hesabın var mı? giriş yap

  • umulmadik surprizler dogurabilen diyaloglardir. gavurellerinden birinde, oglen saatinde, hincahinc musteri dolu, bir doner dukkaninda;

    servis yapan adam - abi bu doner hangi musterinin????
    usta - aha shooo kel gafalinin!
    servis yapan adam - abii elin adamina niye ole diyosun yaa, ya adam turkse?
    usta - ne turku lan baksana surata kesis gibi.
    musteri - kesis sensin lan durzu !!!!!!!

  • hukuki açıdan; cezalandırılması gereken bir suç eylemi.

    dini açıdan; güzel ahlak üzerine bina edilen bir dinin hakim olduğu iddia edilen topraklarda insanların kendilerinin inançlarını yiyecek kadar "aç" hissettiklerini gösteren olay.

    siyasi açıdan; insanların hakkını alamadığını düşündüğünü ve hakkını almak için fırsat kolladığını gösteren sosyal turnusol.

    sosyal açıdan; karşılıksız sosyal yardımlar ile çalışmadan kazanmaya alıştırılmış insanların, bir gün sosyal yardımlar ile yetinmeyebileceklerini hatırlatan rezalet.

    etik açıdan; kamyon şoförü ile ilgilenmeden ekmeklerin yağmalanması ile, insanlıktan ne kadar uzaklaştığımızı gösteren hayat dersi.

    al capone açısından; "çocukken her akşam yatmadan önce ve aklıma geldiği her an tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

    edit: dostlar, devrim bebek için son 5 bin tl kalmış, haydi asılalım küreklere(bkz: #60102536).

  • "normalde seni siklemezler ama beni görürlerse seni ciddiye alırlar" anlamında kullanılan yönetici ifadesi.

  • (bkz: sınıf annesi)

    bu nedir? hangi hakla hukuki ve idari bir mercii yerine koyuyor?

    gelen mesajlar üzerine edit: meğer ne “köklü” ve “önemli” bir merciymiş de haberim yokmuş. çok yazık vallahi. eğitimsiz toplumlarda bireyler azıcık görev ve sorumluluk almayagörsün, gönüllülük esasındaki işlerde bile böyle cozutuyorlar.

  • sabahtan beri kız kardeşinin dün facebook sayfasında yazdıklarını okuyorum.

    "kız kardeşim kayıp, 160 boylarında, yeşil montu var, görenler lütfen haber versin" deyip fotoğrafı paylaşmış.
    bugün haberini aldı. tecavüze uğrayıp bıçaklandığı, daha sonra da cesedinin yakıldığı haberini.

    26 yaşındayım. babamı birkaç sene önce kaybettik. 20 yaşında bir kız kardeşim var.

    dayanamadım, insan aklı ya, bir an bu senaryoya yerleştirdim rolleri.

    bir babayı, bir anneyi, bir abiyi, ablayı, kardeşi kim durdurabilir? ne durdurabilir? beni kim durdurabilirdi mesela? neden durdurmak isterdi ya da?

    bir babanın o insanları polisten önce bulup gebermek için yalvartacak kadar acı çektirmesini şu entryi okuyanlardan kaç kişi gerçekten istemez? bir düşünün, şu an önünüzdeki 3 sandalyede bağlı halde bulunmalarını gerçekten arzulamaz mıydınız? tek tek dişlerini sökmeyi, acı çığlıklarını duya duya tırnaklarını yerinden çıkarmayı hayal etmez miydiniz?

    ben ediyorum. nasıl ki zalimler için yaşasın cehennem diye bir söz varsa, ben de bu canilere, dünyadaki tüm canilere hak ettiklerini verebildiğimiz bir cennet hayal ediyorum.

  • medeniyetsiz, gelismemis tipler her ulkede vardir. danimarka'da bile vardir.

    fakat medeniyetsizligin, gelismemisligin normal sayilmasi, hatta ovulmesi... iste bu gelismemis bir medeniyetin gostergesidir.

  • uzun mesafeden ilk keskin nişancı düellosu çanakkale savaşında gelibolu'da olmuştur.

    avustralyalı billy sing ve almanlar tarafından eğitilen osmanlı askeri korkunç abdül girer düelloya.

    korkunç adbül, onlarca türk askerini vuran bu keskin nişancının olası yerini belirlemek için başından isabet almış her askeri inceler ve merminin olası yönünü hesaplamaya çalışır. abdül geceleyin kendine chatham garnizonu'na bakan tek kişilik bir yatma çukuru kazar. şafaktan önce çukura girer ve tüm gün orada uzanır ve diğer tüm açık hedefleri görmezden gelir. sessizce billy'yi tespit etmeyi bekler.

    sonunda birbirlerini farkederler. abdül, sing'i omuzundan vurmayı başarır. cepheye geri dönmesini beklediği rakibinin yerini belli etmesini beklemeye başlar. sonunda sing'i görür ama sing daha hızlı davranarak korkunç abdül'ü vurmayı başarmıştır.

    korkunç abdül çanakkale savaşının az bilinen kahramanlarındandır. er'den generale onlarca düşman askerini etkisiz hale getirmiş olup kendisi için en iyi keskin nişancılarına özel emir verilmiştir. gerçek kimliği tespit edilememiştir.

    billy, çanakkale'den sonra 1916'da ingiliz üstün davranış madalyası alır. 1918'de almanların karşısında savaşır. kahraman görülmesine ve ödüller almasına rağmen billy sing hiçbir zaman halkı tarafından genişçe tanınmamıştır. yarı çinli yarı avustralyalıydı ve yaşadığı akıl hastalığı nedeniyle 1943'te avustralya'da bir pansiyonda son derece fakir bir şekilde ölmüştür.

    kaynak: çanakkale savaşında cephede bulunan gazeteci ion idriess'in yazdığı "lurking death; the stories of snipers in gallipoli, sinai and palestine" kitabı.