hesabın var mı? giriş yap

  • geçen hafta arkadaşlarımla 'lan acaba türkiye genelinde 24 saat elektrik kesintisi yaşansa bilanço ne olur' diye tartışmıştık. buradan evrene selamlarımı gönderirim. bu akşam tekrar bir araya gelip aynı grupla 'acaba j. lopez hangimize verir' sorusunu tartışacağız, oturum halka açıktır.

  • dün twitter'da videosunu görünce kesin kişisel hesabı üzerinden atarlı bir savunma yapar ama savunan başkaları da çıkar mı ki demiştim, çıkmış. fidel castro tarih kitaplarımızda geçmediği için bir tarih öğretmeni olarak bilmek zorunda değilmiş, herkes her şeyi bilmek zorunda değilmiş zaten, ilber ortaylı'nın şifalı bitkiler hakkında çok fazla şey bilmeyebileceğine bağlayıp savunan bile olmuş. çıkardığım sonuca göre her şeyi mesleki kaynaklarımızdan öğreniyorsak imar yönetmeliğinde yazmadığı için marie antoinette'i mevcut ingiltere kraliçesi olarak biliyorum. ilber ortaylı ise en azından adaçayının farenjite iyi geldiğini biliyordur, ki gözü gören, aklı yeten, kulağı duyan, dağ başında barakada yaşamayan, pucca okuyup snap izlemekten başka bir aktivitesi olan insan için bu che'nin yarım asır önce öldüğünden daha zor öğrenilebilecek bir şey. sizde bu cehalet liberalliği olduğu sürece bi bok da olmaz buralardan.

  • kalemi amerikadan kırılmış kurtlar vadisi evrenindeki oyun kuruculardan biri. muhtemelen kurtlar vadisi operasyonunda çok dikkat çekeceğini ve bir noktada öleceğini biliyordu. intikam hissini rasyonalize edip bir plana dönüştürerek konsey de denilen suç örgütünü bitirmek için baronun oğlunu kullanmıştı aslan bey. burada en başından beri planının bu olduğunu söylemek gerçekdışı olur çünkü karahanlı'nın geleceği noktayı tahmin etse de sonunda geleceği noktanın bir suç konseyinin baronu olacağını muhtemelen öngöremiyordu. ilk başta karahanlı'nın çift taraflı çalıştığını öğrendiğinde ki buna sebep olan leyla'nın ölümü oldu, onun canını yakmak için oğlunu kaçırdı. ama aslan akbey bir sabır adamı dizide de gördüğümüz gibi ve bu oğlanı yalnız bırakmadı onun gelişimiyle bizzat ilgilendi. plan da muhtemelen konseyin gelişimiyle birlikte aslan beyin aklında şekillenmeye başladı.

    aslan akbey konseyi muhtemelen en iyi bilen ve kişisel sebeplerle en iyi takip eden isimdi. daha sonraki bölümlerde aksakallı "benim planımdı" ya da doğu bey "benim planımdı" desede çok büyük olasılıkla onların aklında bu planı şekillendiren bizzat aslan akbeydi yine. çünkü unutmayın, aslan beyin olayı manuplasyon ve sonuna kadar sizin zannettiğiniz düşüncelerin aslında onun sizin zihninize yerleştirebilmesi. polat alemdar'ın hayatının koca bir yalan olmasının ve samimi bir şekilde kendisinin zannettiği inançlarının tamamının yapay olması aslan akbeyin işiydi. haliyle mehmet karahanlı'nın örgütünü de yakından takip edip bu konseye operasyon yapılma fikrini üstlerine empoze eden yine oydu.

