ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
finlandiya'nın önemsiz bir kenar ülkesi olması
-
bu gözlemini de 1988 yılında yaptığı bir finlandiya gezisiyle perçinlemiş. amk kıyamet koptu lan o dönemden beri, sovyetler yıkıldı, berlin duvarı yıkıldı, iran-ırak savaşı bitti, abd ırak'a iki kere girdi, akp geldi, o gün daha doğmamış çocuklar hakkari'nin dağlarında ölmeye başladı. kuzey kore'nin devlet başkanı bile öldü lan, ama finlandiya illa ki aynı kalacak, çünkü engin ardıç en son o vakit gördü.
lazanyanın türkiye'de tutmamasının nedeni
-
yapımının çok zahmetli ve pahalı olmasından kaynaklanmaktadır. klasik bir lazanya yapabilmek için yani “lasagne alla bolognese “ veya “lasagne al ragú” ya da “lasagne al forno “ yapabilmek için çoğu ülkemizde zor bulunan malzemelere ihtiyacımız var.
lasagna italyanca’da tekil, çoğulu lasagne. alla bolognese bologna usulü demek, bologna usulü dediğimiz şey aslında ragù soslu demek, bizim spagetti bolonez dediğimiz şey aslında spaghetti al ragú. ragú dediğimiz şey ise et ağırlıklı bir sos. sostan ziyade yahni demek daha doğru olur.
lasagne al forno fırında lazanya demek, tüm lazanyalar fırında yapılıyor zaten. ragú denilen sosun da türleri var: ragu alla napoletana- napoli usulü, ragu alla bolognese- bologna usulü. ama asıl olanın bologna bölgesine ait olanı olduğunu düşünüyoruz. neden? zira ragú aslında fransızların ragoût kelimesinden geliyor. napolyon italya’nın kuzey bölgelerini işgal etmiş böylece emilia-romagna bölgesine bu kavram gelmiş. ha ne fark var napoli usulü ve bologna usulü arasında kullanılan etler, etlerin kesimi (biri kıyma olarak kullanırken diğeri, ufak kesilmiş kuşbaşı kullanır, kullanılan sosis vs. farklı.
dağlık bölgelerde mantar da kullanılıyor bazen ama biz standarda bağlı kalalım.
ben hiç kimsenin türkiye’de usulüne uygun lazanya yaptığını sanmıyorum. belki bir kaç italyan restoranı veya italyan büyükelçiliği ya da üst düzey lokantada, 5 yıldızlı otellerde filan yapıyorlarsa ancak olabilir. evlerde kimse uğraşmaz doğru düzgün yapmakla çünkü çok pahalıya gelir.
malzemelere bakalım:
birincisi makarna. ideali taze makarna ile yapacaksın. yumurta ve unla hamur yapacaksın, durum buğdayı unu ve tipo “00” unla, sonra ya üşenmeyip oklavayla açacaksın ya makarna makinesinde yapacaksın. sonra açtığın makarnaları su böreği yapar gibi tek tek haşlayıp kenara koyacaksın. kim uğraşacak makarna açmakla? ölme eşeğim ölme.
soslara gelirsek, dediğim gibi bir ragú bir de beşamel sos hazırlayacaksın.
ragú için; extra virgin zeytinyağı, soffrito (havuç, soğan, kereviz sapı) lazım öncelikle. iyi zeytinyağı bulmak da mesele, kereviz sapı bulmak da zor.
et koyacaksın, dana kıyma, bir de pancetta veya proscuitto. türkiye’de domuz etini ara ki bulasın, bulduğunun fiyatı da ebesinin nikahı. sonra domates koyacaksın, türkiye’de domatesler domates değil tadı yok, o yüzden tomato passata ya da soyulmuş konserve domates alacaksın, o da ayrı bir hikaye. beyaz şarap koyman lazım. et suyu ayrı bir dert. hazır alsan ayrı sıkıntı kendin yapmaya kalksan ayrı bir sıkıntı.
beşamel sosu yapacaksın sonra; un, tereyağı, süt, muskat, onun kıvamı ayrı dert, muskat hangi evde var?
ayrıca parmesan lazım hatta bazı tariflere göre mozzarella ve/veya ricotta peynirleri de lazım. parmesanın bologna fiyatı kg’ı 25-30 euro civarıydı. türkiye’de (bulursan parmiggiano- reggiano dop) 50-60 euro.
hepsini 3 ayrı aşamada yaptın bunları tek tek katman katman dizmen fırına vermen filan nereden baksan en az 3-4 saatlik iş.
