hesabın var mı? giriş yap

  • benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.

  • yetmez ibb'nin istanbul'daki yetkisi elinden alınsın. ibb gitsin kendi işini yapsın istanbulu napacak? siz hiç hastalarla ilgilenen doktor, öğrenciyle ilgilenen öğretmen gördünüz mü?

  • bana ilk tanışdığımız günlerde bunu söyleyen kişiyle 5 yıl kadar ilişki yaşadım, sonrasında evlendim, evlendikten 3.5 yıl sonra boşandım. kendisinin çeşitli beyanlarından aşağıya parçalar bırakıyorum;

    "senin en kötü özelliğin kanaatkarlığın"

    "hiç hırsın yok"

    "bir şirkete bağlandın mı, oradan devam ediyorsun, isteğin yok vizyonun yok.

    "kendini sürekli eziyorsun, aşırı alçak gönüllüsün, kendini göstermiyorsun"

    vs.

    bugün gündelik hayatın bir çok konusunda ters düşer durumdayız. 6.5 yaşında bir oğlum var. velayeti annesinde.

    hakkımda bugün itibariyle söylediği olumlu tek şey şu sayılır: "sen çok iyi bir babasın"

    sonuç olarak: "babalık" vasfı, babalık vasfıdır. başka kulvarlarda size yardımcı olmayabilir. haberiniz olsun.

  • belgesel yapımcıları, vahşi doğa fotoğrafçılarında böyle bir "yanlış tanı" rahatsızlığı var.
    adam, gördüğünü sıfatlandıramıyor lan.

    110 kilo ağırlığındaki sumatra kaplanını fotoğraflamak için iki hafta pusuda bekliyor, hayvan ormanın derinliklerinden gelirken iki saniyeliğine kameraya yakalanıyor.
    "sumatra kaplanları... kedi ailesinin utangaç üyeleri. kameralarla araları pek iyi değildir" diyebiliyor.
    utangaçlığından adam yiyecek hale gelmiş öyleyse. bak bi gözlerine! utangaç bir bakış mı, yoksa "taallukatınızı " bakışı mı bu?
    http://farm4.static.flickr.com/…5469_7968467bb8.jpg

    üç gündür ininden çıkmamış, kış uykusuna hazırlanan aç boz ayıyı, isim takıp sempatikleştiriyorlar:
    "lisa, utangaç bir anne. yavrularına kış bastırmadan yiyecek bulması gerek. lisa bu nedenle son zamanlarda biraz sinirli."

    son günlerde biraz kızgın, utangaç lisa'ya bak:
    https://fitcoupleusaf.files.wordpress.com/…rowl.jpg

    adama dilini yutturuyor mahcup duruşuyla.

  • 2 kişiyi öldürmüşsün, kırmızı ışıkta o hızla geçtiğin için bence kasten öldürmekten yargılanmalısın ama senin entry sildirmene izin veriyorlar. bu ülkede 1 kişinin itibarı 2 kişinin hayatından daha kıymetli.

  • öyle bir espri ki anlayabilmek için pek çok farklı konuya hakim olmalısınız.

    bilmeniz gerekenler;

    fettah can diye bir şarkıcı olduğunu bilmek.
    onun boş bardak adında bir şarkısı olduğunu bilmek.
    caner diye bir adam olduğunu bilmek.
    canerin kafasında bardak kırmak gibi bir hobisi olduğunu bilmek.
    meleklere iman.
    ahirete iman.

    burada gülüyoruz.

    edit:
    başlığın başa kalması.

    4 yıl sonra gelen edit:
    bu entrynin sırrı nedir çözemedim. üzerinen kaç bahar geçti hala oyluyorsunuz. sürekli hayatımda sizin yüzünüzden bu yazı. sözlük açıldığında ana sayfada mı karşılıyor sizi nereden buluyorsunuz da oyluyorsunuz. başlığı açan kişi bile kaçıp gitti ben burada sırık gibi dikiliyorum. mazide kötü bir şaka olarak kalsın rica ediyorum artık bu konu.

    6 yıl sonra editi:
    ülkede mizah anlayışı değişti, kıtalar kaydı hala oyluyorsunuz. her şeyden önce ayıp, ayrıca komik de değil. buna gülen beni msn'den silsin.

  • übermensch yani üstinsan kavraminin yaraticisi.
    kimi zaman yokluga adadiklariyla nihilizmin babalarindan da denebilir.
    insani hayvan ve üstinsan arasinda bir koprü olarak gordü.
    insanin eksiklerinden arinarak ya$amasinin daha iyi bir dünya yaratacigini dü$ündü.asla bir insanin digerine üstünlügünden bahsetmedi,aksine insanlarin topyekün varolan insan kiliflarini a$malarini hedefledi.
    cogu zaman irkcilikla suclanmasinin yegane nedeni hitler ve nazistlerin kendi kirli sava$larina nietzsche'yi alet etmi$ olmalaridir.
    zerdü$t boyle diyordu adli eseri en cok basilmi$ ve farkli dillere cevrilmi$ eseridir.bu eserde üc büyük din oncesindeki en büyük din olan ve kaynagini irandan alan mazdaizm'den etkilendigi gorülür.mazdaizm dininde ahura-mazdaya inanilirdi,inanca gore ahura-mazda herkesin icindeydi.bu dinin en büyük ozelligi ya$ama tarzlariyla komünizme benziyor olu$uydu.ozel mülkiyet yoktu.lüks ve gereksiz tüketim kar$itligi vardi.mazdekler gittikleri heryerde merkeziyetcilige ve lüks hayata kar$i ciktiklari icin güclü devlet yapilari icinde kabul gormediler.onlardan geriye hicbir yazili belge kalmam$ti,ancak nietzsche'nin onlardan bahseden cok eski latince par$ömenler üzerinde cali$tigi biliniyor.
    mazdekci anlayi$ nazilere maledilemeyecegi gibi nietzsche de sosyal fa$izmle alakasi olmayan büyük bir dü$ünürdür.
    kafasi cali$an cogu insan gibi o da delirerek olmü$tür.

