ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yanlışlıkla çocuk parçalayan pitbull
cool olma rehberi
-
"vasattan farklı, çekici***, karizmatik bir tipe sahip olarak doğmak."
evet bu rehberin ilk kuralı bu bence. zira;
*berkcan selam vermez "cool çocuk" olur, babür selam vermez "odun" sayılır.
*pelin kimseyle samimi olmaz "cool kız" olur, ayşe kimseyle samimi olmaz "asosyal" sayılır.
*selin erkeklere yüz vermez ya da hiç vermez "cool hatun" olur, fatma erkeklere yüz vermez "sorunlu" olur.
*bora etrafa küçümseyici bakışlar atar "cool adam" olur, mahmut öyle baksa "gıcık, uyuz" sayılır.
*koray bir köşeye çekilip çevreyi süzer "cool çocuk" olur, necati böyle yapınca "depresyonda" sanılır.
yalan mı?!
iş görüşmesinde let's continue in english denen an
-
- let's continue in english!
+ olur, siz devam edin.
bağcılar'da kaçak afgan dehşeti
bir insanı kudurtma yolları
-
bekar birine "sen daha evlenmedin mi?" diye sormak.
iş bulamayan birine "ne yaptın hala iş bulamadın mı?" diye sormak.
kilo alan birine "aa sen epey kilo almışsın" demek.
saçları dökülmüş birine "senin de saçların epey dökülmüş. stresten hep bunlar" demek.
örnekler çoğaltılabilir. cevabını bildiğiniz sorular sormak veya karşı tarafın da zaten bildiği bir sıkıntısını yüzüne vurmak insanı cidden çok kötü etkiliyor. yapmayın etmeyin.
şeytan'ın en çok kullandığı kelimeler
-
- mesaj at.
kaldırıma oturup yemek yiyen insanlar
-
aynı ilçenin bir başka semti olan moda boyunca bunun masalı versiyonunu yapan, üstüne üstlük bir de fahiş fiyat ödeyenlere göre daha akıllı bulduğum genç arkadaşlardır. afiyet olsun.
başarısız insanların yemeğe düşkün ve obur olması
-
bir deney izlemiştim ismini hatırlayamıyorum.
bir kaç tane çocuğun önüne marshmallow koyuyorlar. eğer ki bu marshmallowları belli bir süre yemezlerse daha fazlasını vereceklerini, eğer ki yerlerse sadece o kadarına sahip olabileceklerini söylüyorlar. bazı çocuklar çok canları çekse bile yemiyor, bazıları ise dayanamayıp yiyordu.
yıllar sonra bu çocukların hayatlarını irdeliyorlar. çıkan sonuca göre marshmallowu yemeyip bekleyenler hayatta daha başarılı yerlere geliyorlar. marshmallowu hemen yiyenlerse daha basit, daha sıradan hayatlara sahip olmuşlar. ( ama belki de carpe diem felsefesini yaşamışlardır )
oburluk, yemeğe düşkünlük, bunlar aslında anlık zevklerine yenilen insanların problemleridir. anlık zevklerine yenilen insanların da başarılı olması daha düşüktür. en basit örneği veriyorum; gece ders çalışması gerekirken uykusu geldiğinde, uykunun zevkine kendini bırakmak. kararlı olamamak ve akabinde başarısızlık .
bunun yanısıra ciddi anlamda kilo veren insanların hayatlarına da bakmak gerek. eminim ki ilişkilerinde de iş hayatlarında da çok daha kararlı bir yapıya sahiptirler. anlık zevklerine zincir vurmayı öğrenmişlerdir artık.
elde var sorular...
anı yaşamak başarısızlık mı getirir? anı yaşamak oburluk mudur?
marshmallowu hemen yiyenlerden misiniz?
hayata dair iç burkan fotoğraflar
-
pulitzer ödüllü bir tanesi
http://achievementgap.files.wordpress.com/…ning.jpg
hakkında bilgi için; http://en.wikipedia.org/wiki/thích_quảng_đức
türkiye'de kitapların aşırı pahalı olması
-
şöyle açıklamak gerekirse ülkemizde kitap pahalı değil çok pahalıdır. peki neden çok pahalıdır, bunu kendi kitabım üzerinden açıklamak istiyorum.
şimdi benim kitabımın liste fiyatı 25 tl
bu yirmi beş tl içerisinde %8 kdv var, 2 tl yüce devletimizin,
bu yirmi beş tl içerisinde kdv düştükten sonra bedel olan 23 tl'nın
yüzde 10'u telif olarak benim, yani 2,30 tl
yüzde 30'u yayın evinin, yani 6,90 tl
yüzde 10'u dağıtımcının, 2,30 tl
yüzde 50'si kitabevinin, 11,50 tl
ben bir yazar olarak 572 sayfalık bir eserin satılan her adedinden 2,30 kazanırken, yayıncım dosyayı kitap haline getirip, redakta-edite etmek, ham maddeyi (kağıt-boya) satın almak ve basmak (matbaa), bir de üzerine kar etmek için 6,90 tl alıyor.
kitap basıldıktan sonra kitabın satılması için rafa girmesi gerekiyor. bu işi yapacak olan ise dağıtımcı 2,30 tl alıyor.
kitabı rafına koyan, kira ödeyen, eleman çalıştıran vb. iş yapan kitabevi ise tüm bunları kitabın liste fiyatının yarısıyla döndürmek zorunda kalıyor.
sürümün fazla olmadığı, ürünün üretici ile tüketici arasında çok el değiştirdiği, rafta bekleme süresi uzun her üründe olduğu gibi kitabın fiyatı da uçuyor.