dolayısıyla kimse türkiye’de bunu hakkıyla yapma zahmetine katlanmaz (istisna deliler hariç), o işe kalkışanlar da doğru düzgün malzeme temin edemez, onu da temin ettiler diyelim bir tabak lazanyayı dünyanın parasına yersin. bizim insanımız da bu ne lan kıymalı makarnayı adamlar 80-90 tl’ye satıyorlar diye burun kıvırırlar. italya’da düzgün bir yerde fazla fancy olmayan bir lokantada misal bir trattoriada gidip yersen bir tabağı 13 euro, 98 tl. ciao, arrivederci. türkiye’de belki papermoon’da veya serafina’da iyi bir versiyonunu bulur da yersin. (ondan da çok emin değilim)
millet de gelmiş buraya kıymalı makarnaya bayılıyorum, kayseri yağlamasıyla lazanya zaten aynı şey muhabbeti yapıyor. bayılırsın tabii başka şansın mı var. parmesanın kilosu olmuş 450 tl.
instagramreality
-
günümüzde sosyal medyada işlenen mükemmellik algısına karşı yaptığı ifşalarla insanların gözünü açmayı görev edinmiş bir subreddit.
özellikle instagram başta olmak üzere birçok alanda insan bedeninin olduğundan çok daha kusursuz gösterilmeye çalışıldığını, sosyal medyanın bizi her an gerçeklerden uzak hayallere maruz bıraktığını görmek gerek kendi bedeniniz gerek de diğer insanlar konusundaki beklentilerinizi daha sağlıklı seviyelere çekmenizi sağlayabilir.
ayrıca insanların tüm o çok eğleniyorum, hayatı dolu dolu yaşıyorum, her anın tadını çıkarıyorum temalı fotoğraf ve hikâyeleri çekerken iddia ettiklerinin tam aksine hayatlarını sosyal medyadaki beğeniler uğruna harcamaları da görülmeye değer.
konunun tam anlaşılması açısından birkaç örnek bırakalım:
başbaşa harika bir tatil geçiren çiftler alternatif
tek fotoğrafın farklı editleri alternatif
nasıl yapılabildiğine dair
yansımasından yakalanan birisi alternatif
sadece nefesle yaratılabilen fark
sevgilisiyle (!) tatile çıkmış bir influencer
erkeklerden bir örnek alternatif
arkaplanda müzik yokken o kadar etkileyici görünmüyor tabiki
anı yaşamaya(!) gelen insanlar
aynı gün, aynı insan alternatif
yaşlandıkça gözleri renklenen bir arkadaş alternatif
instagram vs canlı yayın alternatif
taytın ne kadar farklı gösterebildiğine dair alternatif
videolarda da uygulanabildiğine dair
örnekler bitmez ama sözün özü cep telefonundan bile çeşitli photoshopların yapılabildiği bu dönemde kendi gözünüzle görmediğiniz her şeyi sorgulamakta yarar var.
tinder'da photoshopla savaş pilotu olan adam
-
solotürk koymuş adam, aşağı da kurtarmamış. buna inanan, sikilmeyi hak ediyordur.
alman futbolcuların kız arkadaşları
-
her biri, adamların işlerini ne kadar profesyonelce yaptıklarının kanıtı olsa gerek. höwedes hariç onun ki biraz görücü usulü sanki.
new york'ta taksi üzerinde namazını kılan adam
-
new york'ta mescit olmadığını düşünenlerin birazdan yalayacağı abi.
new yorkt'a tonla mescit var hadi onu da geçtim neden taksinin üstü biraz anlatsana.
28 aralık 2014 thy istanbul los angeles uçuşu
-
2016 ygs'de coğrafya sorusu olabilme potansiyeline sahip uçuş.
previously on denince akla gelen ilk dizi
-
previously on prison break
yaran sevgili diyalogları
-
e: benim elimde bişey vardı ya? bi yerdemi unuttuk?
k: yoktu aşkım elinde bişey.
e: vardı yaa...
e: hah buldum, elini tutumayı unutmuşum
k: poşetmiyim ben be!
hokkabaz
-
cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.
20 temmuz 2016 rte'nin açıklayacağı büyük karar
-
bence emine'yi boşayacak, bu karambolde en makul iş o.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
şu whatsapp' daki emotion olayını geliştiren şirkette, toplantıda ''gülen bok da koyalım abi, iyi olur'' diyen hangi gevşekti acaba lan.