hesabın var mı? giriş yap

  • enteresan bir bilgi vereyim mi size

    alım gücünüz itibari ile o adamın isteyip yapamadığı ve sizin isteyip yapamadıklarınız arasında dağlar kadar fark yok.

    o adam alt sınıfın aşağılarda siz de alt sınıfın üstlerindesiniz. ıkiniz de kaliteli beslenemiyor, araba alamıyor, ev alamıyorsunuz.

  • burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.

    (bkz: beyler caktirmiyoruz)

  • bu öyle bir karakter ki insanın ağzını burnunu koparası geliyor. mesela o gün gündeme damga vuran bir olay yaşanmış olsun. internet tembeli konuyu iki saniye araştırıp öğrenmek yerine "merak ettiğim konu" diye entry giriyor.

    başka bir durumda özet geçilmesini bekliyor.

    daha başka bir durumda kendisine link atılmasını istiyor.

    internet tembeli tüm online insanları kendisine hizmet etmekle görevli emekçiler olarak görüyor. araştırma yapacak takati ve becerisi yok ama çocuksu salakça bir merakı var. her şey hemen ayağına serilsin istiyor. bir arama motoruna yazıp ilk üç seçenekten birini okumaya bile tahammül edemeyecek kadar bezgin olduğundan, biri onun yerine araştırsın konuyu irdelesin ona da ezberletsin istiyor.

    tam dayaklık.

    gerçek tembelden daha yüzsüz oluyor bir de bunlar. ben normal hayatımda tanımadığı insanların arasında ayağa kalkıp "bugün bir durum olmuş taksimde o konuyu bana bir özet geçin bakayım" diyen insan hiç görmedim. vapurda falan biri böyle saçmalasa aşağı atarlar adamı.

    popüler olana karşı sınırsız merak + cahil egosu + ölümüne tembellik + anonim olmanın konforu = internet tembeli

  • gidin efendim. damak çatlatan cağ kebabını bir tadın. ya da emirşeyh'de köfte ziyafeti çekin. ardından kadayıf dolması ile lezzetin nirvanasına ulaşın. üstüne güzel bir semaver çayı için. taş mağazalarında dolaşın, çifte minareyi görün, erzurum evlerini ziyaret edin. aziziye tabyalarında tarihi hissedin. sonra ilk otobüse veya uçağa atlayıp geri gelin. yaşanmaz olum orada.

  • kendisini sezon başından beri çok sıkı takip ediyorum. tüm leicester maçlarını izledim. geçen sene takip edemiyordum. çünkü maguire varken yedek oturuyordu. maguire'ın united'a gitmesi onun için büyük şans oldu.

    öncelikle söylemek gerekir ki çağlar'ın en büyük şansı brendan rogers gibi bir hocaya ve jonny evans gibi aşırı tecrübeli bir tandeme sahip olması. brendan rogers özellikle bu sezon olmak üzere sürekli vizyon depoluyor çağlara, görüşünü açıyor. jonny evans ise onun eksik yönlerini kapatıyor. böylece çağlar her geçen hafta üstüne koyarak ilerledi.

    peki çağlar'ın iyi yaptığı şeyler neler? sonuçta bu kadar parlamasına o iyi özellikleri sebep oluyor. öncelikle kafa toplarında hakimiyeti çok iyi. özellikle ceza sahasına açılan ortalarda çağlar'ın hemen öne atılıp topu kafayla uzaklaştırdığını çok kez görebilirsiniz.

    çağlar'ın diğer bir iyi özelliği hızı. çağlar gerçekten çok hızlı. modern oyunda hızlı bir stoper olmak çok önemli. özellikle de topa hakim olarak maç kazanma üzerine oynuyorsanız leicester gibi, rakibiniz muhtemelen kontratak oyunu oynayacaktır. burada da savunmanın arkasına atılan uzun toplarda hızlı santrafor ve kanat oyuncularının durdurulabilmesi için hızlı stoper gerçekten önemli. evans her ne kadar yavaş kalsa da ilk 10 haftada çağlar'ın evans'ın yavaş kaldığı pozisyonlarda onun açığını kapattığı pozisyonlar da oldu.

    hız ile birlikte fiziksel güç de çok önemli. çağlar aynı zamanda buna da sahip. hücum oyuncularını nizami chargelar ile bozduğuna çok kez şahit olduk. ilk aklıma gelen tottenham maçında kane'yi yine böyle bir charge ile yıkmıştı. ancak kane öyle bir santrafor ki düşerken bile topu gole çevirmeyi bilmişti. yine de bu özelliğini geliştirmesi lazım. çünkü her charge'ı tam nizami olmayabiliyor. bu da onun sarı kart yemesine sebep olabilir. sanırım daha önceki sarı kartı böyle bir pozisyonda olmuştu diye kalmış aklımda.