şimdi diyeceksiniz popüler, çok okunan kitaplar neden daha ucuz.
şöyle ki, çok satan/okunan kitapların korsanla mücadele etmesi gerekir. zaten sattığı için raf bekleme süresi azdır, bu kitapların kendi reklamı doğal yollarla oluşur, baskı adet sayısı fazla olduğu için yayınevi basım ve ham madde diğer yayıncılara göre ucuz ulaşır. dağıtımcı ve kitapçı elinden çok sayıda kitap geçeceği için sürümden kazanır.
doğal olarak bu yazarların telif yüzdeleri yükselirken dağıtım ve kitabevi payı düşer.
peki nasıl ucuza kitaba ulaşabiliriz?
öncelikle tek tek kitap almak gibi bir huyunuz var ise bundan vazgeçmelisiniz. birden çok online kitabevinde hesabım var ve beş taneden az kitap almıyorum. alacağım kitapları sitelerde bulunan sayfamda sepete ekliyorum ve karşılaştırıyorum. bu sizin için zor ve tek kitap alacak iseniz kitapmetre.com sizin için karşılaştırma yapıyor. ancak bu site tüm online kitabevlerinde çalışmadığı için evrenselkitap.coma bakmanızda fayda var. ara ara büyük yayınevlerinde ciddi indirim kampanyaları oluyor, facebook üzerinden ilan ediyorlar, takip etmek isteyenlere duyurulur.
bir diğer ucuz kitap alma şekli ise varsa yayıncının online kitap satış sitesidir. çünkü dağıtım ve kitabevi payı vermedikleri için liste fiyatı üzerinden ciddi indirim yapıyorlar.
bir diğer ucuz kitap alma şekli benim de severek kullandığım nadirkitap.com. içerisinde bulunan çakallara ve sahaf olmayan satıcılara rağmen iyi bir araştırmayla çok az kullanılmış kitapları ucuza almak çok mümkün. tek dezavantajı ise kitapları farklı satıcılardan aldığınızda kargo birleştirme yapılamaması ve bazı satıcıların anlaşmalarından dolayı yüksek kargo bedeli.
eğer bir e-kitap okuyucunuz varsa mutlaka e-kitap servisi meritokrasi katılın ve şu entri favoriye ekleyip başlığı takibe alın.
yok arkadaş her şeye rağmen kitap pahalı, e-kitap edinemiyorum, sevmiyorum diyorsanız, ben kütüphaneleri şiddetle tavsiye ediyorum. sıcak ve sessiz bir ortamda kitabın içine girmek hem daha kolay hem de çok ama çok ucuz. bazı yerlerde de bedava.
unutmayın ki kitap bedelinin yüksek olması okumamak için bahane değildir. sizin birkaç günde, bazen birkaç saatte okuduğunuz kitabı yazar kişisi ciddi bir emekle üretiyor, ömür tüketiyor, lütfen korsan almayın. alanlarla arkadaşlığınızı bitirin.
hepinize iyi okumalar.
edit: korsana karşı olup, e-kitap siteleri ve pdf arşivlerini önermem bazı arkadaşlarca haklı olarak çelişkili bulunmuş. doğrudur, ancak ben kitaplardan haksız kazanç elde eden korsana karşıyım. hiçbir yazar kitabının maddi nedenle okunmamasını istemez. tüm yazarlar da benim gibi hırsızlığa karşılardır diye düşünüyorum. kütüphaneleri de bu nedenle entriye ekledim, unutmuştum, üzgünüm.
ayrıca şu facebook grubunda akademik bir çok makale ve e-kitap yayınlanıyor. bakmanızda fayda var bence...
son edit: birkaç kez bir kaç yazmışım, doğrusu birkaç.
11 ekim 2021 ırak'ın türkiye'de işidçi yakalaması
-
bir askeri yetkili afp'ye "işid'in mali işler sorumlusunu türkiye'de yaptıkları gizli bir operasyonla yakaladığını" söylemiş.
ırak türkiye'de operasyon yapıp ışidçi yakalıyor! bugüne kadar hayatta kalmamız mucize, kaç tane terörist var ülkede, bari sayısını bilseydik!
ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk teyze kaynaması
-
30'lulara teyze diyen liselilerin sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğunu gösterir.