hesabın var mı? giriş yap

  • içeriği okumadım ama çok da iyi olan olay. bu konudan çok çektim.

    türkiyenin en güzel tatil beldelerinden birinde büyüdüm. biz yaz kış ordayız. ama annemin babamin akrabalarının ve arkadaşlarının aklına gelmemiz ve ziyaretimize gelmek istemeleri nedense hep haziran ağustos arası oluyor.

    bi kere evde belki 17 kişi filandik. herkes bedava tatil yapmaya gelmis. senelerdir görmediğimiz babamın kuzeni ve is ortağı, ve adamın kızları filan bile bizde. balkonda yatıyoruz biz kendi evimizde filan. hadi o zaman çocuğum da. simdi olsa ne yaparım bilmiyorum. aslında biliyorum, kovalarım hepsini. zavallı annemin yaz tatilleri millete hizmetle gecti ya.

    dahası var, babam kaza geçirmiş hastanede yatarken "telâşlanıp " gelen kardeşleri gelirken mayo ve havlularını unutmamışlardı. ben de össye hazırlanıyorum, eve uğramıyorum doğru düzgün. bi de giderlerken laf yemiştim yeterince hizmet etmediğim için.

    geçen senelerden birinde biseyleri bahane edip yine bedava tatil yapmaya çalışan baska bir kuzenimi, çok yorgun oldugumuzu ve ailecek olmak istedigimizi söyleyerek reddettim. en son orası benim dayımın evi diye bagriniyordu. (dayısı babam oluyor).

    büyüdükçe hepsinin ayağını kestim böyle böyle. babam da beni bahane edip önlerini kesmeye başladı sağ olsun.

    kahrolsun misafirlik. daha doğrusu gelenekler adı altına beles tatilcilik.

  • --- spoiler ---

    lady stark'in turk oldugunu kanitlayan dizi olmustur kesinlikle.
    kapi actiricam size bahanesiyle gitti ogluna kizina kismet buldu, evlendirdi, geri dondu. bu kadin sadece turk olabilir, iddia etmeyin.

    --- spoiler ---

  • bir sonraki boş metrobüs için bekleyen ön sıranın kurduğu barajı, real madridler barcelonalar kuramadı.

  • roma imparatorluğu'nun defalarca dağılmanın eşiğine geldiği üçüncü yüzyıl krizi döneminden günümüze gerçek boyutlu heykeli ulaşabilmiş yegâne imparator.

    m.s. 251 ilâ 253 seneleri arasında ve oldukça çalkantılı bir dönemde taç giymiş olan gallus, savaş meydanında hayatını kaybeden ilk imparator olarak kayıtlara geçen decius'un gotlar karşısında girişilen abritus muharebesi'nde hayatını kaybetmesinin ardından gotlar ile bir ateşkes imzalayıp moesia valiliğinden istifa etmiş ve apar topar roma'ya giderek senato'nun artık iyiden iyiye onursal bir hal almış onayını almak suretiyle imparatorluk makamına yükselmiştir.

    bu süreçte gotlar'ın tuna'nın berisine çekilme süreci oldukça sıkıntılı olmuş ve nehrin güney yakasında kalan imparatorluk kent ve kasabaları yoğun bir yağmaya maruz kalmıştır.

    doğuda da m.s. 252 senesinin başlarında mareades isimli antakyalı bir soylu, imparatorluğa baş kaldırmış ve antakya'dan fırat nehri'nde kadar olan bölgede kısa süreli olarak bağımsızlığını ilân etmiştir. fırsat bu fırsat diyen sasani şahanşahı birinci şapur da mareades'i sarayına davet etmiş ve ardından kendisinin emrine güçlü bir ordu vererek roma'nın suriye ve ermenistan vilayetlerini ele geçirmesini istemiştir. bu amaçla yola koyulan sasani ordusu, halep yakınlarında bir kasaba olan barbalisus'ta sasani kayıtlarına göre 60 bin kişilik bir roma ordusuyla karşı karşıya gelmiş ve bu muharebede roma ordusunu kelimenin tam anlamıyla yıkıma uğratmıştır. sasani kayıtlarına göre roma ordusu tamamen yok olmuştur ki muhtemelen anadolu ve doğu'da konuşlu tüm lejyonlardan bir araya getirilerek tertip edilmiş olması çok olası olan bu ordunun bu ağır mağlubiyetinden birkaç sene sonra dura-europos ve antakya gibi bölgenin tüm kıymetli kentleri birer birer sasani idaresi altına girmiştir. gallus'un hayatını kaybetmesinin ardından valerianus döneminde de süren savaşlarda sadece antakya'da tahminen yüz bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

