ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
15 kasım 2021 osman öcalan'ın ölmesi
-
tık
akp'li arkadaşlarını derin hüzne boğarak koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede ölmüştür. vah vah, şimdi kimi çıkaracaklar trt'ye acaba?
edit: ekleme
turizm bakanı'nın 4.5 milyar lira teşvik alması
-
çok şanslı bir bakandır:
"temmuz ayı yatırım teşvik belgelerine göre turizm bakanı mehmet nuri ersoy'un yöneticisi ve ana hissedarı olduğu mra turizm ve otel işletmeciliği aş’nin 5 yıldızlı otel projesine 2 milyar 350 milyon lira yatırım teşvik desteği verildi.
sanayi ve teknoloji bakanlığı'nın temmuz ayına ilişkin teşvik belgeleri resmi gazetede yayımlandı.
buna göre kültür ve turizm bakanı mehmet nuri ersoy'un yöneticisi ve ana hissedarı olduğu bodrum türkbükü’ndeki mra turizm ve otel işletmeciliği aş’nin 307 oda, 870 yataklı 5 yıldızlı otel projesine 2 milyar 350 milyon lira yatırım teşvik desteği verildi.
sol haber'den kadir sev'in haberine göre bölgesel öncelikli yatırım sınıfından verilen teşvik unsurları şunlardan oluşuyor:
7 yıl boyunca sigorta primi işveren hissesini devlet karşılayacak. projeyi gerçekleştirmek amacıyla alacağı kredilere faiz desteği verilecek. gelir vergisi; gümrük vergisi ve kdv istisnalarından yararlandırılacak.
bakan mehmet nuri ersoy, 25 dönüm ormanlık araziyi talan edecek otel projesini, geçen mayıs ayında tartışmalı bir çed sürecinden sonra onaylamıştı. iki ay sonra teşvik listesine alındığı görülüyor.
ersoy, aralık 2020’de bodrum hilton tükbükü oteli’in de sahibi olduğu azerbaycan merkezli ısr turizm şirketini satın almış ve adını mra turizm ve otel işletmeciliği a.ş. olarak değiştirmişti.
7 ağustos 2022 günlü resmi gazetede yayımlanan geçen haziran ayında yatırım teşvik listesinde ersoy'un sahibi olduğu voyag turizm otelcilik aş’nin 2 milyar 150 milyon lira tutarındaki modernizasyon projesine “bölgesel öncelikli yatırım” sınıfında yer verilmişti.
ersoy’un sahibi olduğu şirketlere yalnızca iki ayda verilen teşviklerin tutarı 4,5 milyar liraya ulaştı. "
kaynak
--- spoiler ---
bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı
huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır
ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!
ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…
yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden;
yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü!
hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir…
yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin,
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray,
tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;
tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay…
yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar,
görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,
bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar.
sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…
yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını,
varlığını, hayatını, umudunu, hayalini,
tüm olanca rahatını, olanca gönül balını,
hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini…
yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!
bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak;
atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
--- spoiler ---
(bkz: yiyin efendiler yiyin)
gerdek namazı videosu paylaşan gelin ve damat
-
gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.
damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.
7000 tl yüzünden vurulacak olmak
-
yardıma koşmamız gerekirken hakkında şakalar komiklikler yapılan konu.
"hemen hesap numarası gönder kardeşim, candan önemli mi" diyerek borcunu kapatmak isterdim ama bütün birikimimi yarın bulgaristan'dan gelecek sevgilime gönderdim :(
moscow on the hudson
-
1984 tarihli hollywood filmi. hollywood filmi cunku icine amerikan ruyasi, sosyalizm korkusu, diger ulkelerin kendileri kadar ozgur olamamalari gibi donemin amerikan filmlerinde gorulen kli$eler serpi$tirilmi$. film guzel ama yalan yok.
robin williams'in canlandirdigi kahramanimiz vladimir ivanoff, sirkte cali$an bir muzisyendir. soguk sava$in son demleri, sovyetler birligi'nde kaos var, aclik var, sefalet var. almak istediginiz her urun icin uzun kuyruklar var. tuvalet kagidi, ayakkabi.. benzini korsan saticilardan bulabiliyorsunuz, herkeste ayni arabadan var. boyle bir hayati ya$amaya mahkum edilmi$ sanatcilar felan i$te.
bundan sonrasi spoiler...
