hesabın var mı? giriş yap

  • soğan soyarken karşılaşılan ciddi bir mes'ele. bilindiği üzere soğan kabukları katman katman olur. dışa doğru iyice incelen katmanlar kabuk formunu alır. o kabuklar birer birer kaldırıldığında soğanın etli kısmına ulaşırız. yalnız bu katmanlarda öyle bir kritik nokta, yani kritik katman vardır ki kararsız insanı çileden çıkartır. söz konusu katmanın üst kısmı kullanılabilir alt kısmı ise biraz daha kabuğa yakın görüntüdedir. genelde o katman da çöpe atılsa da insanı düşünmeye sevkeder.

  • "şampiyon olamadın, gs'yi yen bari aq" şeklinde güncellenmesi gereken öneri.

    adetullahtandır debe editi : dün maç boyu ve sonunda slaven bilic'e epeyi sövdüm, saydım. maç sonu o açıklamalarını izleyince çok kötü oldum aq. gelip "sırtındaki ceketi verirmisin?" dese verirdim o derece yani. gitmesin lan bu adam! vodafone arena'da bir sene yaşasın hiç olmazsa. duygusallıktan çok kaybettim, çok kaybettik. bir sene daha kaybedelim ne olacak aq? küçülecekmiyiz?

    inanç ve umudun sonundaki zafer, sizin sikilmiş şampiyonluklarınızdan 10 kat daha değerlidir benim için.

  • 2. dünya savaşı esnasında alman saflarında bombardıman uçak pilotu olarak savaşmış savaşçı.

    20 yaşında alman hava kuvvetlerine girmiş ve iki sene sonra kıdemli bir askeri öğrenci olarak zorlu yeni teknikler öğrenmiştir. oldukça başarılı kabul edilen rudel, eğitim amacıyla başka bir okula nakledilmiş ve eğitimine orada devam etmiştir. bu sırada eğitim sürecinde üçüncü senesini tamamladığında teğmen rütbesine atanmıştır.

    2. dünya savaşı sırasında ise polonya seferlerine gözlemci olarak katılmış ve bu sırada 2. sınıf demir haç madalyası kazanmıştır. bunu üzerine üstteğmen olarak britanya savaşına geçmiştir.

    rudel, sovyetlerin almanya'yı işgal ettiği sırada, sovyetlere karşı gösterdiği üstün zaferler 1. sınıf haç madalyasını da kazanmıştır. işgal esnasında sovyetlere karşı gösterdiği en önemli başarılardan biriyse 1000 kg'lık mermi ile sovyet savaş gemisini batırması diyebiliriz.

    savaş esnasında defalarca yaralanmasına rağmen asla savaşmak vazgeçmemiş, sürekli uçuşa devam etmiştir. savaş hayatı boyunca gördüğü en ciddi tehlike ise 40 mm'lik kabuk parçasının uçağına çarpmasıyla sağ ayağından yaralanmış ve zorunlu olarak alman hatlarına inmiştir. birlikte uçtuğu arkadaşı tarafından kanaması durdurulmuş ve ölümden bir kez daha kurtulmuştur. tabii bu sırada bir bacağını kaybettiğini de belirtmek lazım.

    bu kadar başarı ve hayatını almanya için tehlike atması hitler'in gözünden kaçmamış. kendisine savaşmaktan vazgeçmesini ve diğer insanlara örnek olması için hoca olarak ders vermesini söylemesine rağmen rudler savaşmaktan vazgeçmemiş ve yine uçuşlara devam etmiştir.

    savaş esnasında 2530 kere yapmış olduğu uçuşla düşman saflarında yaratmış olduğu zararı somutlaştırmak gerekirse:

    - 519 rus tankı,
    - 1 savaş gemisi,
    - 1 destroyeri,
    - 70 bot,
    - 800'den fazla motorlu araç,
    - 7 savaş uçağı,
    - rus sabit hedeflerine ağır hasar,
    - 150'den fazla topu imha etmiştir.

    stalin tarafından kendisi için 100.000 ruble ödül konulan rudel, savaş bittiğinde sovyetlerin eline düşmemek için 1945 senesinde abd'ye teslim olmuş ve 11 ay esir olarak tutulmuş. esaret süreci bittiğinde ise arjantine taşınmış.

    savaştan sonra hayatı ise şöyle seyretmiş:

    bir bacağı olmamasına rağmen kayak, tenis gibi birçok sporla ilgilenmiş. hatta ve hatta amerika'daki en yüksek tepe olan aconcagua'ya tırmanmıştır. kitap çıkaran, siyasetle aktif olarak ilgilenen rudler, ölmeden önce almanya'ya dönmüş ve başarılı bir iş adamı olmuştur.

    1982 tarihinde ise vefat eden rudler'in cenazesine katılanlar nazi selamı vererek kendisini uğurlamıştır.

    kaynak: https://tr.0wikipedia.org/…vsgfucy1vbhjpy2hfunvkzww

  • türkiye'yi suriler, araplar, afganlar ve bilimum az gelişmiş milletten insana peşkeş çekmenin hasretiyle yanıp tutuşan gavat çomarları zevke getiren gelişmedir.

  • selin: ali beni anladı.
    emre: anlatsaydın ben de anlardım.
    selin: anlatsaydım herkes anlardı...

    vay be... ne yazmış senaristler.

  • esasen tam adı "how i lost 24 desperate prison heroes in smallville: family guy chronicles theory" olan, lakin karakter sınırlaması sebebiyle kısaltılan dizi projesi. hapishaneden kaçıp ıssız bir adaya düşen süper güçlere sahip 24 dahinin, gelecekten gelen bir cyborg ile aralarında geçen aşk ve ihtiras içerikli hikayesini anlatan bu dizi esprili anlatım tarzıyla sizleri ekran başına kilitleyecek. hangi karakterin dünya dışı bir gezegenden geldiğini çözmeye çalışırken heyecanlanacak, dünyayı ele geçirmeye çalışan ev hanımının başarısız denemelerini izlerken gülümseyecek, kadın erkek dinlemeden adadaki herkesi ayartmaya çalışan kazanovayı gördükçe kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız. aynı zamanda bütün karakterlerin özel güçlerini keşfetmeleri sırasında başlarından geçenler hikayeye ayrı bir derinlik kazandıracak. inanıyorum bu dizi tutacak ben de emmy ödülümü yalnız ve güzel ülkem adına alacağım. merak etmeyin kırmızı halıda "i love ekşi sözlük" falan diye birşeyler sıkıştırırım araya.

  • tayyip'in edebini aşacak kadar ne hareket yaptıklarını merak ettiğim kadınlardır. gerçekten merak edilesi bir hareket yapmış olmalılar.

  • her derde devadır.
    yazın, akşam üzeri, hani o ankara'nın gereksiz yere kavuran sıcağı yerini püfür püfür esen akşam serinliğine bıraktığında, kızılay'dan cebeci'ye yürümek daha da bi keyiflidir. ne gam kalır ne kasevet. düşün bak, benim ev yenimahalle'de, iş de karanfil sokaktaydı, ben kızılay- cebeci / cebeci-kızılay arasını yürürdüm. rasyonel açıdan hiçbir varış noktasına ulaşamasam da çok huzur vericiydi.