    çağlar aynı zamanda düzgün de bir ayağa sahip. savunmadan oyun kuruyor. önünde boş alan bulursa gidebildiği kadar gidip orta sahada top paylaştırıyor. gidemezse geriden ters kanatta ayoze perez'e veya ricardo pereira'ya adrese teslim uzun toplar göndererek takımı atağa çıkarıyor. kendi tarafı boş kalırsa da chilwell'i hareketlendiriyor.

    ayrıca çağlar tam bir kontratak kesici. rakip takım hızlı hücuma çıkmaya başlarken ileri çıkarak agresiflik göstererek daha atak başlamadan topu kazanıyor ve kendi takımının hücuma devam etmesini sağlıyor. bu hareketleri biraz riskli çünkü ileri bölgede eğer o oyuncu kendisini bir şekilde geçmeyi başarırsa arkada çok büyük tehlike olur. normal bir stoperin de zaten kontratak gelirken geri çekilerek rakibi olabildiğince geride kabul ettiğini görürüz. ancak çağlar'ın ilk 11 haftada daha bu konuda bir hata yaptığını görmedim. hep topu kazanmayı başardı. sadece bu son crystal palace maçında sarı kart yediği pozisyonda saniyelik bir hata yaparak geçilecekti. onda da faul yapmak zorunda kaldı.

    çağlar ayrıca bir hücum oyuncusuna yapışırsa topu ondan mutlaka alır ve bunu faul yapmadan yapar. müdahaleleri çok temiz gerçekten. tamamen topa odaklanıyor.

    çağlar hücumda da çok etkili. badisi evans ile beraber korner organizasyonlarında ciddi tehlike oluşturuyorlar. her kornerden önce evans ve çağlar konuşur ve evans'ın direktiflerine göre biri ön direğe öbürü arka direğe hareketlenir. ikisinden biri de genellikle kafayı vurur. yine crystal palace maçında attığı gol de böyle gerçekleşti. çağlar golü atana kadar da evans'ın bir kaç tehlikeli kafa vuruşu oldu.

    çağlar çok soğukkanlı bir oyuncu. top ayağındayken güven veriyor. takım gegen press'i yerken bile o coolluğundan taviz vermiyor ve topu defanstan çıkarmasını biliyor. bu özelliği ile onu van dijk'a benzetiyorum.

    çağlar söyüncü aynı zamanda sosyal özellikleri de güçlü bir oyuncu. takımını sahipleniyor. takımda da herkes onu çok seviyor. crystal palace maçında herkesin ve özellikle james maddison'un içten bir şekilde onu kutlamaya gelmesine tanık olarak bunu görebiliyoruz. chilwell'in çağlar için attığı tweet de bunu destekliyor. ayrıca taraftarın da sevgilisi. hakkında şarkılar, besteler yapılıyor. sanırım 10 haftada en az 2 bestesini biliyorum ben kendisi için yapılan.

    peki çağlar'ın hiç kötü özelliği yok mu? birazcık daha uzun olsa iyi olabilirmiş ama çok problem değil. ayrıca pozisyon alma konusunda bazen affalayabiliyor. sezon başında ciddi hatalar yapabiliyordu bu konuda ama evans'ın tecrübesinden faydalanarak bu açığını her hafta kapattı ve şu an böyle bir sıkıntısı da yok.

    özetle çağlar neredeyse kusursuz ve üst seviye oyunuyla tüm bu başarıları hakediyor. yaşının da çok genç olmasıyla parlak bir geleceği olduğunu öngörmek çok zor değil. genç türk futbolculardaki vizyonsuzluk hastalığına da sahip değil. o sebeple çağlar söyüncü'nün belki bu sene sonunda belki seneye maguire'dan bile daha yüksek bedellere satıldığını görebiliriz.

    seni izlemeye devam edeceğim. leicester city' i bana sevdirdin.

    yürüyedur çağs!

  • bmw'ye binen adam ingilizce bilmediği!! arabasına çarpıp sonra kaçmaya çalışan birini durdurmaya çalıştığı
    için kıro ilan edilen tartışmadır. ortada kavga filan yok!

    şaka gibisiniz lan.. kendi insanını bu kadar yerin dibine sokmaya çalışan başka ülke yoktur.. adam yabancı herifi dövmüyor! arabasına zarar da vermiyor.. polis gelene kadar arabasına çarparak kaçmaya!!! çalışan ve türkçe bilmeyen bir adamı durdurmaya çalışıyor.

    ve bu adam kıro oluyor! dalga geçiliyor!

    edit: bmw li türk vatandaşın arabasında hasar varsa.. ingilizce konuşan hani çok medeni!!! adam bu hasarı görüp yinede kaçmaya çalışıyorsa.. kim medeni kim kıro bir daha düşünün isterseniz!

    edit2: videonun başı yok! sadece yabancı herifin türk vatandaş sinirlendikten sonra çektiği kısımdan itibaren izliyorsunuz.. o türk vatandaşın o şekilde sinirlenmesine neden olacak bir şeyler olmuş olamaz mı?

    biri de diyor ki burası hukuk devleti.. öyle adamın önünü kesemezsin! burası hukuk devletiyse.. bir arabaya çarpıp kaçmanın suç olduğunu önce o yabancı herif bilecek!

