hesabın var mı? giriş yap

  • bunu sadece said nursi değil, cin ali okula başlıyor kitabının yazarı rasim kaygusuz da önceden haber vermiştir:

    [c. sinan sağıroğlu sesiyle okuyalım]

    "git ali git." ve "ali haftada yedi gün var." cümlelerindeki derin manaya bakalım. öncelikle ali'nin tam ismi, cin ali'dir. yani insan olmayan ali. bu uzaylı olduğunu gösterir. şimdi ikinci cümleye bakalım: "ali haftada yedi gün var"

    gün neye göre belirlenir? güneş'in konumuna göre. yani güneş'e göre. güneş ne güneş? gezegen. güneş gezegendir. cümlede 7 tane günün olduğu söyleniyor, yani yedi güneş, yedi gezegen demek.

    son cümle: "ali okula git. git ali git."

    yani diyor ki, geldiğin yere dön cin ali, yani uzaylı ali. senin diyor gezegenin diyor burası değil diyor. yedi tane yaşanabilir gezegen var, bunlardan birine git diyor. işte bu da böyle bir kanıttır. çerçeve belli.

    şüphesiz ki bunda niçe kanıtlar var.

  • ben bir kere küçükken bu konuyu dedeme açtım. "işte ona renk körü denir" dedi. konu kapandı.

  • iki gün önce katıldığım ingilizce öğretmenlerine yönelik hizmet içi eğitim seminerinde, semineri veren kişi bir ifadenin farklı şekillerde söylenebildiğini, öğretirken saf dilbilgisine yoğunlaşmamamız gerektiğini vurgularken arada şöyle bir diyalog geçti.

    - bildiğiniz gibi bir filmi izlemişseniz bunu "i have seen this film" diye söylersiniz ingilizcede. fakat amerikalılar bunu "i saw this film" olarak söyler. içimizde amerikalı var mı?

    farklı birimden bir amerikalı öğretmen anında atılır ve:

    - ben present perfect tense'i türkiye'de öğrendim!

    diyerek bütün salonu yarar geçer.

  • leap year irlanda tarihinde oldukça özel bir anlam barındıran kavram.

    her dört senede bir yaşanan bu özel tarihte irlanda'da kadınlar erkeklere evlenme teklifi ederse kabul edileceğine dair bir inanış var. üstelik bu inanışa göre eğer teklifi reddeden bir erkek olursa onun bir şekilde cezalandırılacağına inanılıyormuş.

    bu inanış 19. yüzyılda yaygınlaşmaya başlamış. kadınlar bu özel günde karpostallarla evlenme teklifi ediyor.

    tabii bilimsel açıdan çok da değeri olmayan bu inanışın bir kültürü var.

    efsaneye göre bu inanış taaaa 5. yüzyıla kadar dayanıyor. bridget ismindeki rahibe [(bkz: saint patrick)st. patrick] e (bu isim irlandalılar için oldukça özel bir isim) kadınların evlenme teklifi için çok uzun süre beklediğini söylüyor. st. patrick'te bunun üzerine kadınların dört yılda bir yaşanan bu günde evlilik teklifi etmesiyle ilgili bir talimat vermiş. bu tarihten itibaren bu efsanenin yayıldığı düşünülüyor.

    bir diğer inanışa göre ise iskoçya kraliçesi margaret 1288'de bekar kadınların artık yıllarda evlenme teklifinde bulunmasına izin veren bir kanun çıkarmış.

    artık yıl diye bir efsane çıktıkça olayın dallanıp budaklanmaması da kaçınılmaz olmuş. ortaya çıkan diğer efsanelerden bazıları ise şöyle olmuş:

    - iskoçya inancına göre artık yılda doğan kişinin hayatı daima acıyla olur. oldukça dramatik.

    - bir önceki maddenin aksi olarak diğer inanış ise bu gün doğan kişiler çok şanslı olurmuş.

