hesabın var mı? giriş yap

  • bir simitçi "yemek için mi abi" diye cevaplamıştı. burdan ona sesleniyorum tekrar görüşebilir miyiz acaba??

  • bir anda polislerin içinde öyle başı öne eğik, siyah hırka, üç numara saçlar ve sakalla ortaya çıkınca hakkında "sempatik" ünvanını duyuverdiğim insan.

    kız kardeşim, "niye bu kadar kızıyorsunuz çocukcağıza?" dedi.

    not: kardeşim mal.

  • muhtemelen kurucu kadroda olanlar şehit olmadıkları için kurucu kadrodadırlar.

    biraz karışık değil mi?

    honore de balzac 16 yaşında, arkadaşları ona mal değneği diyor.

  • yellenmede(osuruk) belirgin koku artışının nedeni, protein tozununun adı üstünde başlı başına protein olmasıdır. yellenme sonucu ortaya çıkan gaz azot (n), karbokdioksit (co2), hidrojen (h), metan (ch4) ve oksijen (o2) maddelerinden oluşur ve bu gaza kokusunu veren ana bileşenler protein ve karbonhidratlardir. protein, amino asitlerden meydana gelen bir polimerdir ve amino asitler, amin(azot bulundurur) ve karboksil(karbon ve oksijen bulundurur) gruplar içeren bir monomerdir.

    yani siz vücudunuza normalde aldığınızdan daha fazla protein aldığınız zaman, kokuda da belirgin bir artış gözleniyor çünkü sindirim sırasında vücut, protein ile almış olduğunuz katı fazındaki azot, karbon ve oksijeni sindirimden sonra gaz fazında dışarı atıyor. (burada dikkat çekmek istediğim bir nokta şu ki vücudunuzun ihtiyacından fazla alıyorsunuz demiyorum, normalde alışık olduğunuzundan daha fazla alıyorsunuz ve alışık olduğunuz kokudan daha yoğun bir koku salıyorsunuz doğal olarak.)

    konu ile ilgili olarak şu (#6165528) entry'e göz atabilir ve vikipediden daha ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

  • bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.

    ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...

    bak bi özet geçelim.

    atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...

    ne bulursak yiyorduk.

    sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.

    pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.

    1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.

    köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.