hesabın var mı? giriş yap

  • kariyeri oldukça dolu olan ve balyoz soruşturmaları döneminden beri türkiye hakkında bir şeyler söyleyen, yazıp çizen bu batılı uzmanı ve tespitlerini bir kalemde karalayanları anlamakta zorluk çekiyorum.

    ekonomik olarak gelişen ama demokrasi olarak yerlerde sürünen ülkeler yok mu dünyada. var işte, malezya. adam doğru benzetme yapıyor ama ekliyor. türkiye'nin özel durumu sebebiyle ekonomi de bu kadar iyi gitmeyebilir. o zaman tüneln çıkışı afganistan'a diyor.

    söylediklerinin en acı yanı, 1923 yılından sonra kurucu kadroların hedefe koyduğu batılılaşma, batı camiasında kalma, avrupa değerlerine sahip çıkma idealleri; cumhuriyet tarihinde ilk kez bu derece güçlü bir şekilde terk ediliyor.

    gerçekten hala bu adamın tespitlerinin bugün yaşadıklarımızın doğru karşılığı "olabileceğini" gören yok mu? ben mi paranoyak oldum?

    debe editi : (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

  • düşük bütçeyle başarılı zombi filmi çekebilme kapasitemizi gösteren izdiham.

    bir kazan domates soslu spaghetti makarnayı halka dağıtacağınızı duyurup 'etrafta boş boş bekleyen zombiler' kısmını çekiyorsunuz. vatandaşları iki saat beklettikten sonra "hadi davranın" diyerek insana saldıran zombiler kısmı için gerekli görüntüleri elde ediyorsunuz. sonra bilgisayarda biraz efekt ekleyerek krallar gibi bir zombi filmi yapmış oluyorsunuz bir kazan makarna bütçesine. o açlık, vahşet, surattaki duygusuzluk 40 yıllık oyuncudan çıkamaz zira. hayırlı olsun.

  • üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.

  • (bir gün arabayla kreşten dönüyoruz)
    ben- naaptınız bakiim bugün okulda(kreş)?
    o- (3,5 yaşında..) hiçbişi....

    (başka bir gün)
    ben- naaptınız bakiim okulda bugün?
    o- hiçbişi

    (bir başka gün)
    ben- ......... (sessizlik)
    o- ........
    ben- .........
    o- baba!
    ben- efendim oğlum?
    o- bugün okulda naaptığımızı sormicak mısın?
    ben- (sevinç, ilgi ve merakla) aaaa eveett... naaptınız okulda bugün?
    o- hiçbişi...... hihohahahahaa......
    ben-?!?!?!

  • gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.

    odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.

    birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...

    hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...

  • az bilinen biri olması herhalde alman olması ile alakalı olan heinrich severloh, normandiya çıkarması esnasında üstü açık bir direnç noktasında makineli tüfekçiydi. görev yaptığı 62 numaralı direnç noktasında bir mg-42 makineli tüfek, iki k-98 tüfek ve sürüyle el bombası olan heinrich siperinden ateş etmeye başlamış ve sabah saat 6 buçuktan öğleden sonra saat 3’e kadar tetiği hiç bırakmamış. direnç noktasında mermi istifi çok fazla olduğundan mermisi bitmeden çok uzun süreler ateş edebilmiş. o gün makinelisiyle 12 bin, tüfeklerle de 400 mermi attığını söylüyorlar. hatırlatmak gerekirse de 12.400 mermi tartsanız 560 kilo çekiyor. yani durup düşünülürse kendisi tek başına yarım ton mermi atmış.

    amerikalılara 70 yıl önce bugün tek başına 2.000'in üzerinde insana mal olan heinrich severloh bugün adı amerikan kamuoyunda ve internet sitelerinde omaha canavarı olarak geçiyor.

  • iki kişinin bildiği sır değildir düsturuyla yola çıkarsak bu dizi hakkında bir sırrı açıklamak isterim.

    bilindiği üzere osman sınav bu dizinin başından 55. bölüme kadar yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptı. dizinin senaristleri ise raci şaşmaz, bahadır özdener ve danışmanı da soner yalçın'dı.

    osman sınav ani bir kararlar 55. bölümde diziden yapımcı ve yönetmen olarak ayrıldı. dizinin yapımcılığı senarist raci şaşmaz'a geçti, yani dizi sinegraf'tan pana film'e geçti.

    neden böyle olduğuna dair kimsenin fikri yok. osman sınav'ın aniden ayrılmasına rağmen dizi devam etti ve ilk 97 bölümü efsane oldu.

    bu konuda birçok spekülasyon yaşandı. osman sınav bu konuda şu açıklamayı yaptı:
    'öyle olması gerekiyordu o zaman. başka projeler yapmak istedim ve benim için belli bir doygunluğa gelmişti, arkadaşlarıma devrettim.'

    bu tatmin edici bir açıklama değildi. o yüzen olay piyasada şaşmaz kardeşlerin diziyi tehdit ile osman sınav'ın elinden aldığı, şeklinde yorumlandı ve de bu şekilde yayıldı.

    fakat olayın aslı böyle değil.

    olaylar şu şekilde cereyan etmiş, kurtlar vadisi tüm türkiye'de reyting rekorları ile patlayınca herkes işin senaristlerine odaklanmış, yani raci şaşmaz, bahadır özdener ve soner yalçın dizi de oyunculardan bile daha çok öne çıkmış. osman sınav ise bu durumdan çok rahatsız olmuş ve senaristlerle yapımcı arasında bir kriz baş göstermiş.

    ego savaşlarıyla harlanan kriz neticesinde osman sınav diziyi 55. bölümde bitirme kararı almış. raci şaşmaz ve bahadır özdener itiraz etmiş, reytingi bu kadar yüksek olan diziyi bitirmek istememişler, anlatacak çok hikayemiz var demişler, osman sınav ile sulh etmek istemişler ama osman sınav buna yanaşmamış, cezayı kesmekte kararlıymış.

    tabi işin bitmesini ne kanal istiyor ne de oyuncular. osman sınav nüfuzu yüksek bir isim, işte o ana kadar kendini tutan raci şaşmaz da kendi nüfuzunu devreye sokuyor. yani kadiri tarikatını. bu noktadan sonra ibre senaristlere dönüyor, kanalın desteği, tarikatın desteği, kamuoyu desteğini arkalarına alınca osman sınav anlaşıp diziyi devrediyor.

    tabi şaşmazların kadiri tarikatına mensup olması dizi pana film'e geçtikten sonra oyuncular arasında rahatsızlığa neden oluyor, bazı oyuncular ayrılmak istiyor. bazıları ayrılıyor, bazılarını ikna edip devam ediyorlar.

    yapımcı - senarist çatışmasına bazı oyuncular da taraf oluyor, onları da tahmin etmek güç değil.

    sektörde yapımcı - senarist çatışması çok sık olur. fakat bu çatışmalardan hep yapımcılar galip ayrılır, kurtlar vadisi bu konuda da bir ilke imza atmış.