hesabın var mı? giriş yap

  • ısı enflasyonu (heatflation), iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaktan kaynaklanan kıtlıkların neden olduğu, özellikle gıda fiyatlarının hızla artmasıdır.

    son yıllarda covid-19 salgını ve ukrayna'daki savaş nedeniyle gıda fiyatları arttı. bu yaz, aşırı sıcaklıklar sorunu daha da kötüleştiriyor. soya fasulyesi, zeytinyağı ve pirinç, kıtlık ve fiyat artışlarından etkilenen ürünlerden sadece üçü. ayrıca soya fasulyesi gibi tarım ürünleri, hayvan yemi yapımında kullanılmaları nedeniyle hayvancılığı da etkileyebilecek potansiyele sahip.

    gıda fiyatlarının mevsimlere göre dalgalanması tamamen olağandır, ancak avrupa'dan abd'ye, asya'ya ve ötesine kadar yaşanan olağanüstü sıcak ve kurak yaz hasadın kötü olmasına ve birçok mahsulün yetersiz olmasına neden oldu.

    iklim krizi, sıcak hava dalgaları ve kuraklıktan fırtına ve sellere kadar aşırı hava koşullarını daha yaygın hale getiriyor ve bazı mahsuller bu değişikliklere diğerlerinden daha duyarlı.

    1. zeytinyağı
    akdeniz'in çoğunda uzun, sıcak ve kurak bir yaz, zeytin ağaçlarına zarar verdi ve kötü bir mahsule neden oldu çünkü azalan toprak nemi, bitkileri ve ekinleri kritik büyüme mevsimlerinde bodurlaştırdı. sonuç olarak, zeytinyağı fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi. stoklar önceki yıllara göre önemli ölçüde azaldı ve bir sonraki hasata ulaşmadan önce muhtemelen daha da çok azalacak.

    nisan 2022 ile mayıs 2023 arasında ortalama sıcaklıklar, dünyanın en önemli zeytinyağı üreticilerinden biri olan ispanya da dahil olmak üzere ülkelerde ortalamanın 2,5°c'ye (bazen 4°c) kadar yükseldi. bu, şiddetli kuraklık yaratmak için bir yıldan fazladır süren düşük yağışla birleşti. ispanya'nın güneyindeki endülüs'te su rezervuarları kapasitelerinin yaklaşık %25'ine düştü.

    2. pirinç
    italya'dan hindistan'a kadar pirinç çiftçileri, birkaç yıldır iklim değişikliğinin mahsulleri üzerindeki etkilerini hissediyorlar. bu çok boyutlu sorun bazen kuraklık, bazen sel ile bağlantılıdır. ayrıca su azlığından kaynaklanan artan tuzluluk da ekinleri etkiliyor.

    italya, ab pirincinin yaklaşık %50'sini yetiştiriyor ve dünyada risottoya uygun birçok çeşidin yetiştiricisi. ancak ülke son zamanlarda, ülke ikinci bir kuraklık yılıyla karşı karşıya olduğu için pirinç üretiminin düşmeye hazır olduğu konusunda uyardı. sonuç olarak, reuters'e göre italya bu yıl son 23 yılın en az pirinç mahsulünü alacak.

    tayland da yağışların az olması ve kötü bir görünümün yetkilileri endişelendirmesi nedeniyle mahsulünü azaltmayı düşünüyor. ülke, şeker arzının yanı sıra küresel pirinç arzını da etkilemesi muhtemel bir acil durum planı uyguluyor. temmuz ayında asya'da pirinç fiyatları, kuru havanın ekinlere zarar vereceği endişesiyle iki yılın en yüksek seviyelerine yükseldi.

    hindistan'da, geç ve özellikle şiddetli muson yağmurları, ülkenin pirinç mahsulüne zarar vererek, bazı pirinç kategorilerinin ihracatını durdurmasına neden oldu. basmati dışı beyaz ve kırık pirinç ihracatının yasaklanması, dünyanın en büyük tahıl ihracatçısının sevkiyatlarını kabaca yarıya indirdi. temmuz ayındaki yasaktan bu yana ülkedeki pirinç stoklarının hedefleri geçmesi, yasağın gevşetileceğine dair umutları artırıyor.