kahramanimizin cali$tigi sirk, amerika turnesine cikar. bu turne boyunca sirk elemanlarini takip eden kgb ajanlari, sirk cali$anlarinin new york hayatini gordukleri andaki $a$kinliklari, kahramanimizin rusya'ya donmek istememesi ve iltica talep edi$i felan derken basit hollywood propagandalari ile filmin ortalarina geliyorsunuz. filmdeki butun amerikalilar iltica talebinde bulunan sanatcimiza yardim ediyor. umursamayan tek bir insan bulamiyorsunuz. "iltica" lafini agzina aldigi anda kendisine yardim etmek icin bir avukat beliriyor yaninda. ee avukatlar da ekmegini kovaliyor tabii, serbest piyasa, amerikan ruyasi, i$ bilenin kilic ku$ananin i$te.
iltica, avukatlar, mahkeme felan derken vatanda$lik sureci ba$liyor. i$ buluyor, arkada$lar ediniyor, herkes sufer, dostluklari harika.. barlarda kizlarla tani$iyor, sevgili ediniyor. amerika super memleket ya o donemler, kotu yanlari fazla gosterilmiyor filmde. sadece iki gaspci tarafindan soyulma ve dayak yeme sahnesi var. soyulana kadar her $ey muhte$emken, soyulduktan sonra aslinda amerika'da bile ozgur olamadigini anliyor. "sokakta bile yuruyemiyorsan ne ozgurlugu ama?" diye soruyor arkada$ina, arkada$i da "rusya'da durumun daha mi iyiydi, begenmiyorsan bayat ekmek kuyruguna geri don diyor." o sirada havai fi$ekler patliyor. cunku bagimsizlik gunuymu$, tesadufe bakin yahu. :)
neyse, sıkıldım... film cok guzel ama donemin propaganda filmi i$te. sovyetler birligi tu kaka, a.b.d. muhte$em olayi.. mesela bu filmi ruslar cekseymi$ guzel bir komedi/dram olacakmi$ ama amerikalilarin elinden cikinca tat vermiyor.
nur yerlitaş'ın nothing else matters klibi
-
avuçlarından tuz mu yalıyor nedir çözemediğim.
gs'yi yen şampiyon ol
-
"şampiyon olamadın, gs'yi yen bari aq" şeklinde güncellenmesi gereken öneri.
adetullahtandır debe editi : dün maç boyu ve sonunda slaven bilic'e epeyi sövdüm, saydım. maç sonu o açıklamalarını izleyince çok kötü oldum aq. gelip "sırtındaki ceketi verirmisin?" dese verirdim o derece yani. gitmesin lan bu adam! vodafone arena'da bir sene yaşasın hiç olmazsa. duygusallıktan çok kaybettim, çok kaybettik. bir sene daha kaybedelim ne olacak aq? küçülecekmiyiz?
inanç ve umudun sonundaki zafer, sizin sikilmiş şampiyonluklarınızdan 10 kat daha değerlidir benim için.
subway'in türkiye'de tutmamasının sebepleri
-
yarım ekmek sandviç'e 1.5 iskender parası istemesi.
15 mart 2017 twitter saldırısı
-
anladigim kadariyla twittercounter.com adli istatistik hizmeti veren site uzerinden yapilmis saldiridir. hacklenen hesaplar bu siteye yetki vererek sitenin istatistik amacli twitlerine ve bilgilerine ulasmasini sagliyor. bence iki ihtimal bulunmakta ya twittercounterin bi sekilde acigini buldular veya twittercounter da iceriden biri ciddi bir para karsiligi boyle bir hacklenmeye acik kapi birakti veya izin verdi.
ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum
-
"demo sürümden tam sürüme yükseltin" diyen gelin adayı beyanatı.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
benim için en unutulmaz olan ve hala günlük hayatta kullandığım, almanya yenilince bizim de yenilmiş sayılmamız
alişan'ın 3 yaşındaki oğlunun masaj fotoğrafı
-
ben gördüm utandım, onlar paylaşırken utanmamış.
6 ağustos 2021 izmir'deki gökyüzü rengi
-
açılın! tedirgin olan ve bu durumu merak edenleri bilgilendirmek için ben geldim! * orman yangınları sonrasında rüzgarın şiddeti ile dumanların farklı şehirlerde ulaşması sonrası ortaya çıkan ve gökyüzünün (bkz: sepya) gibi görünmesi durumudur. bazen de sıcak ve kuru rüzgar olan (bkz: siroko) beraberinde kum taşıdığında bu durum olur.
