hesabın var mı? giriş yap

  • fazla şeker tüketimi sağlığa tabii ki çok zararlıdır ama "şeker lükstür ve hiçbir faydası yoktur" demek ölümcül bir hata olur.. glükoz vücudumuzdaki bütün hücrelerin başlıca enerji kaynağıdır, hele beynimiz glükozsuz kesinlikle çalışamaz. şekeri nutelladan gazozdan vs. değil ama meyveden-sebzeden, tahıldan almaya devam.

  • yandaş olmamak..

    özellikle sanat camiasındaki tiyatrocu, şarkıcı, sinemacı isimlerin para amacı güden işleri söz konusu olduğu için 13 yıldır nasıl direndiklerine hayret ediyorum. helal olsun, hakikaten zor iş. gencebay gibi, inanır gibi işin kolayına kaçmak paraya para katmak varken direnen levent üzümcü gibi sanatçılara hayret ediyorum. omurga böyle bir şey..

  • şiddetli ışımaya maruz kalanlar en iyi ihtimal ile komaya girip, 48 saate içerisinde ölür. bunun dışındaki ölümler bir hafta ile bir ay arasında değişen bir süre zarfında gerçekleşir.
    ışıma anında ölüm getirmez, beyin fonksiyonları tamamen durmaz fakat ani bilinç kaybına sebep olabilir. duyulan acı o kadar şiddetlidir ki bilinci yerine gelen hasta acıdan dolayı yeniden bilincini kaybeder.
    ışımaya az miktarda maruz kalanlar ise aylar içerisinde ölür, sağ kalanlarda ise son ana kadar yüksek derecede kanser riski oluşur. ayrıca yine ışımaya maruz kalan herşey radyoaktif hale gelir.

    tüm bunların dışında nötron bombası genetik bir silahtır. bombaya maruz kalıp ölmeyenlerin dna yapıları bozulur. gelecek nesiller sakat doğar veya çok yüksek kanser riski taşır.
    yıkıcı gücü olmamasına rağmen klasik** nükleer silahlardan daha uzun süre etkilidir. ortaya çıkan radyasyon çok daha fazla ve uzun sürelidir.

  • otel sahibini de ofsayta düşüren gelişme.

    adam(!!!!) ne demişti daha önce;

    --- spoiler ---
    otel sahibi erdoğan gözseçen, olaylar sırasında korktuğundan ve müşterilerinin rahatsız olmaması nedeniyle otelin ışıklarını söndürdüğünü, bu nedenle de kameraların 15-25 dakika kadar görüntü kaydetmediğini söyledi.
    --- spoiler ---

    ve

    --- spoiler ---
    bu olay burada vuku bulmuş değil. ve burası karıştıktan sonra müşterilerim de burada oldukları için benim kayıtta olan videolarım, kameralarım ana elektriği kestikten sonra ister istemez kesildi. 15-20 dakika arası ben tamamen elektriği kestim.” diye konuştu.
    --- spoiler ---

    2013 haberi

    ben ali ismail'in ailesi olsam; otel sahibi hakkında da yalan beyanatdan mahkemeye veririm.

  • rezillikte daha ne kadar ileri gidebilirler bilemiyorum. yarin bir universite sitesinde rektorumuz umumi helada ibrik bulamadi, kiniyoruz diyebilirler. adamin ve karisinin otel odasi bulamamasinin universiteyle zerre kadar ilgisi olmayacaginın idrak duygusundan yoksun kisiler bu gorevlere gelebilmis. cok yazik, cok...

  • öncelikle çin gibi ülkeler okuma yazma öğretme konusunda sıkıntı çekiyorlar. illa kendi en eski alfaben olursa güzel olacak diye bir şey yok. japonya'nın alfabesi de zaman içinde değişmiştir. latin alfabesini değiştirip kendi alfabemizi yapmışız, yazıldığı gibi okunuyor mis gibi. önemsiz bir olay gibi geliyor ama altı ayda okuma yazma öğreniyorsun. okumada tutarsızlıklar yok denecek kadar az. ingilizce veya çince okuma öğrenen çocuklar bu seviyeyi 3 senede görüyor. o yüzden şu an kullandığımız alfabe dilimiz için mükemmel. kaldı ki dünyanın bilim ve iletişim dili olan ingilizceyi ikinci dil olarak öğrenirken de kolaylık sağlıyor. özetle alfabe bizim, yedirmeyin.

  • türkmen evine bir şıh misafir geldi. içeri buyur edip köylülerle birlikte odaya aldılar. köylüler "ne keramet edecek!" diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diyordu.

    köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar! merakla sordular: “ya şıh hazretleri, nedir o arada hoşt dediğin ?..”

    şıh: “bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor. onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
    köylülerin itikadı bir iken bin oldu…

    olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı. herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
    şıhın tabağında ise sadece pilav vardı…

    şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
    hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu. pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
    “ulan tabağındaki eti görmedin de, kabe'deki iti mi gördün deyyus!"

    not: fakir baykurt'un on binlerce kağnı hikaye kitabından alıntıdır

  • volvo’dur. bir tane denyo gormedim bu araci kullanan. zaten genelde guvenlik icin alinan bir araci kendisini ve cevresini dusunenler kullanir diye tahmin ediyorum.

    edit: yogun mesajlardan anladigim kadariyla xc90 haricmis.

  • ''hazırlık aşamasında kaldığı ve teşebbüs aşamasına ulaşılmadığı” vurgulanmış.

    yargıtaya saygı duymuyorum ve tanımıyorum dememize neden olacak abikli gudikli açıklama.

    merakım hep şu konu para olunca ;

    bak kredi çekmiş ama iyi niyetli ödeyememiş diyemeyen kapitalist düzen sevdalısı kurum indirime gitmezken neden konu insan olunca bir beyin felci yaşıyor.

    edi..

  • bir tartışmada bilerek ya da bilmeyerek karşı tarafın görüşünün çarpık bir yorumlamasını yapıp, bu yorumlama üzerinden eleştiri üretmeye verilen isim.

    örnek olarak "sen evrime mi inanıyorsun? maymundan mı geldin?" cümlesini ele alabiliriz. bu cümlede iki tane straw man tarzı çarpıtma vardır. birincisi evrim teorisinin bir "inanç" olduğu varsayımıdır. ikincisi (ve belki de daha meşhur olanı) ise evrim teorisinin "insanın maymundan geldiğini" savunduğunu iddia etmektir.