    bu sırada galya'da bulunan imparatora karşı aemilianus adlı bir soylu isyan bayrağı açmış ve italya'ya doğru yola koyulup tahtı gasp etmek istemiştir. ordunun da trebonianus gallus'tan pek memnun olmadığı bilindiğinden senato da büyük ölçüde aemilianus'a destek vermiştir. ne var ki dönemin en meşhur generali valerianus, gallus'a desteğini sürdürmüştür ve aemilian'ı roma'ya varmadan mağlup etmek için ren lejyonlarını emri altına almaya başlamıştır. ancak bu sırada italya'ya gelen gaspçıyı karşılamakta geç kalacağını anlayan imparator gallus, büyük kısmı süvarilerden oluşan bir orduyla terni yakınlarında aemilianus'a yetişmiştir. kaynakların epey yetersiz olduğu bu çatışmaya dair bilinenler pek az olmakla birlikte aemilian'ın galip geldiği ve gallus'un bir şekilde ya kendi askerleri ya da aemilian'ın askerleri tarafından yakalanarak infaz edildiği anlaşılmaktadır. tarihçi alan bowman'a göre askerlerine ödeme yapmakta güçlük çekmekte olduğu bilinen trebonianus gallus, belki de aemilianus ile hiç savaşamadan kendi askerleri tarafından da katledilmiş olabilir.

    tahtı ele geçiren aemilianus ise yalnızca 26 gün sonra kaderin bir cilvesi sonucunda kendi askerleri tarafından infaz edilmiştir ve taht, dönemin nüfuzlu generali valerianus ve oğlu gallienus'a kalmıştır.

  • tarihin ilk anarşizan toplumu olarak da bilinir. düalist inançlardan etkilenmişlerdir. şeytanın kötülük ortaklarının dünyada yaşayan soylular ve toprak ağaları olduğuna inanarak yeryüzündeki tüm zenginlikleri reddetmişlerdir. gönüllü yoksuldurlar ve dünyevi olan her değere edilgin bir yaklaşımları vardır. zenginleri eleştirip soyluları aşağılayarak sıradan insanların haklarını savunmuş ve onları efendilerine baş kaldırmaya çağırmışlardır.
    aralarında hiyerarşik bir düzen yoktur. birbirlerine günah çıkarmakta ve yine kendileri birbirlerini affetmektedirler. çalışmayı hor görmüşlerdir ve bu görüş "gezgin keşiş" tipini ortaya çıkarmıştır. bir köylü akımı olarak ortaya çıkmış olmalarına rağmen, değişkenliğe ve koşullara uyum sağlayabilen bir yapıya sahip olmalarından ötürü 12. yy. sonlarına doğru törenselleşmelerinin de etkisi ile düalist eğilimleri olan bir manastır tarikatına dönüşmüştür. 13. yy.'ın ilk yarısında bulgaristan ve bosna'da resmi din olarak kabul edilmiştir. 14. yy.'da osmanlılar'ın bulgaristan'ı fethinden sonra bogomillerin büyük çoğunluğunun islam dinine geçtiği söylenmektedir.
    kendilerine verilen diğer bir ad türkçedeki "torba" sözcüğünden türemiş olan "torbeshi" dir. bu isim gezgin bogomil keşişlerinin içine sadakalarını koyarak omuzlarında taşıdıkları torbalardan gelmektedir. günümüzde torbeshi adının makedonya'nın müslüman bulgarları olan pomaklara verildiği söylenmektedir.
    bogomil öğretisi zamanla kendi öğretilerine benzer düalist fikirlere sahip olan kathar/cathar öğretisine dönüşmüştür.
    (bkz: katharlar)

  • bu sendroma adını veren olay 1973 yılında stockholm'deki başarısız bir soygun girişimi sonucu ortaya cıkmıştır. kreditbanken isimli bir bankayı soymaya kalkan soyguncular kuşatılınca bankada bulunan 4 kişiyi rehin almışlar ve altı gün boyunca direnmişlerdir. altı günü sonunda polis operasyonu sırasında rehineler kurtarılmaya aktif olarak direnmişlerdir. daha sonra ise soyguncular aleyhine tanıklık etmeyede yanaşmamışlardır hatta para toplayıp savunmalarına yardımcı olmuşlardır. bu olaydan sonra psikolojide benzer rehine-rehinci olaylarındaki yakınlaşmaları tanımlamak için kulanılan bir deyim haline gelmiştir.

  • “ay inanmıyorum yaa....”
    hayır neyine inanmıyorsun, kepçenin altında duruyorsun kafana mıcır dökecek değiller herhalde.

    konsept ve motivasyon konusunda bir eşik daha aşılmış oldu.

  • geçen cuma nikahı vardı şirketten bir arkadaşın, birkaç gün önce oturduk kordona içiyoruz. yaklaşık 1,5 saat süren, sevgiliyle günlük olağan telefon görüşmesinin ardınan geldi oturdu masaya, kötü epey, surat düşmüş, muhabbete katılmıyor, neyin var diye sorduk, "cuma günü nikahım var fakat ben bu noktaya kadar nasıl geldiğimizi hiç anlayamadım abi" dedi, en son hatırladığı şey kızın buna "en azından ailelerimiz tanışsın, acelemiz yok nasılsa" dediğiymiş, şimdi parmagında bir yüzük ve cebinde bir evlilik cüzdanı var ve aradaki hiçbir şeyi hatırlamıyor.

  • albert camus'un gerçek hayatının izlerini taşıyan ve camus'un aşk hayatı hakkında en çok bilgiye sahip olabileceğimiz kitabı belki de. patrice mersault'un bu bağlamdaki hareketleri ve düşünceleri bizzat camus'u yansıtıyor.