    'kendin alabilecegin bir hakki asla ba$kasinin sana vermesine izin verme' - f.nietszche

  • cok degisik veya sasirtici bir konusu ve kurgusu olmamasina, burada da defalarca bahsedilen bir suru mantik hatasi barindirmasina ragmen ilginc bir sekilde surukleyici ve sıkmadan akip giden dizi. oyunculuklar, mekanlar ve cekim iyi olmus bence. bir de beck i oynayan kiz jennifer lawrence’a benziyor fazlaca.

  • hayattaki en büyük arzularımdan birisi şudur: bir gün tek başıma bir anket yapmak istiyorum. türkiye'yi il il gezip çocuklarla konuşacağım. bakalım en sevdikleri şarkıcı yonca evcimik mi... yeter lan. bu yonca evcimik'in yıllardan beri "beni en çok çocuklar seviyor, çocuklar bayılıyor bana, yoncimik'im ben zaten, bebeğim de çıktı, alıp oynuyorlar, fankulübümün çatısı çocuklar, çocuklar beni dinlemeden yemek yemiyormuş, kasetimi alan çocuklar erken konuşuyormuş, çocuklar beni çok seviyor, çocuklar bana bayılıyor, zaten beni çok seviyorlar, en çok beni seviyorlarmış, yonca abla diyorlar bana, çocuklar şöyle, çocuklar böyle..." demesinden fenalık geldi. gidip konuşacağım yarınımızın teminatları çocuklarımızla... diyeceğim ki böyle böyle diyor bu, hakikaten böyle böyle mi?

    yoncimik'in bu iddiasını araştırmaktır benim arzum, evet. bu araştırmanın hemen ardından bir başka araştırmaya girişmek istiyorum: jean claude van damme'ın alnındaki şişliğin nedeni ne? ilk filmlerinde "herhalde filmi çekerken darbe aldı van dam" diye düşünüyordum. ama adam toruna torbaya karıştı, alnındaki o pinpon topu büyüklüğündeki şişkinlik aynen duruyor. sebebi ne acaba? gerçekten merak ediyorum.

    üçüncü araştırma konum da şu olacak: izel 'i her görüşlerinde ya da izel'in herhangi bir parçasını her duyduklarında "izel yıllardır bir çare bulamadı şu cildine, aslında sesi de kendi de çok güzel, parası da var belli, ama çare bulamadı bir türlü kızcağız... demek ki bu kızın cildinin tedavisi zor" şeklinde geyik çevirenlerin ruhsal dünyalarını çözümlemek.

    son araştırma konum ise başlığımızda gizli. annemiz neden elektronik eşyaları dinlendirmek istiyor? sebep ekonomik gerekçelerse bunu neden açıkça söylemiyor bize? neden aşağıdaki diyaloğu yaşıyoruz?

    - oğlum kapat hadi şu bilgisayarını biraz...

    - bi' dakka bi' işim var.

    - oğlum kapat hadi, kaç saatir açık dinlensin biraz...

    - ya dur anne bi' dakka

    - kapat dinlensin... senin de gözün dinlenir...

    bilgisayar dinlense ne olur, dinlenmese ne olur? illa bir dinlendirme tutkusu. bilgisayar... o olmadı, gözümüz. illa dinlendirecekler. ha keza televizyonda da aynı şey. "kapat da biraz dinlensin televizyon"... şimdi bu nedir allahaşkına? televizyona duyulan bu şefkat, bu merhamet nedir? gerçekten anlaşılmaz bir tutku. ha şimdi bazılarınız çıkıp elektronik eşyaları dinlendirmek annelere özgü bir durum değil... bazı tv kumandalarında sleep tuşu var, yani mantık aslında aynı baboli derse; onlara da derim ki o televizyonu o kumandayı yapanların da bir annesi olduğunu unutmayın.

    unutmayalım ki bir soni'nin, bir toşiba'nın, bir elci'nin, bir filips'in, bir simens'in de annesi vardı ve bugün kumandamızda sleep tuşu varsa, bu büyük ihtimalle, bu televizyonu-kumandayı üretenlerin annesi yüzünden olmuştur. e sen adama iki de bir "toşiba oğlum kapat şu televizyonu da dinlensin biraz" dersen o da televizyon yaptığında, kumanda yaptığında oraya o sleep tuşunu koyar... haklı mı? bence haklı. delirttiniz çünkü...