ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
-48 derecede suyun buza dönüşmesine şaşıran türk
-
bu sonucu bilimsel olarak ongormesine ragmen kendi gozleriyle gorup sasirmayacak insana sasiririm.
benim yasadigim yer boyle olsa her sabah bi kova sicak su doker izlerim "vay amk" sozleri esliginde.
yeni başlayanlar için sarma sigara
-
tütünü içip denerken, bir tık hafif içimli olanı alınız. tütünü eve getirdiğinizde çiftli bir gazete kağıdının veyahut battal boy bir çöp poşetinin üstüne yayın. tütünü yaydıktan sonra elinizle yumruları aramaya başlayın. bulduğunuz tüm yumruları çok fazla oynamadan tiftik tiftik ayırın. tütün biraz havalansın. bu havalanma süresi mevsime göre değişmekte fakat sürekli kontrol ederseniz sıkıntı yaşamazsınız. tütün ilk aldığınızda hafif nemlidir, azıcık o nemi gittiğinde ters-düz edin diğer tarafı da hafifçe kurusun. burada en önemli kısım tütünü takır takır kurutmamanız. bu tabi zamanla oturacak bir şeydir. çok kuruttuğunuz tütün zehir gibi olacak ve hem içimi zorlaşacak hem de kolay toz olacaktır. sonrasında ise; örneğin tütünü 1 kilo aldınız, 200-250 gram kadarını (göz kararı) bir buzdolabı poşetine koyun. geri kalanı ise bir saklama kabına koyun. bu kabın ağzını jelatin, alüminyum folyo vb neyiniz var ise onunla kapatın ve en son kapağını kapatın. tabakanıza tütün koyarken buz dolabı poşetine doldurduğunuzdan koyun. böylelikle tütününüz sürekli ağzını açıp kapamanızdan dolayı kurumayacak, küflenmeyecek veya nemlenmeyecektir. buzdolabı poşetine koyduğunuz tütün miktarını da siz zaman içerisinde kendiniz belirleyin. eğer 200-250 gramı bitirene kadar poşetin içindeki tütün kuruyorsa daha az tütün koyun. tütün poşetinin, kaba hesapla, 10-15 kere açılıp geri kapanması sonucu tütün kuruyup tadı sertleşecektir.
bunun dışında plastik tütün sarma makinası kullanmayın derim ben. biz tütün içenler genellikle az sigara içebilmek için veyahut sigara çok pahalı diye tütün içiyoruz (ben de uzun zamandır sigara içiyordum fakat bu akşam eve dönüşte tütün alacağım). sarma makinası ile sarılan tütünden hiç bir zaman zevk almadım. elle sararak hazırlayın tütününüzü. hem sarması bir süreden sonra sizin için ayrı bir keyif olacak, hem de tütünün lezzetini daha iyi alacaksınız. elle sarma sigaralarda kesinlikle filtre kullanın (benim tercihimdir. fanatiklere selam olsun). tütünün içimini kolaylaştırır, sizi tıkamaz. zaten kendinizi zehirliyorsunuz bari filtreli için. aşağıda filtreli sigara sarımının bir örneğini bırakıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=kywz6dsq5bk
kağıtla ve filtre ile oynadığınız süre bu videonun süresini sakın geçmesin. eleman çok bile oynamış kağıt ile, bu süre sizin için maksimum süre olsun. elleriniz kolay terliyor ise kağıdın içinde tütünü yuvarlama süresini düşürün. hafif nemlenen, kırışan kağıdı sarmak zorlaşacaktır. bu videoda görünen o yuvarlama hareketini ne kadar çok yaparsanız, sigaranız o kadar biçimsiz sarılacaktır. tercihen 2-3 yuvarlamadan sonra filtreyi koyup, aynı yuvarlama hareketini filtreye yaparken kağıdı mümkün olduğu kadar gergin bir şekilde filtreye sarmanız gerekmekte. zamanla oturan bir alışkanlık, bir süreden sonra yoğun trafikte bile yapabilir hale geleceksiniz (benzetmemi mazur görün, sakın trafikte sarmayın, mutlaka tıklarsınız öndekine).
15 yıllık tiryakisiniz diyelim (benim 17 sene olmuş) sigarayı bırakmanın en güzel yolu öyle direkt olarak kesip atmak falan değildir. şahsen sigara içmeyi çok seven ben, bırakamıyorum. sigarayı en güzel tütün ile bırakabilirsiniz. 3-4 kere bıraktım her biri 1 ay sürdü ama öncesinde tütün içerek bırakabildim. bırakamazsanız da en iyi ihtimalle sigaranın içinde yer alan yüzlerce zehirli maddeden kurtulmuş olursunuz. bir paket sigara 18 lira olmuş, o da ayrı bir zarar. ayda 550 lira sigara parası veriyoruz o da günde 1 paket içiyorsanız. benim 800-900'ü buluyordur rahat.
tütünün kendi zararı dışında tek bir dezavantajı var (aslında mükemmel bir avantaj) her yerde çıkarıp yakamıyorsunuz. hadi şimdi 30-40 yaş aralığında insanlar bile ergenler gibi, toplumun kendini eleştireceğinden korkuyor. oysa kime ne? ben tütün içiyorum, evet fakirim ondan içiyorum? sanane?
