hesabın var mı? giriş yap

  • insana facebook falan kapattıracak bir düşünce.

    paylaşımlara bir bakıyorum;

    -hehehe teknemizden ilk görüntüler yarın devamı vaaaaar (sanki çok merak ediyoruz senin tekne fotoğraflarını)
    -yhaaa benim kızım dünyaaanın en güzel çocuuuu (eciş bücüş bi tip ne dünyası ne güzeli)
    -kocişimle tatiiiiiiil -at italy* (kocana da sokayım sana da)
    -anne oluyorraaaam dinyinin in gizil diygisi (sen olma ulan ayı)
    -zengin zenginoğlu is at california with 82 others - kankslarlaaa kopmalarrr (bitmedi ulan şu babanın parası bitmedi)

    bi ben mi evde oturuyorum? bi ben mi işsizim, yalnızım? yettiniz be kapattırıcaksınız yine facebooku.

    debe editi: bu entrym mutsuzluğumu ve mutsuzluğunu paylaşan güzel insanlar sayesinde debeye girmiş. geri kalan bütün entrylerim de böyle bir başlık altında bile hakaretler edip ayar vermeye çalışanlara girsin. hele 'düşüncesi' ile biten başlığa 'vik vik vik vik kişidir' diye tanım kasan bi taneniz var ki ona laflar hazırladım. ama söylemeyeceğim.

  • filozofların genellikle elit ve zengin kesimlerden çıktığına dair bir algı olabilir, ancak bu durum her zaman doğru değildir.

    ancak, bu algının tarihsel ve sosyolojik bazı nedenleri vardır:

    eğitime erişim: tarih boyunca, eğitime erişim genellikle elit kesimlere ayrılmıştır. elitler eğitim alabilme şansına sahip oldukları için, felsefi düşüncelere daha fazla maruz kalırlar. yani parasızın eğitime erişimi zordur ama zengin en güzel okullarda ve en alim hocalarla okur. hesap basit.

    zaman ve kaynaklar: felsefe yapmak, düşünceleri derinlemesine araştırmak ve bu konuda yazmak için bolca zaman gerektirir. zengin ve elit kesim, temel ihtiyaçlarıyla uğraşmadan bu tür bir derin düşünmeye zaman ayırabilme avantajına sahip olmuştur. karnın açsa, kredi kartı borçlarını düşünüyorsan ve gelecek korkun varsa çok idealistlik ve soyut şeylere kafa yoracak zamanın olmayabilir.

    kültürel ve sosyal etkileşim: elit kesim, genellikle farklı kültürlerle ve fikirlerle etkileşimde bulunma şansına sahip olmuştur. bu, felsefi düşüncenin gelişmesi için bir zemin oluşturabilir. örneğin zengin bir kişi çocukluğundan itibaren başka şehirleri hatta başka ülkeleri gezer. vizyonu parıl parıl açılır. ama fakir bir arkadaş hayatını minik bir kasabada geçirerek o tür sosyal etkileşimlere pek kavuşamaz. internet'ten you tube videosu izlemek floransa'da bir ay kalmaya benzemez dostum.

    yayın ve tanıtım: tarih boyunca, elit kesimin fikirlerini yayma ve tanıtma kapasitesi daha yüksektir. bu nedenle, elitlerden gelen felsefi düşünceler geniş kitlelere ulaşma olasılığı daha yüksektir. örneğin fakir bir arkadaş müthiş bir fikir bulur ama bunu yayma olasılığı pek yoktur. ama zengin bir arkadaş gerekirse kitap bastırır, gerekirse arkadaşı televizyon sahibini arayıp kendisini konuk aldırır ya da güzel bir gazete köşesi edinir. kısacası imkanı çoktur.

    ancak

    elit ve zengin kesimlerden gelen filozofların sayısı tarihsel ve sosyolojik nedenlerle belki daha fazla olabilir, ama bu, sadece bu kesimlerden filozofların çıktığı anlamına gelmez. felsefe, her türlü sosyoekonomik geçmişten gelen bireyler tarafından yapılabilir ve yapılmıştır. önemli olan, felsefi düşüncenin derinliği, özgünlüğü ve katkısıdır.

    yani ben burada dedim diye kendini kısıtlama. sen özgün bir fikir üret elinden geldiğince paylaş bak bakalım neler olur.

  • nasıl yapacağımı bilemediğim ve mümkün görünmeyen bir durumdur.

    bağlandığım wi-fi’den birileri bikini mi bakmış ne yapmışsa 3 gündür sabah akşam bikini reklamı gösteriyor.

    ilgilenmiyorum diyorum “bi daha göstermeyiz” diyp yine gösteriyo. uygunsuz diyorum “bi daha göstermeyiz” diyo yine gösteriyo. bu ürünü aldım diyorum hala gösteriyo amk.

    olm erkeğim ben!

    3 gündür sağımda solumda insan varken chrome’a giremiyorum…

    (davarın teki de dm gelmiş “bu yazki bikininizi ben alabilir miyim?” diyor… koyun can derdinde kasap et derdinde)

    çok sayıda çözüm öneren/bekleyen mesaj gelmiş, tek tek dönmem mümkün değil edit olark yazayım istedim.

    x işaretine basınca çıkan “neden bu reklam?” butonuna bastım. “bu reklamın gösterilmesini durdur” dedim. yine göstermeye devam etti. bu işlemi 3 kere daha yapınca artık göstermiyor şimdilik. sanırım aynı reklamı 3-4 kere vermişler, birinden kaçsan öbürü denk gelsin diye.

