hesabın var mı? giriş yap

  • şimdiden 2017 yılının en önemli sinema olayı olarak nitelediğim neo-noir bilimkurgu filmi. ilk fragmanı yayınlandığından beri defalarca izlesem de izlemeye doyamadım. ridley scott anıtsal filminin devam projesini çok doğru ellere emanet etmiş. denis villeneuve, jóhann jóhannsson ve roger deakins müthiş bir uyum yakalamışa benziyor. başroldeki ryan gosling de filmin ruhuna çok uygun bir personaya sahip. orijinal filmin hem prodüksiyon tasarımına, hem müziklerine, hem de sinematografisine sadık kalınmış ve üzerine de bir şeyler katılmış gibi görünüyor. henüz karakterlerden sadece ikisini görsek de, aralarında geçen ve sadece birer kısa cümleden ibaret olan diyalog bile tüyler ürpertici olmak için yeterli.

    (bkz: things were simpler then)

  • eger fotografci fotograf çekmez, kuafor gelin başı yapmaz ise, düğün salonu sahibi gelinin yaşına bakıp küçük ise salonu vermez ise, bu düzeni degiştirebiliriz. yasalar istedigi kadar yaşı kücültsün toplum ne derse o olur tebrik ederim

  • filmin sonuna çekim hatalarını eklemişler birde, ulan zaten çekimin tamamı hata hahahah.

    güne gülerek başlamama sebep olan video.

  • amerika'nin 3. en buyuk sehri olan chicago ayni zamanda yapisi itibariyle amerika'nin sosyo-kulturel durumu hakkinda uzucu bir tablo ortaya koyar. sehir hem cografi olarak hem yerlesim yapisi olarak kuzey ve guney olarka ikiye ayrilmistir. kuzey kesiminde varlikli aileler yasar, suc orani oldukca dusuktur ve iyi hastaneler , okullar, stadlar ve bunun gibi hizmet veren bircok kurum burda bulunur.kuzeyde ikamet edenlerin yuzde doksan dokuzunu beyaz amerikalilar olusturur. ote yandan guney kesiminde yoksul aileler yasar, okullardaki egitim yetersiz, hastanelerin sayisi azdir. burda ki mahalleler amerika'nin en yuksek suc oranini teskil eder. guney kisminda ikamet edenler ise yuzde doksan dokuz siyahi amerikalilardir. chicago'da ayni zamanda dusuk maasli hic bir is alaninda ogrenci olamdigi takdirde beyaz bi amerikaliyi goremezsiniz, dilencilerin cogu siyahilerdir ve su siralar kapatilan siginaklariyla sehir disina tesadufen(!) guneye dogru itilmektedirler. maasli kolelik dikkatle bakildiginda ap acik ortadadir. malesef etnik bir bolunmeye zemin tutmus bir sehirdir ama bunlara ragmen ayni zaman da renkli gece hayati, eski amerikan filmlerini andiran mimarisi ve muhtesem jazz ve blues barlariyla gorulmeye deger sehirdir de.

  • otogara gidip, kalkış saati gelen otobüste uğurlayanı olmayan kişiyi aşağıdan belirlemek. herkes yakınına el sallarken o kimsesi olmayan kişinin gözünün içine baka baka ona el sallamak. çoğu kişi acaba bana mı el sallıyor diye önce kararsız kalıyor tepki vermekte, genelde mutlu olup karşılık veriyorlar. yalnız geçende bir dayı vardı aga, otobüsün camı olmasa o çektiği okkalı nah hareketiyle headshot yapıcaktı bana. amın feryadı niye kızdı bu kadar anlamadım. dostça bir uğurlamaydı sadece.