    aslan beyin planı mükemmeldi ancak karşısında mehmet karahanlı seviyesinde bir sorun vardı: zeka. mafya ve suç camiası her ne kadar aptallardan müteşekkil olsa da seviye yükseldikçe karşımıza çok daha nitelikli ve zeki suçlular çıkıyor. vadide yeni bir ismin dikkat çektiğinde gidebileceği son nokta baron seviyesi olabilecekti ki o noktada da tanınmayan birisi için son genellikle ölüm oluyordu. işte bu noktada aslan akbey yıllardır sakladığı gizli hazineyi ortaya çıkardı ve onun hakkında barona ulaştırılacağına emin olduğu bilgi raporlarına "leyla" ismini yerleştirdi. bu ismin baronda bir tetikleyici olacağını ve kıbrıs günlerini anımsatacağını da biliyordu ki baronun gerçekten de bunu okurken verdiği ilk tepki "lübnan'ı araştır" olmuştu. lübnan, yani baron'un israillilere verdiği istihbaratla bombalanan ve leyla'nın yani aslan beyin kardeşinin öldüğü ülke. baron bunu hemen gördü. ama ne düşündü ? aslan akbey'i düşündü mü ? belki ama sanmıyorum. ama işte kafası karışan baron kalemini kıracağı sırada karşısına çıkan polat'ın yani bilmediği oğlunun ölüm ömrünü veremedi. orada ve ya o noktanın etrafında ne kadar etkili olursa olsun başka hiç kimsenin sağ çıkma şansı yoktu. hatta polat'ın da oldukça azdı ama işte o şansı birazcık artırmak için seçilen bu yöntem neticesinde polat kurtuldu çünkü baron'a oğlunu anımsatmıştı. özgeçmişteki "leyla" ismini görmese belki yine anımsamayacaktı ama belki de tam olarak o günleri düşünmeye ve kayıp oğlunun acısını tekrar yaşamaya başlamışken karşısına o bilmiyor olsa da oğlunun çıkmış olması o kararı almasına engel olmuştu. olmayadabilirdi ama işte olanların öyküsü olur.

    aslan akbey'inse ölüm fermanı gelmişti çünkü zaten çok dikkat çekmişti. o tam fark edemese de yapılan operasyonun söylentilerinin devlet içerisinde çok duyulduğu ve birilerini rahatsız ettiği kesindi. özellikle amerikalıların bir kanaldan bu emri vermiş olması da pek şaşırtıcı değildi ancak yöntem bence ilginçti. dağda bağımsızlaşmaya başlayan pala aslan beyin infazını gerçekleştirmek için çağırılmıştı. pala belli ki dağda büyük rahatsızlıklar çıkarmış ve yine kurtulmak istenen bir karakterdi. bunu şu sebeple söylüyorum, aslan beyi öldürecek ekip kim olursa olsun çok büyük düşmanları da karşısına alacaktı ve büyük ihtimalle öldürülecekti. pala'ya görev verildi ve sonra kaçmaları için emir verilmedi. aksine pala ve ekibi uzun süre hüsrev ağa gibi polat'a da çok yakın birinin evinde göz önünde kaldılar. aslan bey'yin yanındaki devlet bürokrasisine karşı tamamen yalnız bırakıldılar. doğu bey ve onun etrafında şekillenmiş bu yapı ve polat alemdar'a karşı palanın neredeyse hiç şansı yoktu ve göz göre göre ölüme gönderildiler. ölmeleri beklendi hatta. bir taşla iki kuş, şehirde aslan bey ve dağda pala. bu arada da doğu bey kanadıyla polat alemdar uzun süre bu işle uğraşarak tüm enerjilerini buraya verdiler ve büyük vakit kaybettiler.

    aslan bey zeki, ihtiraslı ve sabırlı bir devlet görevlisiydi. görev söz konusu olduğunda tamamen acımasız ve duygusuzdu. ancak tüm bunları mantıklı bir şekilde birleştirip makul planlar da üretebiliyordu. öldüğünde bir efsane bıraktı ama seven kimse bırakmadı. zaten böyle bir şey istemiyordu da.

  • sözlük sayesinde tarihe karışabilecek bir his.

    üşenmedim okudum hepsini ve diyorum ki ''bu kadar yalnız varken, niye bu kadar yalnız var?''
    sözlük elinizin altında. tanışın, kaynaşın, evlenin be kardeşim.
    tanımaksa tanımak işte. bu başlık yetmezse evlilikle ilgili diğer başlıkları kurcala ne bileyim... armut piş ağzıma düş mü var? evlenmek isteyen ama ''şu şu şu sebepten olamadı'' diyen yazarın profiline gir, bak anlatmıştır kendisini, şöyle biriyim böyle biriyim diye satır aralarında en azından. az çok nasıl bir dünya görüşü var anlarsın. sonra da at mesajını gitsin. yansın mesajınız var yeşilleri, çalsın davullar.

  • pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar...
    yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış.

    " dünyanın en güzel kadını" yarışması...yazıyormuş üstünde.

    - bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses..
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen pamuk prenses'e sormuş
    süpermen ve pinokyo.
    - eeee, nasıl gitti?
    - birinci oldum, demiş pamuk prenses.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en güçlü adamı" yarışması...yazıyormuş üstünde.
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş süpermen.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen'e sormuş
    pinokyo ve pamuk prenses.
    - eeee, nasıl gitti?
    - şüpheniz mi vardı?, demiş süpermen.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en yalancı insanı" yarışması...yazıyormuş...
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo'ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
    - ne oldu?
    pinokyo sormuş bu defa " kim lan bu tayyip denen adam?!?

  • otel rezervasyonu yaptır sevgiliye, gerekirse öde. bunlara rağmen ex'in evinde kalmayı tercih ediyosa ee o zaman next de kardeş.

  • alkol vergisiyle maaş alan hacı hoca tayfasının başlattığı harekat. ekmeğinize ihanet etmeyin genç takkeliler..

  • çok şanslı bir bakandır:

    "temmuz ayı yatırım teşvik belgelerine göre turizm bakanı mehmet nuri ersoy'un yöneticisi ve ana hissedarı olduğu mra turizm ve otel işletmeciliği aş’nin 5 yıldızlı otel projesine 2 milyar 350 milyon lira yatırım teşvik desteği verildi.

    sanayi ve teknoloji bakanlığı'nın temmuz ayına ilişkin teşvik belgeleri resmi gazetede yayımlandı.

    buna göre kültür ve turizm bakanı mehmet nuri ersoy'un yöneticisi ve ana hissedarı olduğu bodrum türkbükü’ndeki mra turizm ve otel işletmeciliği aş’nin 307 oda, 870 yataklı 5 yıldızlı otel projesine 2 milyar 350 milyon lira yatırım teşvik desteği verildi.

    sol haber'den kadir sev'in haberine göre bölgesel öncelikli yatırım sınıfından verilen teşvik unsurları şunlardan oluşuyor:

    7 yıl boyunca sigorta primi işveren hissesini devlet karşılayacak. projeyi gerçekleştirmek amacıyla alacağı kredilere faiz desteği verilecek. gelir vergisi; gümrük vergisi ve kdv istisnalarından yararlandırılacak.

    bakan mehmet nuri ersoy, 25 dönüm ormanlık araziyi talan edecek otel projesini, geçen mayıs ayında tartışmalı bir çed sürecinden sonra onaylamıştı. iki ay sonra teşvik listesine alındığı görülüyor.

    ersoy, aralık 2020’de bodrum hilton tükbükü oteli’in de sahibi olduğu azerbaycan merkezli ısr turizm şirketini satın almış ve adını mra turizm ve otel işletmeciliği a.ş. olarak değiştirmişti.

    7 ağustos 2022 günlü resmi gazetede yayımlanan geçen haziran ayında yatırım teşvik listesinde ersoy'un sahibi olduğu voyag turizm otelcilik aş’nin 2 milyar 150 milyon lira tutarındaki modernizasyon projesine “bölgesel öncelikli yatırım” sınıfında yer verilmişti.

    ersoy’un sahibi olduğu şirketlere yalnızca iki ayda verilen teşviklerin tutarı 4,5 milyar liraya ulaştı. "

    kaynak

    --- spoiler ---

    bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı
    huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır
    ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!
    ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

    yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

    efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden;
    yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
    şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü!
    hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir…

    yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin,
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

    bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
    soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray,
    tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;
    tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay…

    yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

    büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar,
    görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,
    bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar.
    sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

    yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

    verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını,
    varlığını, hayatını, umudunu, hayalini,
    tüm olanca rahatını, olanca gönül balını,
    hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini…

    yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

    bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
    yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!
    bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak;
    atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

    yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
    --- spoiler ---

    (bkz: yiyin efendiler yiyin)

  • cahillik bile değil. net bir mental yoksunluk.
    hadi söktün bataryayı hangi akla hizmetse, daha önce dinleme cihazı mı gördün, tanıdın da hemen ne olduğunu tanımladın o devrenin?
    gördün o devreyi, bari araştır neymiş? hangi akılla, hangi bilgiyle, hangi deneyimle böyle bir bilgi uyduruyorsun? amacın ne?

    diyelim sahiden dinleniyoruz; ulan zaten telefon dediğin şey ses alışverişi için var. içinde en az bir mikrofon var. yeni ve gelişmiş cihazlarda birden çok mikrofon var. bir işletim sistemi var, yazılımlar var. kasanın içinde bir ton komponent var. neden pile gizlesinler? bunu bile düşünmekten yoksun olunmaz. telefon lan o. olası bir dinleme için kendi varlığı yeterli zaten.