    - yukarıdada bahsettiğim gibi bu gün evlenme teklifi eden kadının evlilik teklifini kabul etmeyen erkekler cezalandırılır. efsanelikten ayrıldığı nokta ise şu: iskoçya'da kraliçe margaret evlilik teklifi yapan kadının rüyasındaki evliliği gerçekleştirmeyen erkekler için para cezası emretmiş.

    - artık yıl boyunca evlenmemeli/boşanılmamalı. bu da yunanlılara ait bir efsane.

    - ölüm belası hepimizin üzerinde. insanlar artık yılda ölüm sayısında artış olduğuna inanıyor. bu da doğruluğu kabul edilmiş bir bilgi değildir. o yüzden şimdiye kadar efsane olarak anılmıştır.

    büyün bunların yanında bu efsanenin anlatıldığı dandik bir film de var: leap year.

    film her ne kadar ortalamanın altında olsa da irlanda'nın güzelliklerini görmek için muhteşem bir fırsat. gerçekten ülkeyi ancak bu kadar tatlı anlatabilirlerdi. tavsiye ederim.

    kaynak:

    http://www.bbc.com/…r/2016/02/160229_artikyil_5_gch
    http://preen.inquirer.net/…-that-wed-like-to-debunk

  • harika, muhteşem açıklamalar.

    sokaktan birini çevirsen muhtemelen aynı şeyleri söyleyecektir. siz neden zamanında önlemlerinizi almadınız? çin’e giden heyet neden sistemi överek geri döndü? kaç para alıyorsunuz? onları söyleyin.

  • adam norveçteki asgari ücreti hesaplarken bile günde 10 saat ayda 26 gün çalışmayı hesaplıyor. ben böyle köleliği kabullenmiş bir insan psikolojisi görmedim hayatımda.

  • fakirin, garibanın derdini en net gösterir karedir. ekmeğinin peşindeki adam, kelle koltukta bile olsa, ekmeğinin peşindedir. garibanlık budur. köftesi canından önce gelen köfteci olmaktır garibanlık.

    bu gebeşlerin hakkını yediği adamdır bu dayı. çalıştığından azını alan, çoğunu kaptıran dayıdır.
    babandır,
    dedendir.

    sensindir.

  • kayın mantarı, kavak mantarı gibi isimlerle de anılır. doğada yetişme biçiminden öykünerek kütükte yetiştirilmeye başlanan istiridye mantarı bir yıl kadar önce talaştan da üretilmeye başlanmıştır.
    kastamonu gibi kavak, kayın, kestane ağaçlarının bol olduğu ve sıcaklığın 30 dereceyi geçmediği illerde yetiştirilmesi ekonomik ve verimi yüksektir.

    yağ oranının sıfır olması, b1 ve b12 vitaminleri bakımından zengin olması, lezzeti, diyabet, obezite ve kalp rahatsızlığı olanlar için tavsiye edilmesi diğer mantar türlerinden ayıran belirgin özellikleridir.

    50 m2'lik bir odada üretim yapabilmenin maliyeti yaklaşık 14 bin tl, iki aylık getirisi ise yaklaşık 16 bin tl'dir. bu nedenle ağaç temininin ucuz olduğu ve sıcaklığın 30 derecenin üzerine çıkmadığı yerlerde bolca üretileceğini düşünüyorum.

    yetiştiriciliği konusunda çok fazla bilimsel doküman bulunmamakla birlikte linkten detaylı bilgi edinmek mümkündür.

    tarım federasyonu ankara'da büyük bir üretim tesisini hayata geçirmiştir. link 2

    üretmek isteyenler detaylı araştırma yapmalı, kompost üreticilerinin vaatlerine kapılmaktan özenle imtina etmelidir.

  • etrak bi idrak (idraksiz türkler) diye aşağılanan, celali ayaklanmalarından sonra ata binmesi bile yasak edilen, savaşlarda devşirme yeniçerinin önünde yalın kılıç savaşa ilk sürülen ve tabi kırılan, tahsildar kamçısı altında inim inim inleyen, dili kültürü her daim hakir görülen "türkler"dir efendim.

    edit : başlık başa kalmış.