    şimdi her yer mis gibi msi reklamı. msi da zerre skimde diil ama en azından insan içinde açabilirim…

    (penti’yi yendim ama bu yöntemle koton’u yenememişim arkadaşlar koton gelmeye devam ediyor)

  • onlardan biriyim ve aç kalmamak dışında bir hayrını görmedim. aşk hayatında adama kilo aldırmaktan başka şeye yaramıyor, kimse sana sabahın altısında börekli çörekli sofra hazırladın diye daha çok aşık olmuyor. öyle sananlar varsa diye söyledim.

    bir sponsorum da yok ki şöyle bir kafeydi meyhaneydi açayım, hem yiyip hem kazanayım...

  • ben de bir zamanlar vücudumdaki bir rahatsızlıktan dolayı çok endişelenmiş, internet üzerinden yoğun bir araştırma yapmış, olabilecek bütün hastalıkları incelemiştim. bunu, doktora derdimi anlatırken " şu şu hastalık belirtilerini okudum, bende de böyle belirtiler var bunun için size geldim. " dediğim vakit doktor kadın gülüp dalga geçmeye başladı. yok memlekette onlardan başka herkes doktormuş da, aslında onlara gerek yokmuş da vs. vs. ya bu nasıl şişirilmiş egodur anlayamıyorum. hem heryerde bas bas kampanyalar düzenliyorlar halkta farkındalık yaratmak adına. hastaya geç teşhis yapıldığında yine hasta kişiyi cahillikle, umursamazlıkla suçluyorlar. ama birşeylere ilgili olup araştırınca suç oluyor. sanki kendileri hep doğru teşhisi koyuyormuş gibi havalar...

    tabi gerçekten aşmış doktorlar böyle davranmak yerine kişiyi dinliyor ve daha çok bilgilendiriyor. normal insan olan da böyle davranır zaten.

  • osmanlı imparatorluğu'nda padişahtan sonra tahtın varisi olan şehzadeler zaman içerisinde çeşitli yasaklar ile kısıtlanmışlardır. buna sebep olan durum ise yaşanan bazı kötü tecrübelerdir.

    1. murad dönemine kadar şehzadeler de babalarıyla birlikte savaşlarda komutanlık yapmışlar, fikir ve planlarını da padişah huzurunda rahatça dile getirebilmişlerdir. fakat şehzade savcı bey'in isyanı sonrası bundan böyle şehzâdelerin rumeli topraklarında sancağa çıkarılması yasaklanmış, üzerlerindeki denetim sıkılaştırılmıştır.

    - erkek çocuk sahibi olma yasağı ve yabancı kökenli cariyelerle evlenme usûlü de fatih sultan mehmet'in hükümdârlığı döneminde başlamıştır.

    kuruluş döneminde padişahlar siyasî anlamda güç elde edebilmek için şehzadeleri yerli ve yabancı komşu hükümdârların kızlarıyla evlendirmişlerdir. fatih'in buna son vermesi osmanlı'nın artık bir imparatorluk olduğunun emarelerindendir.

    yine fatih sultan mehmet döneminde tahta çıkan kişinin kardeşlerini katledebileceğine dair kanun çıkarılmıştır. aslında öncesinde de savcı bey'in, dündar bey'in öldürülmesi, şehzade yakup'un padişah otağında kardeşi yıldırım bayezid tarafından boğdurulması gibi olaylar zaten yaşanmıştır.

    şehzadelerin sakal bırakmalarının yasak oluşu osmanlı'nın kuruluşundan itibaren var olan bir gelenektir. sakal bırakan ve katledilen şehzade ise kanunî'nin oğlu şehzade mustafa'dır.

    osmanlı dönem dizilerinde sakal hatası/ passenger28

    hem rumeli'de sancağa çıkmayı hem de kendi istediği yerde bunu gerçekleştirmeyi başaran tek kişi yavuz sultan selim olmuştur. babasını tehdit ederek bunu gerçekleştirmiştir. iyi de yapmıştır. babası ikinci bayezid çok basiretsiz bir adamdır.

    padişah üçüncü mehmet döneminde şehzâdelerin sancağa çıkmaları yasaklanmıştır. ayrıca evlenmeleri de yine bu dönemde yasak edilmiştir.

    birinci ahmed dönemiyle birlikte şehzade katline dair kanuna da son verilmiş; ekber ve erşed sistemi getirilmiştir.
    tabii bunu pek takan olmamıştır daha sonrasında ve şehzade ölümleri devam etmiştir.

    kanunî sultan süleyman dönemiyle birlikte şehzadelerin osmanlı ordusunda komutanlık yapmaları yasaklanmıştır.
    kanunî, askerin şehzade mustafa'ya olan sevgisinden çok çekinmiştir. mustafa'nın idamından sonra selim ile bayezid arasında yaşanan büyük çekişmeler sonrasında sadece veliaht şehzadenin sancağa, manisa'ya gönderilmesine karar verilmiştir.

    yavuz sultan selim döneminde şehzadelerin bulundukları sancaklarda ağaç dahi dikse bunu padişaha bildirip onay almaları zaruri kılınmıştır. şehzadelerin izinsiz bir şekilde sancaklarını terk etmeleri de kesinlikle yasaktır ve isyan sayılmaktadır.

    yine bu dönemde çıkarılan kanunnâme ile lalaların yetkileri arttırılmış ve şehzadeler daha sıkı denetlenebilir olmuştur.

    tabii bu yetkileri kötüye kullanıp şehzadelerin sonu olanlar da çıkmıştır: şehzade bayezid'in lalası lala mustafa paşa, şehzade bayezid'e ihanet ederek selim'i desteklemiştir.

    osmanlı padişahları hakkında bazı bilgiler/ passenger28

    osmanlı imparatorluğu'nda ilkler/ passenger28