ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
takvim gazetesinin tarihe ışık tutan fotosu
ucuz ama zenginlik göstergesi olan eşyalar
-
tabi ki robdösambr ve viski bardagi. toplamda yuz lira ver yillarca kullan. ıcine ice tea dokup ortamlarda viski dersin, kim bilecek mk.
balkondan aniden ve sebepsizce atlamaktan korkmak
-
obsesif kompulsif bozukluğu olanlarda görülme olasılığı yüksek olan bir durum. bu bozukluğun ileri durumlarında bu insanlar kucaklarına herhangi bir bebek de almak istemezler. bir anda aniden kendilerini tutamayıp çocuğu atacaklarını veya düşüreceklerini düşünürler ve ona zarar vermekten ölesiye korkarlar. ama ironik şekilde böyle bir şeyi asla yapmazlar. yani kendinizden korkmayın. beyinde kendi kendini
tutan otokontrol mekanizması var ve hayatta kalma içgüdüsü çok kuvvetli. o sizi tutar.
futbolcunun adını söylemeden anlatmak
-
gecenin bi vakti eczane bulucam diye eksici kovaliyor
tam bir yavsak ayrica
3. dalga kahve akımı
-
trish rothgeb'in isim anası olduğu akım. temelinde kahvenin seri üretimden kaynaklı negatif taraflarını atıyoruz, geriye pozitifler kalıyor, tüketiciler de her zaman olduğu gibi aslında olması gerekene bu akım sayesinde ve elbette daha fazla para ödemeyi göze alarak ulaşıyor(du). güya.. niye? çünkü aslında olması gereken, gerçekte bir lükstür.
sonra ne oldu? iyi niyeti paraya çeviriciler geldi ne olacak? onlara kısaca hipster falan da deniyor lakin konumuz o değil. fakat "hipster ne ola ki bacı?" diyeceklerin 1 entry ile 2 kuş vurma fırsatını ellerinden almayayım. en eski azılı solcuların* en sağcı işadamı olmasını düşünün. şimdi oradaki tespih, sakal, takke üçlüsünü teşbih, sakal, bere ile değiştirin. oldu mu sana hipster!? olmadı tabi ama oluyor maalesef.
peki asıl mevzumuz, yani üçüncü dalga neydi? üçüncü dalga emekti. peki neyi emekti? kan mı emekti yoksa kahve mi emekti? şu an türkiye'de o olması gereken kahveler görülemediği için buradan bakınca öyle görünüyor ki, tüketicinin iyi niyeti ile beraber parasını emekti. hasadının üstünden 2 hatta 5 sene geçmiş kahveye "rezerve" yazak, 10 liralık kahveyi 120 ila 150 lira aralığında satak, eleştiren olunca hasadından çatlamış o şekerim diyekti. açık kavuruyoruz ayağına bombok kavurak, başkasının bombok kavurmasına bakıp baked diye bok atak, şekil olsun, ambiyans dolsun diye çiş dansı hareketleri ve modernize edilmiş kıç yıkama ibriği ile kahve hazırlayaktı. soğuk demleyek, içine nitrojen basak, bıyık bırakak, fincanına 7 ila 14 lira alırken bıraktığımız bıyıkları burak, enine çizgili t-shirt giyek, pandomim yapak, kolumuza atatürk dövmesi yaptıracak kadar milliyetçi olak ama adımızı ecnebi adına çevirek, kasılak, kasılak, kasılak, cafe, cafeler, cafelerimiz açak, daha çok cafe açak ama kahve adına 1 bok bilmeyekti üçüncü dalga. ya da daha doğrusu, üçüncü dalgayı olması gerekenden uzaklaştırıp, böyle bir kepazeliğe dönüştürüp, isim anasını bile ağlataktı.
ve üçüncü dalga adına yaraşır şekilde üçkağıtçılıktı ve inşallah bir gün tüm üçkağıtçılar gibi yargılanıp rafa kaldırılacaktı.
ve işte asistanım merova üçüncü dalganın kaldırılacağı o rafı sizler için hazırlıyor!
merocum, kesik at başını koyduğun rafın bir altını düşündüm ben. evet orası. yok yok sığar sen merak etme, sok sokuştur, koy koyuştur.
derdini kimseyle paylaşmayan insan
-
karşılığında derdime ortak fikir bulamayacaksam bir de üzerine "aman boş ver" denilecekse ne paylaşacağım?
evli erkeklere sorular
-
yatağın içinde kadın olması nasıl bir duygu lan? düşünsene yatağın içinde kadın var.
swinger bir türk çiftin itirafları
kılıçdaroğlu'nun 4 dilde ödemeyeceğiz açıklaması
-
erdoğan'ın dudaklarından dökülen ve son yılların en büyük gaflarından biri olan "iktidar olunca o parayı sizden söke söke alırlar" lafına karşılık harikulade bir açıklama. zaten kılıçdaroğlu son zamanlarda elini iyice yükseltti. erdoğan her geçen gün küçülüp sesi iyiden iyiye sinek vızıltısına dönerken muhalefet daha da güçlü kükremeye başladı. devam.
ankara'da ulaşımın 24 saat olması
-
vay arkadaş. oy kaybı baya yüksek sanırım, atatürk sevgisi ile başlayıp devam eden, o saatte anca sarhoşlar gezer diyenlerden nerelere geldik, yakında 22:00 sonrası alkol satışının da önünü açarlar bunlar.
meşhur olmuş cem yılmaz replikleri
cristian baroni'nin uzaylı kızı kucağına alması
-
hastalığından dolayı farklılığa sahip bir insana uzaylı diyebilecek kadar küçülebilme potansiyeline sahip bir insanın tespitidir.
önce insan olmayı becerebilmek lazım. gülmek kolay.
edit : başlığı açan tuhaf bir insan entry'sini silmiş ya da uçurulmuş, başımıza kalmış. velhasıl silmiyorum, bazı insanların ne kadar çirkinleşebileceğinin göstergesi olsun.
edit yine : başlık ve resim için (bkz: #33564232)