hesabın var mı? giriş yap

  • çaresizlik nedir bilmeyenler bu video üzerinden goygoy yapmasınlar. çaresizlik tam olarak budur!

    ne zaman bu sözü de söyleyince aklıma rahmetli dilek özçelik'in "görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" lafı aklıma gelir. bir kez daha mekanın cennet olsun dilek!

  • kimsenin isimlerin telaffuzu konusunda tek kelime etmediğini görüyorum. jeyms hayms döbürün möbrün diye geziyordunuz amk, spiker ja co fiyuğ deyince sik gibi kaldınız di mi lan? cahil ibneler. doğrusu fiyg huyf kiyfm.

  • pek şaşırtıcı bir olgu: partnerlerinin hamileliği sırasında baba adaylarımızın da onun yaşadığı semptomların aynılarını yaşaması; misal olarak kilo alması, sırt ağrısından, sabah bulantılarından, yorgunluktan yakınması, depresyondan, uykusuzluktan muzdarip olması. çocuk doğar doğmaz kesiliyormuş bu belirtiler...
    bir arkadaşımla bunu konuşurken "keşke bizim kocalarımız da böyle olsa" demişti. eh, tabii. böylesine empati, böylesine karşılıklı hissiyat hoş şeyler bunlar. bir yerde de çekmesin tabii, yazıktır.
    bana biraz da phantom agriları çağrıştırdı bu sendrom.

  • ve yine yeniden ekşi sözlük ve şurekası yazarların ip'lerini savcılığa verirken konu yazarlara lütfedip de "bilader senin bir dava olayın var, bilgilendireyim dedim" mesajı atmaya bile tenezzül etmemişlerdir.

    sonra gezersiniz tv'lerde leoparın kuyruğu diye.

    aferin lan sizi özgürlük savaşçıları sizi

  • atatürk gibi ülkenin ortak değerini siyasi diye ötelemeye çalışan bu eleman diyor ki siyaset bizim işimiz değil.
    peki o zaman adama sorarlar niye erdoğan'nın cumhurbaşkanlığı adaylık toplantısında en önde yerini aldın?
    niye erdoğan'ın iftarına koşa koşa gittin?
    bak stad açılışını söylemiyorum bile.

  • geçen cuma nikahı vardı şirketten bir arkadaşın, birkaç gün önce oturduk kordona içiyoruz. yaklaşık 1,5 saat süren, sevgiliyle günlük olağan telefon görüşmesinin ardınan geldi oturdu masaya, kötü epey, surat düşmüş, muhabbete katılmıyor, neyin var diye sorduk, "cuma günü nikahım var fakat ben bu noktaya kadar nasıl geldiğimizi hiç anlayamadım abi" dedi, en son hatırladığı şey kızın buna "en azından ailelerimiz tanışsın, acelemiz yok nasılsa" dediğiymiş, şimdi parmagında bir yüzük ve cebinde bir evlilik cüzdanı var ve aradaki hiçbir şeyi hatırlamıyor.

  • üzerinde kaba! kir varsa dikkatlice sudan geçin eyvallah ama genel şartlarda yıkanmaz et.
    yıkadığın anda özellikle tazyik de varsa onun üzerindeki mikroorganizmaların etrafa saçılma ihtimali var. ve işin ilginci o mikroorganizma nereye saçıldı fikrin olmayabilir.
    salmonella, e.coli, listeria dan bahsediyorum bu arada bu arkadaşlar zehirlenmelere yol açabilecek riski oluşturan mikroorganizmalar. mikroorganizmalar farklı taşıyıcı veya etkilerle ortama saçılabilir ve temiz yüzeyler, gıdalar vs. bu şekilde kontamine olabilir. buna cross contamination denir. dolayısıyla eti yıkarken etteki mikroorganizmalar suyu etkisiyle etrafa saçılabilir, senin görmediğin bir şekilde elini sürdüğün, yediğin, içtiğin bir şeye bulaşabilir ve zehirleyebilir.
    benzer şekilde et kesilen bıçakla yıkanmadan başka bir şey kesilmez, et tahtası benzer şekilde.
    umarım sorunuza yanıt olmuştur.

  • bence zordur ya. vallahi bak. var benim böyle bi tanıdığım. evlendi sonra bir de aşık olmadığıyla. aşık olduğu ona yar olmamıştı çünkü. sanırım o da "benim sevdiğim beni sevmiyorsa ben de beni sevenle beraber olurum"* diye düşündü.

    mesela hayal kuracaksın. insan kendiyle ilgili hayaller de kuruyor elbet ama 2 kişilik hayaller daha bi tadından yenmiyo. sevdiğin biriyle olursa tabi. ama aşık değilsin işte. ne zevk alıcaksın ki o hayalden? insan kurmaya üşenir.

    mesela bişeyine sinirlendin diyelim ki. seven insan görmezden gelir, kabullenir, geçiştirir falan. sen hem sinir olmuşsun hem de aşık değilsin, napcan? insan sevdiği kişiye daha fazla tolerans gösterir. peki ya sevmediğine?

    ailesiyle oturup kalkman lazım. ben sevmediğim adamın annesine "annem" babasına "babam" gözüyle bakamam heralde. kendi annem-babamla aynı evde yaşadığım halde gün içinde illa ki ararım naptınız ne ettiniz diye, onları aramak istemem ki? ailesini benimseyebilmek için adamı sevip benimsemek lazım önce.

    arkadaşları var bir de. arkadaşlarıyla takılmaktan hoşlanmıyosam sırf onun hatrı için katlanabilirim. ama işte sevmediğim bi insan için hatır gönül falan bana biraz yalan geliyo.

    zaten bir defa geliyoruz bu dünyaya. bu eziyeti çekmeye değmez. ömür boyu yalandan mutluluk sahneleri pozlamanın manası yok. feysbuka boy boy gelin-damat fotoğrafı koyunca mutlu olunmuyo. -muş gibi oluyo.