izmirdeki durum'a bakarsak: yangınlar sebebiyle gündüzleri bulutlar turuncumsu, güneş ise kızıl bir renge bürünür. bunun detaylı ve bilimsel açıklaması şu şekildedir;
orman yangınlarının olmadığı günlerde dünya'da bulunan gaz ve parçacıklar ışığın tüm yöne neredeyse eşit oranda dağılmasını sağlar. mavi rengin dalga boyunun daha ufak olmasından dolayı da diğer renklere kıyasla daha çok dağılır ve mavi renk diğer renklere göre daha net görünür. bu, zaman zaman ilginç manzaralar ortaya çıkarabilir.
yangınların olduğu veya yangın bölgelerine yakın yerlerde ise durum farklı olur. dumanlar yukarı çıkar ve (bkz: atmosfer) 'i doldurur. böylelikle güneşin uzun olan görsel dalga boyları da bu dumanlı sisten daha çok geçer. dünya atmosferinde kalan parçacıklar, fotonların düzenini etkiler, gündüzleri bulutları ve güneşi, geceleri ise ay'ı turuncu ve kırmızı görmemize sebep olur.
edit: izmir'de gördüğümüz bu gökyüzü rengini istanbul ve orman yangınlarına komşu diğer illerde de görebiliriz. bulutların geçişi ve rüzgarla farklı illerde de görmek normal - bu oldukça doğal ve beklenen bir durum. ayrıca bahsi geçen illerde olası bir yangın durumunda, bu durumun karşımıza çıkışını hızlandırabilir. balıkesir, manisa, aydın - yalova - bursa- istanbul - sarkarya'da da görülebilecek. atmosferde yangından dolayı biriken gazlar sebebiyle yoğunluk farklılığı ortaya çıkarak bu şekilde gökyüzü renklerini karşımıza çıkıyor.
atmosferdeki durumun, gökyüzüne yansıması ve meydana gelen geçişe ait görsel -görsel 2
bilim'i seçen herkese selam olsun.
sevgiyle.
japon çay seremonileri
-
japon çay seremonileri, taocu dünyevi cennet tasavvuruna uygun olarak tasarlanmıştır. "hayal evi" denen çay odası, şiirsel bir sezgi ânını yakalamak için inşa edilmiş kısa ömürlü bir yapıdır. "boşluk evi" diye de adlandırılır, süslerden arınmıştır. bazen tek bir resim ya da çiçek düzenlemesi içerir. çay evi "simetrik olmayanın evi" diye adlandırılır: simetrik olmayan da hareketi çağrıştırır; bilerek bitirilmemiş, ev sahibinin imgeleminin doldurabileceği bir boşluk bırakır.
konuk, bahçe yolundan girip alçak girişten geçmelidir. resme ya da çiçek düzenlemesine, fokurdayan çaydanlığa saygı gösterir ve yere oturur. çay evinin denetimli basitliğiyle çerçevelenen en basit nesne gizemli bir güzellikte durur, sessizliği geçici varoluşun gizini saklar. her konuğun deneyimi kendine göre tamamlamasına izin verilir. topluluk üyeleri böylece minyatür olarak evreni seyreder ve ölümsüzlerle gizli dostluklarının farkına varırlar.
büyük çay ustaları, tanrısal mucizeyi deneyimlenen bir âna dönüştürmekle ilgilenirdi; sonra bu, çay evinden gündelik eve taşınır; evden ulusa yayılırdı. uzun ve barış dolu tokugava dönemi (1603-1868) sırasında, amiral perry'nin 1854'te gelişinden önce, japon yaşamının örüntüsü belirgin biçimselleştirmeyle öylesine dolmuştu ki, varoluş, en küçük ayrıntısına dek sonsuzluğun bilinçli ifadesiydi, manzaranın kendisi bir tapınaktı. aynı şekilde doğu'nun her yerinde, bütün kadim dünyada ve kolomb öncesi amerika'da, toplum ve doğa, zihin için, ifade edilemez olanı temsil ederdi. "bitkiler, kayalar, ateş, su, her şey canlıdır. bizi gözler ve ihtiyaçlarımızı görürler. bizi koruyacak bir şeyimiz yokken bizi görürler," diyordu yaşlı bir apaçi öykü anlatıcısı, "ve o zaman ortaya çıkar, bizimle konuşurlar." budistlerin "cansızın vaazı" dedikleri budur.
(bkz: the hero with a thousand faces)
(bkz: joseph campbell)
ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi
-
özdemir asaf'ın bekle dedi şiirinde geçen enfes dizeleridir efendim...
geleceğim, bekle dedi, gitti
ben beklemedim,
o da gelmedi
ölüm gibi birşey oldu.
ama kimse ölmedi