ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
19 ağustos 2014 lice olayları
-
panzerler ağır silahlarla taraya taraya ilerliyormuş, vay amk. en az 50-60 kişi ölmüştür bu senaryoya göre.
alman polisinin türk aileyi sınır dışı etmesi
-
hikaye şu:
almanya kendi vatandaşının evini 40 polisle basıp özel uçakla mahkemesiz veya vatandaşlıktan çıkartmadan sınırdışı etmiş. erdoğan'ı destekliyor diye
işin en acı tarafı
buna inanan gerizekalılar var.
yoga
-
hayatımda ki en huzurlu, en sakin, en rahat, en mutlu dönemleri geçirmemi sağlamış olan şey. rahat batıyor sadece bir süre sonra.
bedeni ruhu zihni eğitir. tanıtır. uzun süreli bir uygulama sabır ve disiplin gerektirir. yogaya ne verirsen o da sana aynısını* verir.
"ruh ve beden birbirinden ayrıdır" diyen batı felsefesinin aksine doğu felsefesi olarak "ruh ve beden bütündür" der. iyide eder.
düşünce rengi turuncudur.
insanı her türlü eğitir geliştirir. hayatınızı değiştirir tek kelimeyle. "insanın omurgası ne kadar esnekse o kadar gençtir" der. ne de iyi eder.
uygulama bitince meditasyon seansı başlar. çok iyi verim alınır zaten vücut rahatlamış olduğu için.
günlük yarım saat ayrılacak bir çalışmayla çok iyi sonuçlar alınabilir.
para tuzağı olan özel derslere filan hiç gerek yoktur. piyasadaki kitaplar genelde yetersizdir. tavsiyem 80 baskısı mavi bir kitap. üzerinde "iyi yaşayınız çok yaşayınız" yazıyor. kendi kendinize yapabilirsiniz.
eğitim 8 aşamadan oluşur:
a) yama: olumsuz dalgalardan uzak durmak (hırsızlık, kin, nefret) iradeye hakim olmak.
b) niyama: pozitif güçlendirme anlamına gelir. disiplini öğretir.
c) asana: vücut egzersizleri. (bir çok kültür fizik hareketi yogadan alıntıdır. ama hiç bir zaman yoga kadar faydalı olunamaz. çünkü kültür fizikte kişinin hareketleri yaparken ki ruhsal durumuna önem verilmez.)
d) pranayama: doğru nefes almayı öğretmek.
e) dharana: belli bir şey üzerinde konsantre olmak.
f) dhayana: meditasyon çalışması.
g) samadhi: meditasyonun en üst aşaması. üstün bilince erişme. beden dinlenirken aklın ve duyuların uyanık kalması..
müslüm gürses
-
seren serengil: ay cok guzel soylediniz, yani kendimi jiletleyesim geldi
muslum gurses: ne jileti, milenyuma girdik
(bkz: super chat quotelari)
sadece aptallar 8 saat uyur
-
"kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."
schopenhauer böyle der, o zaman mutlulukla aptallık arasında bir bağlantı mı vardır diye aklımızda soru işareti oluşturan bir önermedir bu.
eğer mutluluk gelecekse uykuyla birlikte aptal olmayı kim takar ki?
söz vermeyeyim ama gelmeye çalışacağım
-
tr: "gelmeyeceğim ama bunu direkt söyleyip de kabalık etmek istemiyorum"
almanya'nın 20 bin euro'su bizim 20 bin liramızdır
-
almanya da 20 bin euroya sifir araba var. bizim ulkemizde degil 20 bin lirayi yine 20 bin euroya araba yok. adamlarin 20 bin euroya aldigi arabayi biz 350 bin liraya aliyoruz.
böyle böyle milleti uyuttular. ama artik papaz yemiyor.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: babamdan yediğim acayip ayar şoktayım 111111
beyler bu işte tavada yemek yapmak için uğraşıyorlar, ama bayağı uğraşıyor.. nerdeyse iki saatini verdi ona.. en sonun yaktı amk
bende gittim yanına dedim değdi mi o kadar uğraşına dedim bak boşuna gitti iki saat uğraşın dedim
o anlık sinirle mi artık geçmişten gelen şeyle mi bilmiyorum ama senin için de 2 saat uğraştım ama değdi mi bilmiyorum dedi
kafamı öne eğip inciye girdim direk :(:(
emniyet müdürlüğü'nün yeni logosu
-
anlaşılan emniyet de 4. yıldızı takmış.
edit:imla
karizmatik futbolcu isimleri
-
(bkz: steve mcmanaman)
tek geçerim.
ekleme: fifa oynarken top her mcmanaman'a geldiğinde spikerin mcmanaman demesine hasta olan tek ben değilmişim. bir de thuram vardı tabi..
o zamanlarda, çocukluk günlerinde bilgisayarın her evde bulunmadığı bu yüzden çok daha değerli olduğu günlerde fifa oynamanın zevkine varmış tüm yazarlara selam olsun.. *
bu arada benim o zamanlar bilgisayarım yoktu teyze oğlu abilerimde vardı onlara her gittiğimde onlar oyun oynarken izler -ki izlerken oynamış kadar zevk alırdım- oyunları bitince o büyülü soruyu bekler ve her seferinde o soruyu alırdım "sen de oynamak ister misin?" o nasıl soru, o nasıl soru.. *
yaran fıkralar
-
karadeniz'in doğusunda, siyasi başarısından emin politikacı bir grup halkın nabzını tutarken....
bir köy kahvesinde toplanan kalabalıktan bir yaşlı emice,politikacılara;
- uşşağum de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?
- yok dede, biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır.
- sigaraniz var midur?
- dede biz sigaraya karşıyız, her yerlerde yasakladık bile.
- peki kumarinuz var midur?
- yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
- kari kiz işleriyle araniz nasildur?
- dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykırıdır. sümme haşa.
- peki la' uşşağum, sizin hiç masrafinuz yoktur... neden pu kadar çalaysunuz?
mail ile gelmiştir.
amerikan film klişeleri
-
beklenen bir patlamadan yuruyerek cool bir sekilde uzaklasmak.
arkadas, biri yanimda el cirpsa istemsiz olarak gozumu kirpiyorum, patlama lan bu. tamam biseylerin patliyacagini beklersin ama o da bi yere kadar. patlamanin siddetini nasil tahmin edebiliyosun da patlama olunca hic bozmadan yurumeye devam edebiliyosun?
bu coolluk cabalari 90larin bize mirasi, artik azalarak bitmesi gerekir ama hala arada sirada karsima cikiyor.
deli olmamak mumkun degil