olmaz. her yerde çıkarıp saramazsınız tütünü. en güzel yanı da budur. sadece kendinizi rahat hissettiğinizde içersiniz. bu da günlük sigara kullanımınızı azaltır. sigarayı bırakma yolunda da bir adım daha atmış olursunuz.
evde hırsız varken yapılması gerekenler
-
birlik olup beraber para aramak en mantıklısı. ya bulunursa.
spider-man miles morales
-
kısa olduğunu bilerek, ana göreve çok gitmeden yan görevlerle falan bol vakit geçirerek oynamaya başladım. şehirde sadece ağ atıp dolaşmak bile keyif verdiği için çok uzun süre oynarım diyordum. sonra herhalde oyunun yarısına gelmişimdir birkaç ana göreve gittim biraz daha ana görev yapayım derken son görev olduğu yazısı çıktı ekranda. tamam kısa bekliyordum ama o kadar yan görev yapmama rağmen yine de hemen bitiverdi oyun. şimdi new game+ modundan tekrar başlayıp %100 bitirip tüm kupaları alıp oyunu bitireceğim. sanıyorum ki ilk spider oyununa alınan 3 dlc'nin uzunluğuyla bu oyun aynı uzunlukta, o kadar kısa yani. bu arada en üst zorluk modunda oynadım ona rağmen pek zorlamadı. örümcek hissi kırmızıya dönünce zamanında yuvarlak tuşa basmak oyunu kazandırıyor. boss savaşları zorlamadı pek.
not: dh kardeşlik konusundan birinden ps4 pri hak almıştım, kupaları aldıktan sonra başkasına satacağım. spider hayranı da olsam bu oyuna 460 lira versem kafayı yerdim sanırım. hatta bence maksimum 100 lira şu oyunun ederi.
haluk bilginer'in hiç efsane bir rolde oynamaması
-
(bkz: ihsan yıldırım)
madem debeye girdik pek az kisinin bildigi birseyi aciklayayim bu dizi * ile ilgili.
bu dizi orjinal karakterlere sahip degildir.
dizi jefferson ailesinin turk versiyonudur.
o dizide jef jefferson vardir o da kuru temizleme isi yapar ve dukkanlari vardir. burda ayni sey ihsan yildirimda vardir.
o dizide jef jeffersan siyahi, kisa boylu, zayiftir; komsusu beyaz, sisman, uzun boylu arkadasi ile kapisirlar hep. burda da ihsan yildirim, yunan asilli kilolu uzun boylu komsusu ile kapisir.
ilkokul ikide iken izlerdim jefforsan ailesini.
aklimda kalmis dizi.
dizide haluk bilginer efsane oyunculuk gostermistir. en az jef jefferson kadar ustaca oynamistir. hatta jeffersonun oglu, tatli hayattaki basarin(emre altug) siyahi versiyonudur.
ornek: https://m.youtube.com/watch?v=blw2mgzmefm
bi de debecilere gelen ricalar:
(bkz: sehit kutuphaneleri)(bkz: minik ilaydaya yardim kampanyasi)
doktor hasta diyalogları
-
gece nöbetinde acil servise çağırılan ve durumu gerçekten acil bir hastayla ilgilenen doktorun başına, alkollü şekilde araç kullanırken kaza yapıp durumu hiç de acil olmayan bir gencin iyi giyimli babası dikilir:
iyi giyim: ne hakla bekletirsiniz bizi! hemen oğlumla ilgilenmenizi istiyorum!
doktor: sıranızı bekleyin beyefendi. hem siz nasıl girdiniz içeri?!!!
iyi giyim: sen benim kim olduğumu biliyor musun! milletvekiliyim ben.
doktor: biliyorum beyefendi, sizi biz seçtik!!!
yaran facebook durum güncellemeleri
-
saatlerin geri alınacağını duyunca fenalaşan zafer çağlayan'a durum izah edilmeye çalışılıyor.
debe edit: taşşak yapıyoruz da bu kan denizinde parmağı olanlar katledilen üç "can"ın silah arkadaşlarına, halka, ana babasına, vicdanlara durumu nasıl izah edecekler onu bilemiyorum.
arkadaşlar demokrasi kasıyor istifa eden çıksın
-
bir siyasi kriz yönetim stratejisi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''oruç sayesinde fakirlerin halini az çok anladım. umarım zenginleri de anlayabileceğimiz bir organizasyon vardır.''
gecenin bu vakti iyi geldi.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
* bir ingilizce sunumu için öğrencilerden birisinin body building şeklinde bir konu seçmesi, hocanın başına geleceklerden habersiz konuyu onaylaması, akabinde sunum günü öğrencinin bir müddet body building nedir, neden yapılır muhabbeti yaptıktan sonra "here are some examples" diyerek aniden gidip kapıyı açarak içeriye iri kıyım iki tane adam alması, "bunlar da nedir böyle?" demeye kalmadan adamların hızla soyunup üstlerinde sadece taytla kalmaları ve gelişmiş kaslarını sergilemek için ibik gibi pozlar vermeye başlamaları. hocanın nutkunun açılmasına kadar gösterinin haydi haydi bitmesi, sınıfın dağılması.
asansör parası haksızlığı
-
ayni durumdan muzdarip oldugum hede.
sirf asansoru kullanmak icin bazen tavuk doner alip gidip 4. kata cikip merdivenlerine oturup orda yiyorum sonra tekrar evime geliyorum