    abd'deki kaliforniya pirinç kuşağı, pirinç yetiştiricilerinin her zamankinin yalnızca yarısı kadar pirinç ekmesiyle geçen yıl kuraklıktan ciddi şekilde etkilendi. uzun süredir devam eden kuraklığın bölgeye 2022'de 703 milyon dolarlık ekonomik kayba ve pirinçle ilgili 5.300 iş kaybına mal olduğu tahmin ediliyor. 2023 sezonunun başlangıcı daha olağan oldu ve bu da yetiştiricilere biraz soluklanma sağladı, ancak kuraklığın etkileri değirmenciler, kurutucular, depolama tesisleri ve nakliye operasyonları da dahil olmak üzere tedarik zincirinin daha aşağı kısımlarında hissedilmeye devam ediyor.

    3. soya fasulyesi
    yağmur kıtlığı yaşayan sadece amerika'nın batı kıyısı değil. ortabatı, 2012'den bu yana en kötü kuraklığını yaşıyor. ülkenin tarımın merkezi olması nedeniyle, koşullar mısır ve soya fasulyesi yetiştiricilerini verim konusunda endişelendiriyor.

    soya fasulyesi üretimi başka yerlerde de önemli ölçüde azaldı - örneğin arjantin, 2023 veriminin önceki beş yılın ortalamasına göre %44 daha düşük olmasını bekliyor. güney amerika üst üste üçüncü yılında ciddi kuraklıkla karşı karşıya ve geçen yıl arjantin birçok bölgede olağanüstü hal ve tarımsal felaket ilan etti. ocak 2023 itibariyle, buğday, soya fasulyesi ve mısır da dahil olmak üzere çeşitli ürünlere verilen hasar, ülkede tahmini 10,4 milyar dolarlık kayba yol açtı.

    soya yağı, çeşitli ürünlerde bileşen olarak kullanılmasına rağmen, dünyadaki soya fasulyesinin büyük çoğunluğu hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.

    hayvan yemi kıtlığı veya kalitesiz hayvan yemi, fiyatların fırlamasına neden olabilir, örneğin, çiftçileri sürü boyutlarını küçültme veya alternatif gıda kaynakları bulma konusunda zor kararlar almaya yönlendirebilir. bu da et veya süt ürünlerinin fiyatını, mevcudiyetini ve kalitesini etkiler.

    iklim krizinin etkileri yoğunlaşıp daha fazla aşırı havayı beraberinde getirirken, bu yaz mahsuller üzerinde görülen yıkıcı etkilerin sadece başlangıç olduğu endişesi var. nasa tarafından yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak mısır mahsulü veriminin 2030 yılına kadar %24 düşebileceğini öne sürüyor.

    değişen bir iklimin mahsuller üzerindeki etkilerini hafifletmek için çok fazla araştırma zamanı ve para harcanmaktadır. bu, örneğin daha dayanıklı ve daha iyi adapte edilmiş mahsulleri, daha iyi ve daha verimli su kullanımını ve daha etkili ve hedefli gübreleri içerir.

    tarım sektörünün kendisinin sera gazı emisyonlarına önemli bir katkıda bulunduğunu da belirtmek önemlidir - gıda sistemleri küresel emisyonların yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. bununla birlikte, bunu çözmek için nispeten az miktarda finansman yönlendirilmektedir. dünya ekonomik forumu'nun "green returns: unleashing the power of finance for sustainable food systems" adlı makalesine göre iklim finansmanının %4'ten biraz azı tarım ve gıdaya tahsis ediliyor.

    rapor, finans camiasını stratejilerini yeniden şekillendirmeye çağırıyor ve adil ve sürdürülebilir bir değişim sağlamak için kullanılabilecek beş önemli finansal aracı vurguluyor.

    kaynak:
    https://www.weforum.org/…hange-food-prices-drought/

  • british columbia'da da ontario'dakinden farkli degildir. yillarca, kuralsiz kanunsuz kafamiza gore arac kullanmis bizler icin hic de kolay degildir. cunku bir seyi sifirdan nizamina uygun ogrenmek, en bastan yalan yanlis ogrenilip seneler boyunca pratik edilmis aliskanliklari tersine cevirmekten daha kolaydir.
    ehliyet ınsurance company of british columbia (ıcbc) isimli kurum tarafindan verilir. (ayni kurum, arac sigortalariyla birlikte eyalet ici kimlik basvurulariyla da ilgilenir)

    kendi ulkesinden 2 senenin uzerinde full ehliyetli biri icin adimlar su sekildedir:

    - 50 soruluk bilgi sinavina girip, 40 dogru yaparak sinavi gecmek. (sorular trafik levhalari, yol ve surus kurallarindan ibaret. size beles kitap veriyorlar, bir defa okuyup, pratik test cozup rahat gecersiniz. sinava ehliyet ofislerinde girilir. pek sira yoktur.)
    - bilgi sinavini gectikten sonra, sinav merkezinde goz muayenesi olup resim cektirmek ve 1 sene sureli gecici lisans almak. (gecici lisansin baslica kisitlamalari: sadece sabah 5 ile gece 12 arasi surus + kanda 0 alkol orani + on koltukta en az 25 yasinda full kanada ehliyetli birinin gozetmenligi + arka koltukta en fazla 1 yolcu. eyalet disina cikan otobanlara giris yasagi. onceki ulkenizden full ehliyetli oldugunuz icin arabanin gotune "l" cikartmasi yapistirmaniza gerek yok. sifirdan ehliyet alanlara verilen ogrenci lisansi ile tek farki da bu zaten.)
    - bu gecici lisansin gecerli oldugu sure boyunca direksiyon sinavi randevusu alip, sinavi gecmek (bu direksiyon sinavi, otobana cikilan full direksiyon sinavidir, sifirdan ehliyet alanlarin direksiyon sinavinda otoban kismi yoktur ve suresi daha kisadir. cunku onlar 2 sene sonra bir direksiyon sinavina daha gireceklerdir. detaylar asagida.)

    kendi ulkesinden 2 senenin altinda full ehliyetli ya da hic ehliyet almamis bireyler, yukaridakilerden farkli olarak ""graduated licensing" programina tabidirler, ve ekstra olarak su adimlari uygularlar:
    - gecici lisans yerine ogrenci lisansi (learner's licence/permit) alirlar (ki bc ehliyetine basvurana full yabanci ehliyetli birine verilen gecici lisanstan tek farki, ogrenci lisansiyla arac kullanirken aracinizin bir tarafinda "l" (learner) simgesi gosterme zorunlulugu.
    - 1 sene boyunca, on koltukta en az 25 yasinda full kanada ehliyetli biri gozetmenliginde en az 60 saat, kazasiz ve cezasiz surus tecrubesi zorunlulugu. gozetmen kisinin, ıcbc'den aldigi formlari doldurup 60 saati teyid etmek zorunlulugu.
    - acemi ehliyeti (novice licence) direksiyon sinavina giris (otoban kismi yok ve suresi daha kisa) ve gecilmesi durumda 2 senelik acemi ehliyeti (ogrenci lisansindaki, surus bolgesi, saatleri ve yolcu kisitlamalari kalkar, ama alkol kisitlamasi halen vardir ve bu lisansa sahip olanlar aracin bir tarafinda "n" (novice) isareti gostermek zorundalar)
    - 2 sene (icbc onayli kurslara kayit olunmasi halinde 1,5 sene) sonra bu kez otobana cikilan direksiyon sinavi ve sinavi gecme halinde full ehliyet sahibi olup o "n" cikartmasini firlatip atmak.

    tavsiyelerim: turkiye'de arac kullanim tecrubenizin avantaji oldukca sinirlidir. burada kurallara eksiksiz riayet etmek zorundasiniz. kurallari sikica kavrayana kadar direksiyon sinavina girmeyin, 50 dolariniza yazik olur. ne kadar ders almaniz gerekiyorsa o kadar alin. omuz kontrolu, 180/360 derece gozetleme, dur levhalarinin ve kirmizi isiklarin gerisinde full stop, dortlu yol agizlarinda gecis onceligi, kirmizi isikta saga donus, paralel park, otobana ve otobandan cikarken suratlenme yavaslanma, surat tabelalari, okul ve oyun sahasi tabelalari gibi konulardaki eksiklerinizi kapatmadan sinav almayin. ozellikle, ciddi bir kural ihlalinde sinav direkt biter.

