ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cıvık komedi filmi çekerek voliyi vurma sanatı
-
(bkz: gora)yı oraya koymak teorinin tüm güvenilirliğini iki paralık etmiştir.
arda turan'ın 2014'te giydiği takım elbise
-
lost gibidir. sonunda sıçmıştır.
4 maddelik erkek tavlama taktiği
-
1) selam.
(bkz: beni tavladılar siz kaçın)
yazıklar olsun, o kadar saat oldu, sözlüğün güzel kızlarından biri bile selam demedi. ağlıyorum :(
bari şunu hatırlayalım tekrar, biraz da gülelim :(
mirror stage
-
kuramın çıkış noktasını amerikalı filozof ve psikolog james mark baldwin'in keşfi oluşturur. bu keşif göstermiştir ki, insanın evrim halkasındaki en yakın akrabası olan şempanzeyle aynı yaştaki bir bebek aynanın önüne konduğunda, şempanze aynada yansıyan görüntüsüyle ilgilenmezken, bebek büyük bir zevkle görüntüyü izlemektedir. bu noktada, diğer önemli bir husus, aynanın önüne geçmesi değil, konmasıdır; zira henüz vücudunu koordine edemeyen bebek, aynanın önüne bir diğeri(anne,baba,vb) vasıtasıyla geçirilir. zaten aynada yansıyanla kurulan özdeşleşim bu sebepledir. çünkü bebek vücudunu koordine edemezken, aynada karşısında tam bir beden/imge bulur; bu ikilik, bebeğe "bölünmüş bir vücudun olduğu" gerilimini doğurur. bu gerilim, bebeğin, aynada yansıyan imgeyle özdeşleşmesiyle çözülür. bu sayede ego oluşturulur. lacan, özdeşleşme anını bir zafer anı olarak açıklar, zira yansıyan vücut, bebeğin koordinasyon problemleri yaşamasının aksine, "hareketlerinin efendisidir."
ayna kuramı aynı zamanda, egonun, bir yanlış anlamanın ve bebeğin, kendi kendisine yabancılaşmasının ürünü olduğunu gösterir. bu nedenle, hayali düzenle tanıştırır bebeği. öte yandan, bebek kendi kendisine aynaya gidemediğinden, yani bir başkasının yardımına ihtiyaç duyduğundan; aynadaki görüntüsünü görüp o kişiye* *onaylanmak mahiyetiyle döndüğünde, ötekinin varlığıyla da tanışarak simgesel düzene şöyle bir göz kırpar.
25 şubat 2018 fikret orman ali koç kucaklaşması
-
ulan var ya hep istiyorsunuz ki köpek gibi birbirlerini yesinler. holiganizminize sokayım. mis gibi de kucaklaşmadır.
not: gs
metrobüs
-
bu sabah jilet gibi gömlekle binip, gömleksiz indiğim araç.
edirnekapı civarında üzerimden çıktığını tahmin ediyorum.
everest'e bırakılan çöplerden çıkan bim poşeti
-
"yarın gel başla!"
-yeni şafak-
tanım: ibretlik çalışma
şarjlı diş fırçası
-
manuele göre daha iyi temizlik yapmaktadır.
bir insanın bununla ne derdi olur?
eşek gibi çalıştıktan sonra erkeğe yemek yapmak
-
eşşek gibi çalıştıktan sonra kendine yemek yapmak gibi bişey. asıl sorun eşşek gibi çalışıp evde yemek yapmak zorunda olmak. yani eşşek gibi çalışıyorum ulan dışardan söylerim lüksünün olmaması. çünkü para yetmez. yahut eşşek gibi çalışmana rağmen, evde yemek yapacak birini istihdam edemiyor olmak sorun. öyle ki, çocuğu anane babanne elinde büyütmek zorunda kalmak, okul başlayınca bakıcı parası verilmesin diye fellik fellik etütlü okul aramak zorunda kalmak gibi.
çare zengin koca! asdfgfgdsd
house m.d.
-
3 kere baştan sona bitirdiğim, dünyada en çok kıskandığım karakterin dizisi.
"kim ne der korkusu sıfır bir insan olmak
mesleğinde en iyisi olmak
kimseye ileride işime yarar mı diye yalakalık yapmamak"
bütün bunlar house'un çizilen karakteri ama bunun dışında bir özelliği ise ayrı bir hayranlık konusu
ilk olarak cameron, "beni neden işe aldın" diye sorar. uzun süre kızı süründürür ve sonunda açıkça söyler "çünkü güzelsin". cameron hemen triplere girse de baktı ki saçmalıyor daha da açıklar. "güzelsin, istesen zengin bir koca bulurdun, vücudunu sergiler dünya para kazanırdın, hayat boyu insanlar peşinde koşabilirdi ama sen bu güzelliğine rağmen okuyup doktor oldun" bu repliği ezberden öyle yazdım ama ana fikir bu.
bu açıdan bakınca foreman ve chase için de mutlaka benzer bir fikri olduğu açık.
foreman siyahi, sabıkası olan, okulunu dereceyle bitirmiş bir adam. house, ırkçı değil ancak karşısındaki insanın bir şeyleri başarmış olmasına saygı duymuyor, başarmaması için bir sürü olumlu olumsuz sebep arıyor ve bu sebeplerin onu tatmin etmesi gerekiyor.
chase, babası çok zengin ve yakışıklı bir doktor. yine onun da doktor olması için bir neden yok. ömür boyu kız peşinde ferrari binecek bir adam. bunun yerine doktor olmayı tercih etmiş ve house, bu sebepleri tatmin edici buluyor.
bütün insanlık olarak hep şunu hayal ediyoruz "ay inşallah ihtiyacı olana gider". house ise ihtiyacı olana değil ihtiyacı olmadığı halde onu isteyene imkan veriyor. bu fikir kimin fikriyse büyük hayranlık duyuyorum.
mustafa topaloğlu
-
dün geceki programda "mide ne nankör organmış.. 40 yıldır ona hizmet ediyorum, ne isterse alıyorum ama 10 gün beni idare edemedi.. hep istiyor" gibisinden laflar etti. ben altıma kaçırdım gülerken, 8 aylık hamile olan eşim de az kalsın doğum yapıyordu. valla!
not: biz mi abarttık bilmiyorum :/
akşam eşini evde dans ederek karşılayan kadın
-
ben direk dansıyla karşılıyorum, evimin direği hoşgeldin manasında.