    edit3: banada medeniyetsiz dediler bunu yazdım diye.. :) neymiş türk vatandaşın adamı durdurmaya çalışması kırolukmuş.. medeniyetsizlikmiş.. medeni olan adam aracın plakasını alır gitmesine izin verir peşinden gitmezmiş..

    bak güzel kardeşim hiç birimiz robot değiliz.. olaylara anlık tepkiler verebiliriz..
    sizin bir yakınınıza eşinize kızınıza akrabanıza vurup kaçsa bir araba onu durdurma şansınız varken durdurmaz mısınız? yoksa aman plakasını aldım polis bulur cezasını verir mi dersiniz?

    benim yanımda birinin çantasını çalıp kaçsalar ben o çalan adamın peşinden koşarım.. veya.. bir araba yada bir insana çarpıp kaçmaya çalışan bir araba görürsem ve onu engelleme şansım varsa engellerim. sizin mantığınıza göre ben bunu yapınca medeniyetsiz oluyorum.. oturup izlesem polis yakalar cezasını verir bana ne desem çok medeni olucam oysa ki..

    bu videoda türk adamın malına bir zarar gelmiş.. ufak yada büyük farketmez.. olayın başını da bilmiyoruz.. adam sorunu polisle çözmek istiyor bu onun en doğal hakkı.. fakat diğer yabancı şahıs direk kaçma derdinde.. ve siz türk vatandaş kaçan kişiyi engelledi diye adamı suçluyor.. kaçana medeni diyorsunuz!

    önemli edit

    güzel kalpli bir arkadasimiz van'ın bahcesaray ilcesine 65 km uzakta bir köy okuluna atanmış. atanmasıyla,sınıfında ve okulunda cocuklar için gereken eğitim malzemelerin var olmadığını görmesi bir olmuş. sosyal medyadan yardım çağrısı üzerine burda bir yardım kampanyası başlatıldı...

    (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)

  • itfayeciliği ve itfaiye çalışanlarını merak eden küçük kıza çok da güzel bir şekilde takım halinde fotoğraf çekilip, göndermişler.
    bunu çekemeyecek veya eleştirebilecek kadar boş bir insan olman tartışılmalı bence.

    edit: imla

  • merhaba,

    avukatımız ve yöneticimiz durumu takip edebilmek adına sabah saatlerinde ankara’ya vardılar. her ne kadar btk yetkilileriyle görüşmek için yoğun çaba sarf etmiş olsalar da, erişim engelinin sebebine dair herhangi bir btk yetkilisinden bilgi edinemediler.

    ancak yaptığımız sorgulama esnasında, ankara 4. sulh ceza hakimliğinin 22/02/2023 tarihli ve 2023/1532 d.iş sayılı kararı ile erişim engeli kararı alındığını gördük. karar henüz tarafımıza tebliğ edilmedi, bu sebeple karara ulaşmaya çalışıyoruz.

    yeni bir gelişme olması ya da bilgi edinmemiz halinde sizlerle paylaşacağız.

  • iğrenç yorumdur. kimi savunduğu, ideolojisi önemli değil. sorun kafada, kafanın işleyişinde. bir kadın nasıl kendini sadece çocuk doğuran, ev işi yapan, konuşmaya bile korkan, ikinci sınıf, hayatta var olmayan biri olarak görür bunu kendine yakıştırır? bunu anlamıyorum.

  • izlemeyen okumasın.
    filmin olayı şudur:
    evet. yüzük nehre değil de içeri düşünce hah dedin içinden. kaybettin. neden? çünkü teniste kendi vuruşun içeri düşerse sayı kaybedersin. sen de buradan yola çıkarak chris kaybetti dedin. oysa woody seni aldattı. ne oldu? içeri düştüğü halde chris yakalanmadı. kaderin de cilvesiyle (zaten tek tek bakınca hersey kaderin cilvesi oluyor o ayrı) suçlu olan kurtuldu. birçok eleştirmen film hakkında yorumunu ("woody bize fake attı" "son anda ortaya çıkıyor woody'nin zekası" falan filan..) buna dayandırıyor. ancak yönetmenin anlattığı şey farklı. evet yüzük içeri düşüyor evet yine de chris suçlanmıyor ama bu onun kazandığı anlamına gelmiyor. sevdiği kadını öldürdü. yaşlı ve masum bir kadını öldürdü. üstüne kendi doğmamış çocuğunu öldürdü. lüks yaşam ve rahatlık için çok şey kaybetti. ölene kadar bununla yaşamak zorunda. işte woody'nin esas fake'i. eğer evsizin biri başka bir cinayet işlemiş olmasaydı belki yakalanacaktı. ceza çekecek ve temizlenecekti. oysa kendini suçlarından kurtaracak cezası yok. son sahnede chris'in yüzündeki hüzünün anlamı da bu. bence woody allen'ın dehası ve anlatmaya çalıştığı şey (suç ve ceza üzerine*) jonathan'ın bakışlarında gizli..