hesabın var mı? giriş yap

  • 1999 yılı, mecidiyeköy'de firewall yazdığımız günler. altı aydır maaş alamıyoruz. cebimde beş kuruş para kalmamış. kira ödeyecek param olmadığından ofiste kalıyorum. 1.5lt'lik plastik boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alıp karnımı doyuruyorum. yine ofiste sabahladığım günlerden biri. aşırı açım. boş kola şişesi bakındım, bulamadım. mutfaktaki buzdolabına bakmaya gittim. bomboş. sadece bir kavanoz zeytin var. açlıktan yarım kavanoz zeytin yemiştim. o kadar midem bulanmıştı ki sonrasında yıllarca kahvaltıda zeytin yiyemedim. hala da çok zeytin hastası değilimdir. o olaydan kısa bir süre sonra ekşi sözlük'ü kodlamıştım. yüksek dozda zeytinin etkisi olmuş mudur bilmiyorum.

    edit: "madem beş paran yok kola şişeleri nereden?" diye soranlar oldu. ekseriyetle üçbeş kuruş parası olan iş arkadaşlarım dışardan getiriyordu. şişe depozitolarına ben konuyordum.

  • - noel tatilinde evine gidecek misin?
    - hayır, zaten biz noel kutlamıyoruz (son anda fark ettim ama iş işten geçti bir kere)
    - (gözler kocaman açılarak) noel kutlamıyor musunuz???!!!!
    - eee evet, biz müslüman olduğumuz için kutlanmıyor genelde pek
    - müslümanlar noel kutlamıyor mu?
    - (yuh!) hayır kutlamıyorlar
    - yani noel ağacı süslemiyor musunuz?
    - yani sokaklarda dekorasyon amaçlı görebilirsin ama evlerimizde noel ağacı olmaz, çünkü noel kutlamıyoruz
    - peki noel kartı da göndermiyor musunuz?
    - hayır, noel kutlamadığımız için, kart da göndermiyoruz.
    - peki noel hediyeleri?
    - hayır noel hediyesi de vermiyoruz (yaa sabırr).
    - peki noel şarkıları?
    (bu noktaya geldiğimizde ben karşımdaki kızın hakikatten sağlam bir gerzek olduğunu anladığımdan ne kendimi ne de onu daha fazla yormamaya karar verdim...)
    - evet noel şarkıları var, meydanlarda toplanıp söylüyoruz.
    - arapça mı?
    -.............

  • şu anda gerçekten isteyeceğim şey. annem babam sağ, henüz hiç kimse ölmemiş, henüz kötülük bu ülkenin başına bu kadar sirayet etmemiş...

  • maliyet muhasebesi bilmemenizi geçtim, gerizekalı olmanızı anlamakta güçlük çekiyorum.

    adam gelmiş, mahalle kasabındaki etin kg fiyatına göre hamburgerin maliyetini çıkartıyor. anca butik dediğiniz burgerlar gidip bu kasaplardan alıyor etlerini. çünkü ufak işletmelerin üretim yapacak yetkinlikleri de, kapasiteleri de, tüketimi de, mali gücü de yok.

    ama bu adamların şu an halihazırda her birisi arı gibi işleyen 218 tane şubesi var. iki yüz on sekiz. senin benim gibi ayda birkaç kg et girmiyor dükkanlarına. senin yılda tükettiğin et miktarı, birkaç saniye içerisinde tüketiliyor köfteci yusuf tarafından. belki daha da fazlasıdır.

    her yeni gün tonlarca et kesiyorlar. devasa çiftlikleri var. dolayısıyla etin maliyeti inanılmaz düşük. sen bir nihai tüketici olarak onların ulaştığı fiyatlara eti koklayamazsın bile ama adam senin önüne servis edip koyar, üstüne para da kazanır bu işten. sen hala mahalle bakkalı hesabı kağıt kalem matematik yaparsın.

    biraz mantık ya. (khaby lame el şekliyle gösterme hareketi)