ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
playstation 5
-
normal versiyonun tamamen yerini alacak olan slim versiyonu tanıtılan şimdiki nesil oyun konsolu. kısaca, artıları eksileri yazarsak:
artılar :
+ hacim olarak yüzde 30, ağırlık olarak yüzde 18 daha küçük.
+ disk sürücüsü çıkarılabilir veya sonradan dijital versiyonu için ayrıyetten disk sürücü satın alınabilir.
+ depolama alanı 825 gb den 1 tb'e çıkıyor (yüzde 24'lük artış)
eksiler:
- konsol ufalmasına rağmen fiyatta herhangi bir indirim yok, aksine dijital versiyonunun fiyatı yüzde 12,5 artıyor.
- dik durma standı artık kutuya dahil değil, amerika fiyatı 30 usd olarak ayrı satılacak.
özetle güzel bir revizyon diyebiliriz. ancak, konsolun ufalmasına ve standın ayrı satılmasına rağmen fiyatın düşmemesi ve dijital versiyon için artması kabul edilebilecek bir durum değil.
bacaklar kıllıyken kaza geçirmek
-
(bkz: derdini epile edeyim butonu)
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
var galiba herkesin böyle bir anısı… sene 94, yaş 6. annem ile babamın arası kötü ve babam annemi evden gönderiyor. canım annem de cebindeki 3 kuruş parayla bir ev kiralayıp sağdan soldan eşya topluyor, okulumun karşısında ev tutuyor. çektiği çilenin haddi hesabı yok.
bir gün kahvaltı yapıyoruz. çocuğuz ya, saçma sapan oyunlar icat ederiz. ben durduk yere dedim ki “hadi kahvaltıda kim en fazla zeytini yiyecek “ başladım erik gibi yemeye. para yok pul yok. kadın beni bozmadı bir şey de demedi canım annem.
ertesi gün kahvaltıya oturduk. annem dedi ki, ben yeni bir oyun buldum: bir zeytini en fazla kaç ısırışta yersin?
oyun değil mi, kabul ettim. o gün 1 tane zeytini minik parçalar halinde 10-15 kere ısırarak yedim ve anneme “yarışı kazandım” diye sevinirken o gün anlam veremediğim göz yaşlarını gördüm.
sonrasında hikaye güzel ilerledi, mutlu günlerimiz çok oldu ama dibi görmeden iyi günlerin değerini de bilmiyorsun. mekanın cennet olsun canım annem, senin evladın olmak benim en büyük gururum.
türk insanının sanata ve spora bakışı
-
ilkokulda çok hızlı koşardım ben. ilçeler arası yarış yapılacaktı, öğretmenlerim gidip annemden rica ettiler, takım kurulacak oğlunuz da olsun diye. annem "terler bizim oğlan üşütür" dedi göndermedi beni. bakışa bak amk. işte çocukken terlemeden koşmayı becerebilseydim şimdi alkolik olmazdım belki.
nato kafa nato mermer
-
yunanca bir deyim. orjinali;
"na to kefari,na to mermari"
na: iste demek
to: on ek. ingilizcedeki the gibi.
kefari: kafa
mermari: mermer
"iste kafa, iste mermer!"
köpeğe tecavüz ederken basılıp dayak yemek
-
videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.
edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.
o gün şampanya patlatanla mı rabbine şükredenle mi
-
ikisi de olacak yavrum bebegim benim ikisini de yapacak halk. akp'den kurtulmayi isteyen istedigi gibi kutlayacak.
50 kuruşluk su ile bilim adamı olmak
-
küçük bedirhan'ın: -hayır beyfendi, 10 yıl + 50 kuruş ile cevap verdiği rivayet edilen olay.
yaran diyaloglar
-
binek otomobile 9 kişi binilince haliyle insanlar kucak kucağa otururlar, elemanlardan biri öndeki 2 koltuğun ortasında yarı oturur-yarı ayakta durmaktadır
şöför: vay be, bu kadar ağırlığa rağmen 4. vitese takabildim
ortada oturan: evet evet, ben de farkettim.
yaran facebook yorumları
-
- süpersin kanka
- bana bilmediğim birşey söyle kanka :-)
-"bir şey" ayrı yazılır kanka öptüm.