  • burada ortaya koyduğu iş kadar, sözlük görünümünün değişmesi hakkında söyledikleri de ne kadar vizyonsuz olduğunu ortaya koyuyor. şükür ki sözlüğü eskisi gibi düzenli kullanmıyorum ve bu şahsın yönettiği sitede mesai harcar gibi zaman geçiren insanlara samimiyetle üzülüyorum.

    misal sözlük ile ilgili gelen eleştiriye twitter, facebook gibi yüz milyonlarca kişinin kullandığı siteleri örnek göstermesi açıkça komik. birinin bu sitelerin ekşi'nin dengi olmadığını kendisine anlatabilmesi gerekiyor. etin ne, budun ne diye sorarlar adama? kendini, reelde dengin olmayani alanında dünya devleri ile eşitlemek tam da bizim topluma ait kolpa. bu siteleri senegalli de kullanıyor, kansaslı da, johanesburg'lu da, paris'li de... haliyle ortalama kullanıcı profili dediğin şey ortalama dünya insanına dönüşüyor. halbuki senin kullanıcı sayın yönetilemez değil, beklentileri öğrenilebilir ve yazarlar için, yazarların tercihleri ile, onların kullanımını kolaylaştıracak bir dizayn yapılabilir. ama nerdeeee.. tabi bir türkiye toplumu yöneticisi gibi o, dizayn'ın nasıl olması gerektiğine karar merci olarak, kafasına göre değiştirme yetkisini kendisinde ve kendi gibi burayı yöneten dar klik'te görecek. sözde gelen tepkileri geri bildirim kabul edip, kafasına estiğinde yapacağı bir sonraki değişimde de canı isterse kullanacak. istemezse, kusura bakmayın. size üzerini biraz kazıyınca altından "deal with it" manası çıkacak bi entry döşenecek. bunları yaparken de, değişime direnç normal ya, feedback, sürekli değişim, not alıyoruz gibi iyi yönetici taklidi yapan insanların sıkça kullandığı kelimeleri kullanacak tabii ki.

    halbuki konu çok basit. okuyucuya sunduğun tasarım'a istersen kedi resmini koy, ister reklam al, istersen dürüm koy ama yazarına kendini iyi hissettirecek şekilde istediği görünümde yazabilme imkanını tabii ki her zaman sun. bir de "gece görüşü var" deyişi var ki, maho ağanın "bu mahsülün üçte ikisi benimse, üçte biri sizin kıçınızdan çıkiii.." deyişi gibi, alternatif de sunmuş vizyoner yöneticimiz. biz beğenmemişiz ama.

    değişime tepki gösteren insanlara "değişime direnç göstermek insanın doğasında var." captan obvious'luğuna hiç girmeyeyim o kadar uzatmayayım. eğer sözlük yazarlarının muhafazakarlık sebepleri siz iseniz efendi gibi şuraya yazarlara özgü, eskiden sık kullanılan görünümlerden 20-30 tane koyarsınız. biz de niyetinizin sarihliğini anlarız. eskiden var olan bir özelliği (istediğim skin ile kullanma işte) ortadan kaldırıp, sonra da abuk bi dizayn dayatıp, "değişime direniyorlar" demek de komik işte, değişim değil ki kardeşim bu, bir şeyi dayatıyorsun. marka'n ile o marka'yı var eden, yaşatan kitlenin alanını daraltmanın manası nedir? senin kullanıcının o marka ile gönül bağı kurmasını kolaylaştırman gerekirken, neredeyse kavga ediyorsun. e şimdi bu komik değil mi?

    tamamından kendisi sorumludur diyemem ama bundan yıllar önce sözlükler söz konusu olduğunda ekşi ve diğerleri vardı. burası marka değerine o kadar güvendi, ve bahsettiği gibi yeniliğe, değişime o kadar kapalıydı. asıl sorun çokça başka yerdeydi aslında. kendi hedefleri ile kendini var eden kullanıcılarının taleplerini özdeşleştirmekte o kadar beceriksizdi ki, bugün ekşi sözlük'ün herhangi bir sözlük'ten geçmişten gelen gönüllerdeki karizması hariç hiçbir farkı yok. ve felaket kötü yönetiliyor. kendisine tüm emekleri için teşekkür ederim.

  • olumlu yönden bakmak lazım artık direkt 4 ile çarpabileceğiz. küsürat yok. büyük resmi görün.