  • çoğu insanın düşündüğünün aksine çok da stresli bir meslek değildir. özellikle ekibiniz ile güzel bir uyum yakalayabilirseniz zevkli bir meslektir. esasında bir meslekten ziyade, mesleği polis ya da asker olan bazı kişilerin uzmanlaştığı bir ihtisas branşıdır.
    kırmızı kablo - mavi kablo olayı ise amerikan filmlerinde işin ihtiva ettiği yüksek riski ve gerilimi izleyiciye yansıtabilmek için icat edilmiş bir geyiktir.
    genellikle bomba imha uzmanları, ya da askeri terminolojide eod ekipleri, el yapımı patlayıcıları bulundukları yerde patlatarak imha ederler. bu gibi durumlarda patlamanın büyük zararlar doğurmayacağı bilinir ve uzman kendi can güvenliğini ön plana alır. bu tip olaylar literatürde "b kategorisi" olaylar olarak adlandırılır. bir de " a kategorisi" olaylar vardır. burada patlamanın büyük zararlar doğuracağı bilinir ve düzenek patlatmadan etkisiz hale getirilir. a kategorisi bir olayda uzmanın can güvenliği ikinci plandadır. örneğin, boğaziçi köprüsü'nün ayaklarına yerleştirilmiş eyp'leri patlatamazsınız. zaten onu oraya yerlşetirenlerin maksadı köprüyü havaya uçurmak. bu sebeple bu düzenekler çeşitli yöntemlerle patlatmadan etkisiz hale getirilir. işte burada devreye kablo seçimi yaparak düzeneğin içindeki elektrik devresini etkisiz hale getirme seçeneği girebilir.
    bütün eyp düzeneklerinin içinde patlayıcıyı istenen zamanda infilak ettirecek bir elektronik fünye ve bu fünyeye akım gönderen bir güç kaynağı bulunur. en basit mantıkla, güç kaynağından çıkıp fünyeye ulaşan kablo kesilirse düzenek etkisiz hale getirilir. ancak bir eyp'nin içerisindeki düzenek, tasarlayanın hayal gücüne bağlı olarak, bin bir türlü olabilir. röle tarzı devre elemanları kullanılarak "çöken devreli" düzenekler oluşturulabilir. böyle bir düzenekte, müdahale eden uzmanın kestiği kablo fünyeye giden ya da röle devre dışı kaldığında fünyeyi besleyecek olan güç kaynağından çıkan kablo değilse eyp infilak eder. yani kırmızı kablo - mavi kablo olayı buradan çıkmaktadır.

    eyp ile mücadele aklın akılla mücadelesidir. düzeneği hazırlayanın en önemli hedeflerinden biri de düzeneğe müdahale edecek bomba imha uzmanıdır. hazırladığı düzenek çöp olmasın diye hayal gücünü ve teknik becerisini sonuna kadar zorlar. geliştirilen karşı tedbirleri aşmak için yeni yöntemler uygular. yeni yöntem ve teknikler kullandıkça yeni karşı tedbirler bulunur. bu yüzden bomba imha uzmanları müdahele ile görevli olmadıkları zaman bol bol pratik ve teorik eğitim yaparlar. dünyadaki eyp olaylarını takip ederek farkındalıklarını üst seviyede tutmayı amaçlarlar. boş zamanlarında elektronik konusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.

  • bu şehri yakından tanıyan biri olarak maalesef dünkü trabzonspor & fenerbahçe maçıyla bir kere daha gördüm, iyi ki uzak kalmışım, burada yaşayan diğer illerden gelenler benim ne dediğimi daha iyi anlayacaktır.

    kendilerine nedensiz bir şekilde aşırı bir öz güven, her şeyi biz biliriz biz yaparız, biz devletiz, biz mafyayiz, bize her yer trabzon gibi malca söylemler, bu ilin çevresinde 3 tane komşusu var, rize, giresun ve gümüşhane bu illerde hiç bir şekilde aşırılık görmezsiniz.

    olayın buraya gelmesi tamamen siyasi iradenin yüz vermesi, türkiye'nin bir çok ilinde göç etmeleri nedeniyle siyasete girip ufacık şehirden onlarca milletvekili çıkarmaları.

    trabzon gittiğinizde herhangi bir yerel esnaftan alışveriş yapın göreceksiniz, araplar dışında kimseyi takmazlar, kaşüstü diye bir mevki var işte orası hakiki arapzondur,

    kimse milliyetçi filan demesin merkez köyler bile arap istilası altında, parsel parsel sattı milliyetçi trabzon halkı

  • sıklıkla gerceklestirdigim olaydir. misafirin önceden gelecegi belli ise odaya erzak yigilir tuvalete gidilir ve odaya yerlesilir. bu sayede misafirler size gereksiz ahiret sorulari sorup , cocuklarini basiniza dolayamazlar. ancak aniden bastiran misafir durumunda odaya hazirliksiz kapanirsiniz. aclık ve tuvalet ihtiyaci sizi oldukca zorlar. her iki durumda da odayi terkedip misafirle burun buruna gelebilirsiniz ki büyük rezalettir.

