elimde. verdiğim sipariş yarım saat içinde ya gelir ya da ben gelirim oraya. başka da bir çözüm kabul etmiyorum demem üstüne.
"tamam beyefendi ne demek, benzer bir sipariş vardı zaten şu anda yola çıkmak üzere, hemen onu size yönlendiriyorum. en geç 10 dakika sonra sizde."
türkiye'de kabalık her şeydir. kabadayılık inanılmaz güzeldir.
20 nisan 2024 patiswiss'in linkedin'deki cevabı
-
patiswiss müşterisi olarak bu saatten sonra ne alırım ne aldırırım. insanları tehdit eden bir patrona sahip çikolata markası.
yaran tatlı hayat diyalogları
-
irfan'ın yeğeni can'ın sürekli soru sorarak ihsan'ı çıldırttığı her diyalogun dahil olduğu kategori. birini hafızamı zorlayıp yazayım dediysem de yazınca pek yarmadı.
can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
ihsan: hayır sorma can.
can: ama ihsan amca, çok önemli.
ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
can: aa nerden bildin ihsan amca?
ihsan: soru neydi ki?
can: sorma dedin ya ihsan amca.
ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!
yıllar sonra gelen edit: venusteki limon agaci’nın söylediğine göre portakal değil yeşil biber.
yurt dışında ermeniyle karşılaşmak
-
tomas karakas adli 80 yaslarinda bir amca, 1959'da gelmis brezilya'ya. büyükelçilik araciligiyla beni bulmus. isyerime geldi, kapida "merhaba tomas bey" diyerek karsiladim. burada çok az turk oldugundan 1974'de karisi oldugunden beri türkçe konusmazmis, turkçe duyunca bana sarilip hungur hungur agladi. 8 tane ince belli çay bardagim vardi, dordunu tomas amcaya hediye ettim ozlem gidersin diye. tavla da oynadik.
(bkz: birden duygulanmak)
sincabı öldürmek isterken ölen adam
-
günün en güzel haberi. geçmiş olsun sincap kardeş
lahmacun kıymalı pizzadır
-
pizza, sosisli mosisli bir lahmacundur aslında.
liseliye mit'te memurluk vaadiyle istismar
-
konya bir kere de şaşırt.
27 ekim 2014 ankara semalarındaki askeri uçaklar
-
düşmana dost, korkuya güven verirler.
linonofobi
-
linonofobi iplerden korkma durumudur. linonofobisi olan bir kişi, ipi şahsen görmeyi bırakın, sadece ipi düşünürken bile aşırı bir tepki gösterecektir. linonofobisi olan kişiler, dikiş veya ayakkabı bağlama gibi ipten veya iple ilgili herhangi bir eylemden kaçınacaktır.
bu fobi genellikle, kısıtlanma veya kısıtlanma korkusundan kaynaklanabilecek ip ile olumsuz bir ilişkiden gelişir. kaçırılma veya ceza olarak bağlanma gibi travmatik bir olay yaşayan bir kişi linofobi geliştirebilir. bu olayların sadece televizyondan izlenmesi ile de gelişebilir.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
farklı dönemlerden olan iki genç ortak bi arkadaş grubu vesilesiyle tanışır. olay aslında basit bi tanışma olayıdır ancak;
a: merhaba veyis.
b: veysi.
a: veyis...
b: veysi...
a: veyisss!
b: veysiii!
a: tamam aq veysi olsun ya!*
...
daha sonra araya giren arkadaşlar ikisine de isimlerini ayrı ayrı söyleyip olayı bağlarlar. gençlerden birinin adı veyis diğerinin ise veysi'dir.
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.
fed'in 1 trilyon doları piyasadan çekip yakması
-
neden para basıp borç ödemiyoruz? sorusunun cevabı burada.
1- sen amerika değilsin, dolar basmıyorsun.
2- sen amerika da olsan bastığın paraları toplayıp yakman gerekecek ki ilerde tekrar basıp borcunu ödeyebilesin.
her türlü para operasyonunda olduğu gibi yine ucunun gelişmekte olan ülkelere dokunacağı işlem. e siz de bi zahmet gelişin amk bi gelişemediniz yıllardır!