  • bu ülkeye demokrasiden ufak kırıntıların düştüğü bir gün, insanların diktatörlüğü devirdiği gün, yalakalığın berbat ve yüz kızartıcı bir şey olduğunu anladığı gün bir çok insanın önemsemeyeceği, yüzünü döneceği bir insan olması kaçınılmazdır. neyse ki o da biliyor bu ülkenin o ölene kadar değişmeyeceğini. akıllı adam.

    yazık etti yılmaz erdoğan kendisine, çok yazık. özellikle hem türk halkı için, hem kürt halkı için bambaşka anlamlar ifade edebilecek, kucaklaşmya katkı sağlayabilecek birisi olabilirdi mesela. örneğin sinema filmlerine kemal sunal'a bu ülkenin her kesiminin gösterdiği sevgiyi gösterebilecek bir kitle her zaman gidebilirdi. seçmedi bunu, kendi bilir, kimse bir şey diyemez tabii.

    yalakalığı, hırsızın yanında olmayı, akil insanlar denilen bi garip heyetin içerisinde bulunmayı, başbakan iftarlarında yer almayı, hırsızlarla top oynamayı, roboski olduktan sonra evinde yılbaşı partisi vermeyi, banka reklamında oynayıp sermaye karşıtı şiirler yazmayı seçti.
    ben hakkariliyim diyerek sümen altı edilmiş olarak kendisini gösterip, eli para görünce hakkari için hiçbir şey yapmadı.
    bkm'nin tiyatro emekçilerini gecenin bi yarısı kapı önüne koydu.
    "güle güle berkinim" deyip, katilleriyle, canım berkin'in anasını yuhalatanlarla maç yaptı.

    kendi bilir.
    helal olsun deyip sırtını okşayan memlekette çok oldukça, bu adam çok ekmek yer.

  • kütahya simav'da gerçekleşmiş olaydır. yaşları 14,15 ve 17 olan üç insan evladı tarafından 12 yaşındaki bir çocuğa tecavüz edilmiş, sonra ayakkabı bağıyla boğulmuş, ardından da kafası taşla ezilmiştir. bu nasıl bir vahşettir. çocuk diyebileceğimiz yaştaki bu insanları ahlaken bu kadar dibe çeken, vicdanen bu denli körleştiren, bu kadar vahşileştiren neydi ki! haberlerde üç çocuk denmiş ama ben bunlara çocuk denmesini kabul etmiyorum. çocukluk masumluktu, oyun oynamaktı, arkadaşlıktı... ulan yeni bir ayakkabı alındığında gece heyecandan uyuyamamaktı çocukluk! bunlar mı çocuk, nerde bizim çocuklarımız! havsalam almıyor yeminle. eskiden dört çocuk bir araya geldi mi maç falan yapardı, taso oynardı, bilyede birbirini üterdi en fazla. ulan bunlar üçü bir araya gelip dördüncüsüne tecavüz etmiş, sonra da öldürmüş ya! hey yarabbim ya! yok olalım, toz olalım biz bunu da duydum ya!

  • az önce böyle bir şey gördüm. vatansever chp seçmeni önünde televizyonda vs. vs.

    kılıçdaroğlu yetkli bir makamda değil. göçmen ve sığınmacı politikasından memnun değilsen hükümetten birilerini çağırırsın. erdoğan daha dün dedi, biz ensar terbiyesiyle büyüdük, sığınmacıları göndermeyeceğiz diye.

    sonuç olarak komik, anlamsız bir çağrıdır. kılıçdaroğlu'nun alakadar olacağını sanmam.

    ekleme: ümit özdağ'ın çağrısı

    kılıçdaroğlu'nun cevabı